ORHAN BDP'YE VERDİ VERİŞTİRDİ

AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan bir dönem Kürtlerin, Müslümanların, Alevilerin, gayrimüslimlerin haklarının yasaklandığı bir sistem oluşturulduğunu belirterek, “Dil yasak, din yasak, konuşma, eğitim yasak. Ne yazık ki bu sistemin mimarlığını ise CHP yapmıştır. Bu sistemin ve politikanın ülkeye faydası olmadığı gibi, derin yaralara neden olmuştur” dedi.

30 Mart’ta yapılacak seçimler öncesi il merkezi ve ilçelerdeki ziyaretlerini sürdüren Gülşen Orhan, bugün de Gürpınar’ın köylerinde temaslarda bulundu. Partilerine yönelik son zamanlarda artan şiddet ve saldırı olaylarını değerlendiren Orhan, BDP’nin bir dönemin CHP’si gibi davrandığını savundu. Halkın artık büyük tabloyu görmesi gerektiğine dikkat çeken Orhan, “Başbakanımız Türkiye'nin zihniyetini değiştirdi. İnsanımızı gerçeklerle yüzleştirdi, tarihimizle yüzleştirdi. O yüzden bugün tüm sorunlarımızı masaya yatırabiliyoruz. Kürt sorununu siyasetle çözebilmek için mücadele etti. Halk bu sorunu çözebilmesi için iktidarımıza destek veriyor, onu derin projelerden koruyor. Evlatlarını kaybedenler acılarını yüreklerine gömdüler, ‘Kiminle görüşülecekse, çözümün yolu neyse onu yapın’ dediler. ‘Gidin Öcalan’la bile görüşün, eğer çözülecekse bu sorun’ dediler. Bunu başarabilen bir lider olmadı, Başbakanımızdan başkası da yok. Türkiye'nin çözümden, demokratikleşmekten başka alternatifi yok. Bu büyük tabloyu gören, aklıselim düşünür; heyecana, kine, nefrete yönelmez, bilakis katkı sunar” şeklinde konuştu.

“BU SİSTEMİN MİMARLIĞINI CHP YAPMIŞTIR”
30 yıl devlet ile PKK arasındaki çatışmanın devam ettiğini ifade eden Orhan, “Binlerce evladımız birbirini öldürdü. Can kaybı, mal kaybı neredeyse memleketin kaderi haline geliyordu. Gelen giden hükümetler, liderler bu sorunu ne çözmek istediler ne de isteyenin buna gücü yetebildi. Sadece üç büyük lider dışında. Bunlardan biri Adnan Menderes, diğeri ise Turgut Özal’dı ancak ikisinin de hayatlarına mal oldu, millet-memleket sevdaları. Yıllar sonra bugün iktidara gelen ve bu mesele üzerinde duran ve aynı zamanda ayakta durabilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Neredeyse yüz yıldır Türkiye gerçeklerinden uzak, baskıcı, yok sayan bir sistemle yönetildi. Kürtlerin, Müslümanların, Alevilerin, gayrimüslimlerin haklarının yasaklandığı bir sistem oluşturulmuştu. Dil yasak, din yasak, konuşma, eğitim yasak. Ne yazık ki bu sistemin mimarlığını ise CHP yapmıştır. Bu sistemin ve politikanın ülkeye faydası olmadığı gibi, derin yaralara neden olmuş, yıllarımızı kaybetmişiz. Bize yıllarca üzerimizden atamayacağımız kötü bir miras bıraktılar. Kini nefreti derinleştirdiler. O kötü mirasa mahkum edildiler ki gençlerimiz çok çabuk kine nefrete yönlendirilebiliyorlar. Bu acıların sonlanabilmesi, uzlaşmanın, helalleşmenin, kardeşliğin, müzakerenin hayata geçirilmesiyle olabilir. Ateşe su ile gitmek gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiğini belirten ve bu süreç devam ederken birilerinin AK Parti’ye darbe vurarak, yüzde 30’lara düşürerek bu sürece müdahale etmeye çalıştığını belirten Orhan, “Bu yol CHP'nin yoludur, onu örnek alanlar yanlış yapar. Onların ilk icraatları, bu coğrafyada Kürtçe, Osmanlıca, Arapça, Farsça eğitim yapan medreseleri kapatmak oldu. O mekanlarda, her tür eğitim veriliyordu, halk bilgileniyordu. Dinini, dilini, kimliğini, edebiyatını, tarihini, doğayı, sanatı öğreniyordu. O yüzden birçok etnik kökenli halk kardeşçe komşuluk yapıyordu. Kapattılar bu eğitim yuvalarını, yerine bir şey koymadılar. Halk cahil kalsın istediler, o zaman daha iyi hakları yenebilir. Bir devir geride kaldı. Bugün büyük değişim yaşayan ülkemizden rahatsız olanlar, bu halkların hayrını, geleceğini, hakkını savunanlar değildir. AK Parti’yi yüzde 30’lara düşürmek isteyenler, kimsenin hayrını düşünmüyorlar. Barış; kinin, nefretin, silahın son bulduğu yerde olur. Bugün önemli bir fırsatın birinci yılındayız. Seksen yılın hesabını bir yıla ödetmemek gerekir. Barışa fırsat tanımak, sabır göstermek gerekir. Kimsenin burnu kanamadan bir yıl durabildiysek bu büyük umuttur” şeklinde konuştu.

“BAŞKALE’DEKİ TABLODAN DEMOKRASİ BEKLEYENLER YANILACAK”
Orhan, BDP’nin Başkale’deki oy oranlarına da dikkat çekerek seçmen sayısı kadar BDP’ye oy çıkmasından demokrasi beklemenin yanlış olduğunu belirtti. Orhan, “Hal böyle iken, etrafımızda şer mühendisleri kol gezerken, hükümeti, AK Parti’yi zayıflatmaya uğraşanlar, hepimizi felakete sürükler, bunun hesabını veremez. Ülkede, ilimizde her tür propaganda özgürken, herkesin hakkıyken, herkes bundan yararlanabiliyorken, birinin kendine hak gördüğünü ötekine çok görmesi zulmün en büyüğüdür. Bu siyaseti yakından tanıyoruz. 80 yıl boyunca CHP açık oy gizli tasnif yöntemini kullandı, bu ülkeye ne kazandırdı? Kürtlere ne faydası oldu? Müslümanlara ne faydası oldu? Bakın bakalım örneğin Başkale'nin köy seçim sonuçlarına, ibretlik bir tablo görürsünüz. Seçmen sayısı neyse BDP'nin oy sayısı da odur. Diyelim ki kimse AK Parti'den razı olmadı oy vermedi. Hiç ölen, evlenip giden, askere giden, yanlış oy kullanan da mı olmadı? Bu tablodan demokrasi bekleyen ve devşiren er geç yanıldığını anlayacaktır” ifadelerini kullandı.

“BİZ NEREDEYSEK BDP ORADA”
Son zamanlarda artan şiddet olaylarını da değerlendiren Gülşen Orhan, BDP’nin partilerine yönelik gerçekleştirilen bu saldırılarla demokrasiye burun kıvırdığını belirterek, “CHP ve MHP, AK Parti’yi ağır ithamlara tabi tutuyor, ‘Ülkeyi satıyor’ diyorlar. BDP'de her tür demokratikleşme girişimine burun kıvırıyor ve AK Parti’yi suçluyor. İki uç kesimde duranlar, nasıl oluyor da aynı şeyi söyleyebiliyor, aynı noktada buluşabiliyor? Halk da onların tam tersini yapıyor. BDP’lilerin AK Parti'ye olan kini nedendir? Bugüne kadar biz nerede bir miting yaptıysak BDP de orada miting yaptı. BDP nerede miting yaptıysa bizde orada mitingler gerçekleştirdik. Parti seçim çalışmaları da aynı şekilde. Hiçbir AK Partili onların yoluna çıkmış mı bugüne dek? Bir AK Partili, onların mitinglerini protesto etti mi? Onlar konuşurken slogan attı mı? Mitinglerine gelenleri tehdit etti mi? Kadın kollarını dövdü mü? Bu nasıl bir anlayıştır, gençlere ve çocuklara aşılanıyor? Adetlerimizde, dinimizde ve insanlıkta böyle bir muamele var mı? Yanlış yapılıyor. Halk nasıl ki bu anlayıştaki CHP'yi mahkum etti, bu yolu izleyen her tür partiyi de mahkum edecek. Derdimiz yeniden zaman kaybı olmamasıdır. Gençlerimiz ve çocuklarımız barıştan uzak tutulmaya çalışılmamalıdır” dedi.

Bakmadan Geçme