Pislik nedir?

Bahri Yıldızbaş yazdı...

— Lise sondaydım...

Felsefe hocamız derse girdi, "Arkadaşlar, bana pisliğin tarifini yapar mısınız?" dedi...

Birer birer cevap verdik, hocamız hiç birimizinkini doğru kabul etmedi.

"O zaman, siz yapın tarifini hocam" dedik...

Hocamız, ayağa kalktı ve;

"Pislik, bulunmaması yerde bulunan şey veya kişidir!" diye bir tarif yaptı...

"Nasıl yani?" dedik.

"Çok basit arkadaşlar..." dedi,

"Örneğin; annenizin saçını öper koklarsınız. Ama o saçın bir telini dàhi yemek tabağınızda görseniz, iğrenirsiniz ve o saç pislik olur."

"Yine tabağınızdaki yemeğin yağına ekmek banarak yersiniz, ama o yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlasa, o yağ artık bir pislik olur sizin için."

"Ve bir kimse, bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki; o da bir pisliktir.” Alıntı.

Başımıza kocaman bir felaket gelmiş, bu musibeti binlerce nasihat yerine bırakıp ders almamız gerekirken, ortaklığı öylesine bulandırıyoruz ki; sönen ocaklardaki acıları, yanan yürekleri ve yaraları saracağımıza, hala kavga ve kargaşa içindeyiz.

Afetler, toplumların ve ulusların felaketidir. Bu felaketlerin bir çoğunun önüne geçme veya durdurma şansımız kesinlikle yoktur. Ancak, tedbir aldığımız ve felaket geldiği zaman hızlı organize olduğumuz da; yüz binlerce yarayı sarabileceğimiz gibi, binlerce canı kurtarabilir ve ocakların sönmesini engelleyebiliriz.

Şamanların, “Ders, siz öğrenene kadar devam eder.” öğretisi, kuşaktan kuşağa boşuna aktarılmamıştır.

Olduktan sonra ağlamak, kavga etmek, bağırmak, hakaret etmek, kötülemek, reklam yapmak, çalışanların emeklerine saygı duymamak, gönüllüleri küstürmek ve gereksiz münakaşalar; depremi yaşayanlara ve ülkemizin yarınlarına haksızlık olur.

Eleştiriler, uyarılar ve bilim insanlarının önerileri yapıcı ise, onlara kulak verip değerlendirdiğimizde, hedeflere daha hızlı ulaşmış olacak ve acıları hep birlikte azaltmış olacağız.

— “ Sevgi ve bilim paylaşıldıkça çoğalır, acılar ve felaketler paylaşıldıkça azalır.”

Gelin sevelim ve bilime kulak verelim ki; güzellikler ÇOĞALSIN.

Gelin felaket bölgesi ile felaket yaşayan kardeşlerimizin acılarını paylaşalım Kİ; kötülükler AZALSIN.

Karıştırdıkça ve kavga ettikçe; güzellikler kaybolur, kötülükler çoğalır ve sürekli PİSLİK üremiş olur.

— “Dünyadaki onlarca ülke, şu anda bizim acılarımıza ortak olmak İçin uğraşırken, bizler beynimizi güzellikler yerine kötülüklerle doldurursak, PİSLİKLERİ temizlemekle uğraşmış oluruz.”

Acil ve koordineli tedbirlerle, deprem bölgesindeki tüm vatandaşlarımızın yaralarının hızlı şekilde sarılacağına, MEB, YÖK ve paydaş bakanlıkların özverili ve ortak çalışmalarıyla; İlköğretim, ortaöğretim (lise) ve yüksek öğretimlerin tümünde, en kısa sürede eğitim-öğretime başlanacağına inanıyorum. Deprem bölgesi dışındaki tüm üniversite ve okul yöneticilerimizin, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ortamlarına kavuşmasına gönüllü destek verecek kapasiteleri olduğuna ve eğitimi sorunsuz başlatacaklarına inanıyorum.

2020 yılından itibaren, dünyayı saran virüs felaketi ve şimdi ülkemizdeki deprem felaketiyle, her kademedeki öğrenci, öğretmen, akademisyen ve eğitim çalışanlarının örgün eğitimden uzaklaşması; psikolojik sorunlarla birlikte, eğitsel, öğretsel ve bilimsel konularda da, onlarca yeni sorunlar yaratacaktır.

Sevgi, bilim ve saygıyla uğraşmış olsak, temizlenmiş ve başarmış oluruz. İçinde bulunduğumuz zor ve acı günlerden kurtulmak İçin, sabırlı ve birbirimize karşı anlayışlı olmamız gerekir.

Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara ve deprem mağdurlarına acil şifalar ve sabırlar diliyorum.

Sağlıklı ve temiz Türkiye için, yeni haftamız, sevgiyle, umutlarla ve güzelliklerle süslensin.

Geçmiş olmuyor Kİ, Türkiye’m.

 
Yorumlar 2
Adil KABAKCI 13 Şubat 2023 16:18

Düşünmek ve akletmek dileğiyle teklif ve temennilerini katıldığımı bildirir, saygı ve sevgilerimi sunarım

Salih Yılmaz Vehbi.. 13 Şubat 2023 14:47

Aynen katiliyorum.Yine bilgece bi yazı. Selâm olsun sana Vehbiciğim.

Bakmadan Geçme