Pandemi kadınları 'tüketti'
TÜSİAD, TÜRKONFED ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye iş birliğiyle hazırlanan araştırma, Covid-19'un kadınları daha fazla ve daha olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Salgın döneminde evden çalışmanın ve ev içinde geçirilen zamanın artmasıyla, kadınlar ve kız çocuklarının üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcanan zamanın arttı. Kadınlar ve kız çocukları aynı zamanda artan oranda aile içi şiddetle mücadele etmek zorunda kaldı.339 şirketin katıldığı 'Covid-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri' araştırmasına göre kadınlar artan ev işleri ve bakım sorumluluğu, uzaktan/evden çalışma ile artan iş yükü ve endişe, psikolojik stres ve tükenmişliği en önemli sorun olarak sıraladı. Erkekler ise ücret/gelir yetersizliğini, iletişim ve bilişim teknolojilerine kısıtlı erişimi ve psikolojik stres ve tükenmişliği sorun olarak gördü.
COVID-19 kadınlara yönelik şiddet, ekonomik güçlenme gibi konularda var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirirken iş dünyası eşitlikçi uygulamalar için harekete geçiyor. TÜSİAD, TÜRKONFED ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye iş birliğinde “Covid-19 Salgınının Kadın Çalışanlar Açısından Etkileri” Araştırması hazırlandı. Araştırma salgın döneminde evden çalışmanın ve ev içinde geçirilen zamanın artmasıyla, kadınlar ve kız çocuklarının üzerindeki bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcanan zamanın arttığını, kadınlar ve kız çocuklarının aynı zamanda artan oranda aile içi şiddetle mücadele etmek zorunda kaldığını ortaya koydu.
KADINLAR ARTAN İŞ YÜKÜNDEN, ERKEKLER GELİR YETERSİZLİĞİNDEN ŞİKAYETÇİ
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Memiş tarafından yürütülen, ankete dayanarak hazırlanan araştırmaya 339 şirket katıldı. Kadın ve erkek çalışanların sorun olarak gördükleri 3 konu şöyle ayrıştı: Kadınların yüzde 99’u artan ev işleri ve bakım sorumluluğunu, yüzde 97’si uzaktan/evden çalışma ile artan iş yükünü, yüzde 95’i ise endişe, psikolojik stres ve tükenmişliği en önemli sorun olarak sıraladı. Erkeklerin ise yüzde 74’ü salgın döneminde ücret/gelir yetersizliğini, yüzde 69’u iletişim ve bilişim teknolojilerine kısıtlı erişimi ve yüzde 65’i psikolojik stres ve tükenmişliği sorun olarak gördü.
ŞİDDET ARTIYOR
Kadın ve erkek çalışanların yaşadığı sorunlarda en büyük fark ev-iş dengesi ve artan şiddet bağlantılı. Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 99'unda kadın çalışanlar tarafından ortak olarak iletilen sorunlar arasında artan ev işleri ve çocuk/yaşlı/hasta bakımı nedeniyle karşılaşılan zorluklar belirtilirken, işletmelerin yüzde 25’inde bu sorun erkekler tarafından iletildi. İşletmelerin yüzde 89’unda kadın çalışanlar ev içi şiddetin arttığını belirtirken, yüzde 19’unda erkekler tarafından bu soruna işaret edildi.
YETERLİ ÖNLEM ALINAMIYOR
Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 76’sı çalışanların yaşadığı stresi azaltmak ve genel refahlarını desteklemek üzere, özel önlemler aldığını, sadece yüzde 26’sı kadın çalışanlara yönelik özel önlem alındığını ifade etti. Ev ve iş dengesine yönelik veri toplayan şirketlerin oranı yüzde 14, iç iletişim yapan şirketlerin oranı yüzde 13 ve aynı konuda özel önlem alan şirket sayısı 3. Benzer şekilde ev-içi şiddete yönelik veri toplayan şirketlerin oranı yüzde 1.5, iç iletişim yapan şirketlerin oranı yüzde 6 ve özel önlem alan şirket sayısı 1.
EŞİTLİK ENDEKSİ OLUŞTURULDU
Araştırma kapsamında bir eşitlik endeksi oluşturuldu. Endekste eşitlik ilkelerine yönelik taahhüt vermiş olma/imzacı olma, eşitlik faaliyetlerinde iş birliği çalışmaları yapma ve yönetici pozisyonlarında eşit temsil sağlama kriterleri dikkate alındı. Eşitlik endeks değeri yükseldikçe Covid-19 salgınının etkileriyle mücadelede şirketlerin, artan iş yüküne karşı ev-iş dengesine yönelik ve ev içi şiddete yönelik önlem alma eğilimi de artış gösterdi.
Araştırmada Toplumsal cinsiyete duyarlı müdahaleler için şu öneriler getirildi:
- Kriz etkilerinin görünür kılınması: Düzenli olarak salgının etkilerine dair, cinsiyete göre ayrıştırılmış veri ve bilgi toplanması
- Krize dayanıklı eşitlikçi müdahaleler: Şirketlerin çalışanlarının kriz dönemlerinde pratik ihtiyaçlarını karşılarken toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeyecek stratejik (eşitlikçi ve dönüştürücü) müdahaleler planlanması
- “Eşitlik Endeksi”nin Kullanımının Yaygınlaştırılması: Covid-19 sürecindeki müdahalelerinin toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değerlendirilmesinde, bu araştırma verileriyle oluşturulan “Eşitlik Endeksi”nin ve bileşenlerinin (WEPs taahhüdü, kadın yönetici sayısı vb.) işletmelerce kullanımının yaygınlaştırılması
- İşbirliklerinin Artırılması: Dış paydaşlar (kamu ve diğer şirketler) ve STK’lar ile iş birliği yapılması
- Toplumsal cinsiyete duyarlı destek mekanizmaları ve politikalar konusunda mevzuatın gözden geçirilmesi
- Toplumu harekete geçirme ve kamuoyu farkındalığı: Ortaklıklar ve iş birlikleri ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bilinmesi, ele alınması ve bu alanda önleme amaçlı verilen mesajların güçlendirilmesi için iş, sanat ve spor dünyasındaki rol modellerin harekete geçirilmesi
Ulusal mevzuat ve politikalara yönelik öneriler de şöyle sıralandı:
- Ulusal politika ve stratejileri belirleyen temel belgelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir hedef olarak yer alması
- Salgın sürecinde ve genelde kriz dönemlerinde hazırlanan teşvik ve destek paketlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi: Örneğin ebeveynlere bakım izni, esnek çalışma ve hizmetlere erişim sağlayan uygulamaların teşvik paketleri kapsamına girmesi veya kurtarma ve teşvik paketlerinin, ev iş dengesi üzerine olası etkileri göz önüne alınarak tasarlanması vb.
- Çalışma Modellerinde Kalıcı Değişiklik Kararlarının Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Etkileri Bakımından Değerlendirilmesi: Covid-19 tedbirleri sonrasında kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçiş olasılığının tüm boyutlarıyla tartışılarak ele alınması; uzaktan/evden çalışmanın kadınlar açısından farklı zorluklar ve ihtiyaçlar ortaya çıkardığının dikkate alınması.
- Ev ve bakım yükümlülüklerinde eşitsizlikle mücadele konusunda uluslararası başarılı uygulamalar incelenerek bütüncül politika adımlarının oluşturulması ve hedefler belirlenmesi.
- Uluslararası örneklerde olduğu gibi ve ulusal politika belgelerinde yer aldığı üzere iş ve aile yaşamını uyumlaştırma hedefi kapsamında başta çocuk bakım kurumları olmak üzere bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması.
UYGULAMA REHBERİ HAZIRLANACAK
Araştırmanın bulgularından hareketle TÜSİAD, TÜRKONFED ve UN Women tarafından özel sektöre yönelik “krizi eşitlikçi yönetmek” konulu bir uygulama rehberi hazırlanacağı ve yaygınlaştırılacağı açıklandı. WEPs taahhütlerine de dayandırılacak bu rehber ile şirketlerin kriz dönemlerinde çalışanlarının pratik ihtiyaçları karşılanırken toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirmeyecek eşitlikçi ve dönüştürücü müdahalelerin planlanması amaçlanıyor. Ayrıca krize dayanıklı sürdürülebilir yönetim modellerinin benimsemesi hedefleniyor.
'HİÇBİR KRİZDEN TOPLUMUN YARISINI GERİDE BIRAKARAK ÇIKAMAYIZ'
Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, artan iş yüküne ve ev içi şiddete yönelik sorunlarla mücadele edilmezse toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin derinleşeceğine vurgu yaptı. Kaslowski ''Kadın hakları konusunda büyük mücadeleler ve toplumsal dönüşüm ile elde edilen kazanımları daha ileriye taşımak gerekirken, krizin bizi bu hedeften uzaklaştırmasına izin veremeyiz. Hiçbir krizden, toplumun yarısını geride bırakarak çıkamayız.” dedi.
'POZİTİF AYRIMCILIK DEĞİL CİNSİYET EŞİTLİĞİ'
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da, COVID 19 salgınının ekonomik, sosyal ve toplumsal belirsizlikler yaratırken, aynı zamanda büyük bir dönüşümün de kapılarını araladığını belirtti. Turan ''Katılımcı, kapsayıcı ve eşitlikçi bir anlayışla krizi yönetenler, tünelin ucundaki ışığın gerçekten çıkış olduğunu biliyor. Potansiyelimizin yüzde 100’ünü, eşit ve adil bir sistem ile kalkınma yolculuğumuzun öznesi yapabiliriz. Pandemi döneminde özellikle iş, ev, çocuk ve yaşlı bakımı ile çocukların eğitim sürecine de destek olan kadınların üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde zihinsel ve kültürel değişimi, eğitim başta olmak üzere sistemsel bir dönüşümle sağlayabiliriz'' dedi.
Toplumsal refah için toplumun yüzde 100 katılımının önemine vurgu yapan Turan ''Toplumsal refah için kadınların hayatın her alanına yüzde 100 tam eşitlikçi katılımı şart! Pozitif ayrımcılık değil toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde adil bir sistemin inşası ile kadın-erkek birlikte hayatı dönüştürme gücüne sahibiz.” diye konuştu.
'KADINLARDA 1.1 MİLYON İŞ KAYBI YAŞANDI'
UN Women Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova COVID-19'un iş gücü piyasasındaki var olan eşitsizlikleri derinleştirdiğini söyledi. Varbanova ''Salgının özellikle kadınların işleri, kariyerleri ve gelirlerine olumsuz etkileri oldu. Nisan 2020 ayının verileri kadınların 1.1 milyon iş kaybı yaşadığını gösterirken, bu rakam erkeklerde 1.5 milyon olarak gerçekleşti. Daha az sayıda kadın işini kaybetmiş gibi görünse de, kadınların iş gücüne katılım oranlarının erkeklere kıyasla düşük olduğu düşünülürse, kadınlar ciddi oranda bir iş kaybı yaşadı.” dedi. Varbanova, kadınların ekonomik güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmek için; hükümetler, şirketler, işverenler, çalışan organizasyonları, sivil toplum kuruluşları ve akademi olmak üzere tüm paydaşların dönüştürücü politikalar üretmeleri gerektiğinin altını çizdi.
'COVID-19 HEPİMİZ İÇİN BİR UYANIŞ ÇAĞRISI'
UN Women Stratejik Ortaklıklar Direktörü Dan Seymour, ''COVID-19 hepimiz için bir uyanış çağrısı, var olan sorunları düzeltmemiz için bir fırsat” dedi. Özel sektörün var olan sorunları çözmek için hesap verebilir ve sorunlara odaklı çalışmaları gerektiğini hatırlatan Seymour, UN Women’ın bu konuda önemli bir ortak olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
Habertürk