Orhan Pamuk İtalya'da konuştu: Çok kızgın ve üzgünüm
Nobel ödüllü Yazar Orhan Pamuk, son kitabının tanıtımı için geldiği İtalya'da, Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına değinen Pamuk, 'Gazeteciler dayak yiyor, hapse atılıyor, öldürülüyorlar. Baş muhalif gazetenin genel yayın yönetmeni, yakın arkadaşım (Can Dündar) hapse atıldı. Ne söyleyebilirim ki? Çok kızgın ve üzgünüm' dedi.
Orhan Pamuk, İtalyancaya “La stranezza che ho nella testa” adıyla çevrilen “Kafamda Bir Tuhaflık” romanının tanıtımını, önceki akşam Torino kentindeki Carignano Tiyatrosu'nda gerçekleştirdi.
Burada yaptığı konuşmada, “Benim ülkem; Türkiye, düşündüğünüzden daha çok Avrupa'ya entegre ve yakındır” diyen Pamuk, bu ülkede son zamanlardaki siyasi olayların ise korkunç olduğunu dile getirdi.
“Politikacılarımız daha da toleranssızlar, özellikle gazetecilere karşı tehditkarlar” ifadelerini kullanan ünlü yazar, “Gazeteciler dayak yiyor, hapse atılıyor, öldürülüyorlar. Baş muhalif gazetenin genel yayın yönetmeni, yakın arkadaşım (Can Dündar) hapse atıldı. Ne söyleyebilirim ki? Çok kızgın ve üzgünüm” diye konuştu.
“Tahir Elçi'nin öldürülmesi korkunç bir eylemdir”
İl Mattino gazetesine özel açıklamalar da yapan Pamuk, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesine yönelik tepkisini ise, “Korkunç bir eylemdir, çünkü barışçıl bir adama, Kürt meselesinin seçkin bir temsilcisine karşı işlendi ve aynı zamanda entelektüel sınıfa bir saldırıdır” sözleriyle ortaya koydu.
Geçmişte de bu tür cinayetlere tanık olduklarını ve bunların faillerinin bulunamadığını anlatan yazar, “Bunlar kesin bir politik stratejinin parçasıydı ve ne yazık ki o dönemlere dönüyor olduğumuz hissine sahibim, tam da Kürt azınlıkla barış girişiminin iflas ettiği zamanda” dedi.
“Avrupa, düşünce özgürlüğü ve demokrasiyi ihmal etmemeli”
Pamuk, Brüksel'deki zirveden sığınmacılar için Türkiye'ye 3 milyar euro verilmesi ve AB'ye giriş müzakerelerinin canlandırılması kararına dair görüşlerini de, “Geçen yıllarda büyük bir enerjiyle, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi için savaş verdim; bu nedenle bu anlaşmayı, Türkiye'nin entegrasyonu için ileriye dönük büyük bir adım olarak görüyorum” diye ifade etti.
Bugün AB'nin, istemediği göçmenlere ilişkin Türkiye'den bir çeşit filtre rolü görmesini istediğini söyleyen Pamuk, “Bu olumlu bir şey olacaksa, Türkiye-Avrupa arasındaki dosyanın yeniden açılmasında olduğu kadar Avrupa, demokrasi ve düşünce özgürlüğü meselelerini de ihmal etmemeli” diye konuştu.
“Türkiye'nin ölümcül bir şekilde Asya'ya itilmesi Avrupa için iyi bir şey değil”
Türkiye'nin, sadece kişi başına düşen milli gelir bakımından Avrupa standartlarına yakın olmasının yeterli olmadığını dile getiren Pamuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye, aynı zamanda kendini özgürce ifade etme olasılığı bulunmayan bir ülke olacaksa; göçmen akınına ilişkin Avrupa'nın jandarması olması da yeterli değildir: eleştirici aydınlar muazzam bir baskı altında, gazeteciler sansür ve saldırıya uğruyor, hapse atılıyor. Avrupa, Türk hükümetinden daha fazla demokrasi ve özgürlük elde edemezse, ölümcül bir şekilde Türkiye'yi Asya'ya doğru itecektir ve bu da AB için iyi bir şey değildir.”
“Erdoğan, ordunun şantajına boyun eğmeme cesaretini gösterdi”
Pamuk, “Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var. Siz Erdoğan'ın Avrupa'ya ihtiyacı olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna da şöyle karşılık verdi:
“Birkaç yıl öncesine kadar Erdoğan'ın partisi, Türkiye'nin, bir askeri darbe hayaletini ortaya atarak yardım istediği Avrupa'ya girmesinden yanaydı. Buna karşı olan ise askerler ve laikler idi. Şimdi bu neredeyse tersine döndü ve Erdoğan'ın ordunun şantajına boyun eğmeme cesaretini gösterdiği kabul edilmeli.”
“Sorun sadece Erdoğan değil”
Bugün Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı olmayan bir duruma geldiğini belirten Pamuk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise, ülkeyi tek adam olarak yönetmek istediğini ifade ederek, “Sorun sadece Erdoğan değil, etrafındaki yönetici sınıftır da, öyle bir parti ki (AKP) tüm Türkiye'yi kontrol etmek istiyor” dedi.