OSB faaliyetlerini ve hedeflerini açıkladı
Van Organize Sanayi Bölgesi'nin 2015 yılı 2. yarıyıl faaliyet raporu ve 2016 yılı hedef ve beklentilerini kapsayan toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Vali İbrahim Taşyapan, 'Ülkede huzur ortamı ve güven ortamı olmadığı sürece sanayici gelip yatırım yapmaz. Turizmci de gelmez, turist de gelmez' dedi.
İlhan Siyahtaş
OSB'nin düzenlediği toplantıya Vali İbrahim Taşyapan, Vali Yardımcısı Mehmet Parlak, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Daire Başkanı Feridun Baransel, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, sanayici ve iş adamları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt, " Bizim bugün bir araya gelme amacımız özellikle üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde bilimi sanayi ile buluşturmak, bilim yuvalarında senelerce verilen emeklerin bedeli olan ve ortaya çıkacak olan ürünlerin bilimin ışığında yeni nesillere taşınabilmesi için, bilim sanayiyi biliştirmektir. Bu anlamda değerlendirmemizi yapacak, faaliyet raporlarımızı açıklayacağız. Kendimizi geliştirip, güçlendirmek, bilim ve sanayiyi geleceğe taşımak için çaba içerisindeyiz" dedi.
"VAN'IMIZ TÜRKİYE'NİN EN ZENGİN ŞEHİRLERİNDEN BİRTANESİ"
MÜSİAD Başkanı Kerem Baynal, " Van sanayisinin iki dezavantajının olduğu bir ildir. Bir tanesi pazara uzaklık bir diğeri ise ham maddeye uzaklıktır. Bu iki dezavantajı acaba nasıl avantaja çevirebiliriz, bunun iyi hesabını yamamız gerekiyor. Van'ımız Türkiye'nin en stratejik sektörlerinden bir tanesi olan hayvancılık ve tarım ürünleri noktasında zengin şehirlerinden bir tanesidir. Hayal ediyorum acaba Van kavurmasının kokusu ne zaman İstanbul'da duyulacak, Çatak balı ne zaman Amerika'ya ihraç edilecek ve Van elması ne zaman 6 ay boyunca saklanabilecek. Bu noktada ciddi bir çalışmanın yapılması gelecekte sanayileşme ve kalkınma da önemli konular olacaktır. Umarım organize sanayimizin yönetimi bunu değerlendirecektir" ifadelerini kullandı.
"İL OLARAK ÇOK ŞANSLI BİR BÖLGEDEYİZ"
Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yavuz Karaman, " Bölge son zamanlarda ekonomik anlamda kötü bir durumdadır. Çözüm sürecinde başa dönülmesi gerekmektedir. Biz il olarak çok şanslı bir bölgedeyiz. Sınır illerimiz ve sınır boylarımız her zaman ticaretini en iyi yapan illerdir. Güneyimiz Irak, Doğumuzda İran, Gürcistan, Nahçıvan olması bizler için avantajdır. Şehir olarak en güzel doğaya, güzelliklere, bitki örtüsüne sahip bir iliz. Ancak şansızlığımız Orta Doğu'ya dahil olmamızdır. Orta Doğu'daki olaylardan zarar görmemizdir. Biz yine şunu tekrar ediyor ve yineliyoruz. Van son gelecek 5 yılın en iyi şehri olacaktır. Bu anlamda hiçbir zaman ümidimizi kaybetmiyoruz. Bu hep böyle geldi böyle gidecek değil. Yeni canlılıklar bu şehir yeşerecektir. Her zaman ümit varız. Sanayicimizin, tüccarımızın ve esnafımızın zor günleri var ama her zorluğun bir baharı da vardır. Bu anlamda ülkemizin lider bir ülke olması için elimizden geleni yapmalıyız" dedi.
"TÜRKİYE'DE 4'NCÜ İL KONUMUNDAYIZ"
DAKA Genel Sekreteri Mehmet Emin Demirci, "Van'ın nüfusu 1 milyon 100 bine ulaşmış durumda. Bu konuda bu tekrarları çok yaptık ama bazı şeylerinde altını çizmekte fayda var. Doğurganlık oranında Türkiye'nin en doğurgan 4'üncü iliyiz, en geç 4'üncü iliyiz. Kişi başına gelir oranında Türkiye'nin 3'te 1'ine denk geliyor. 3 bin 500 dolar civarında bir üretim gücümüz var. Yıllık olarak yaklaşık 4,5-5 milyar dolarlık toplam üretim yapan bir şehiriz. Van bu haliyle ekonomik, sosyolojik olarak baktığımız zaman ya büyümek ya da küçülmek zorundadır.1 milyon 100 bin nüfuslu bir şehir bu hacimde kendisini devam ettirmesi mümkün değildir" şeklinde konuştu.
"VAN'I SAHİPLENME RUHUMUZ YOK"
İçlerinde Vanlılık ruhunun eksik olduğunu, Van'ı sahiplenme ruhunu canlandırmanın gerekliliğinden bahsederek sözlerine başlayan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, "Van'ın sahip olduğu potansiyeli biz öncelikle kendi içimizdeki iç potansiyelimizi harekete geçirsek ve ancak o zaman başaracağımıza inanıyoruz. Van ile ilgili Van'ı geleceğe taşımasına ilişkin bir konu söz konusu olduğu zaman biz küskünde olsak, dargında olsak ciddi sorunlarımızda olsa el ele vermemiz ve başarmamız lazım. Van Organize Sanayi Bölgemiz de çok ciddi bir üretimimiz var. Ancak pazarlamamızda sorun yaşıyoruz. Merkezden uzak olmanın dezavantajları var ama, aslında merkezden uzak olup yakın komşu ülkelerimizin olması da bir avantaj. Bu avantajı nasıl kullanmamız gerekiyor. Van'ın en büyük sorunlarından bir tanesi de şu; sınır ticaretini tam kavramış değiliz. Sınır ticaretini biraz daha hakikaten kendi içerimizde sorgulayıp sınır ticareti üzerinde çok daha dikkatli ve usulüne uygun bir şekilde durup bunu canlandırmamız gerektiğinin kanaatindeyim" dedi.
"BELEDİYE OLARAK İŞ ADAMLARIMIZIN YANINDAYIZ"
Büyükşehir Belediyesi Emlak ve İstimlak Daire Başkanı Feridun Baransel, yapılan organizasyona çağırıldıkları için OSB yönetimine teşekkür ederek, "Van'ın tarımsal ürünlerinden, balından ve kavurmasından bahsettiler. Bazı konuşmacılar ham maddeye, pazarlara uzak olduğumuzu söylediler ve sınır şehri olduğumuzu da belirttiler. Biz iş adamlarımızın Van'a özgü kavramlar dışında katma değeri yüksek ve ileriye dönük yatırımlar yapacakları konusunda da inancımız tamdır. Büyükşehir belediyesi olarak iş adamlarının yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz" dedi.
"SANAYİCİ GÜVENSİZ VE HUZURSUZ ORTAMA YATIRIM YAPMAZ"
OSB'nin belli bir mesafe kat ettiğini dile getiren Vali İbrahim Taşyapan, " Bu ilerlemenin OSB'yi de kurumsallaşmaya doğru da götürüyor. İnşallah ilerde çok daha sanayicinin burada yatırım yapmak için yarışacağı, kurumsal yapısını tamamlamış ve içinde üretim yapan sanayicimize gerekli hizmetleri verebilecek bir kurum haline de geleceğine inanıyorum. Bu akşam ki burada temel amacımız istişare yapmak, ana konumuz da organize sanayi bölgesidir. Organize sanayi deyince mutlaka ilimizin en önemli sanayi sorununu ve kalkınma sorununu burada konuşmak zorundayız. Bir ülkede huzur ortamı ve güven ortamı olmadığı sürece sanayici yatırım yapmaz. Turizmci de gelmez, turist de gelmez. Bunu bizim kendi şapkamızı kendi önümüze koyarak düşünmemiz gerekir. Eğer ki fabrikanızı, çalışanlarınızı güvende hissetmiyorsanız, gidip bir yerlere yatırım yapmazsınız. Bizim ana konularımızdan bir tanesi de budur. Dolayısıyla ülkemizde huzur ve güven ortamını sağlamalıyız. Buna beraberce sahip çıkmalıyız. Bu birilerinin sorunu değildir. Bu devlet ve yönetim mekanizmasının yöneticilerinin sorunu değildir. Bu bütün toplumların sorunudur. Kendi ülkemizde, kendi memleketimizde yollarımızı, dağlarımızı, taşlarımızı, çarşımızı, pazarımızı güvenli hale getireceğiz ki insanlar oralara gelip yatırım yapabilecekler. Bugün Tekstil kentte bir fabrikada 250 kişi çalışıyor, şartların daha zor olmasına rağmen oradaki üreticilerin yılmadığını görüyoruz. İleri ki dönemlerde 20 tane fabrikamız çalışacak. Bu 20 fabrika çalıştığı zaman binlerce insanımız iş imkanı bulacak. Çalışan ve üreten insan, başka kötü fikirlere, kötü hareketlere zaman bulamaz. Daha iyiye yönelir ve kendini geliştirir. Bugün işçi olarak girdiği fabrikaya kendini geliştirerek kendi işinin patronu olabilir. Bugün sanayici olan, yatırım yapan kişilere baktığımız zaman, mutlaka küçük bir yerden başlayıp daha sora büyüme elde etmiştir. Bugün Hakkari'nin, Bitlis'in imkanlarından daha fazla imkana sahibiz. Bunlar Van için birer nimettir. Bu nimetlerin kıymetini bilirsek üretimimiz ve verimliliğimiz daha çok artacaktır. Bunun için burada yaşayan insanımız bizim en önemli sermayemizdir. İnsan dünyanın en önemli sermayesidir. İnsanlarımızı kabiliyetlerine, anlayışlarına ve doğru bir biçimde yetiştirmemiz gerekiyor. Hiçbir insanımızı zayi edemeyiz. Bunun için önce eğitim hayatımızda, sonra iş hayatımızda, sonra hayatımızın her yerinde her bir alanında onları en iyi yere getirmenin en iyi şekilde donatmanın yollarını bulmalıyız. Organize sanayi bölgesinde bizim hedefimiz, benim şahsi anlayışım bir üretim olarak düşünmek zorundayız. Mevzuatlar yapılır ve biz uygularız, aksi engeller ile karşılaşıldığında bizler devreye gireriz ve gereken desteği veririz. Önemli olan orada üreticiyi orta maddeye koymaktır. Bir insan çaba, gayret sarf edip üretmeye çalışıyorsa, bizler onun yolunu kolaylaştırmak için her türlü çabayı bizde gösterip yardımcı olmaya çalışıyoruz. Mevzuatları bazen zorlayabiliriz, bazen lehimize olarak yorumlayabiliriz. Bizler üzeremize düşen her şeyi yaparız, yeter ki işlerimiz orada daha iyi ilerlesin, işlerimiz daha hızlı yürüsün, insanlarımızın soranları çözülsün, insanlarda kendilerini üretime daha iyi geliştirmeye çaba göstersin. Bizim görevimiz onların önlerine sorun çıkarmak değil sorunları çözmektir" şeklinde konuştu.