Fazla kilolar, hareketsizlik, sigara kullanımı ve kırmızı
etin aşırı tüketimi kolon yani kalın bağırsak kanserinin en önemli
tetikleyicilerindendir. Kalın bağırsak kanserinin %95’i poliplerden
gelişmektedir. Genellikle vücutta sinsice çoğalan, hiçbir belirti vermeyen ve
kolon kanserine dönüşme riski taşıyan polipler ve korunma yolları hakkında Memorial
Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Yıldıran Songür önemli bilgiler
verdi. Polip, kalın bağırsak üzerinde oluşan et beni şeklindeki yapılardır.
Bir takım hücrelerin orada çoğalarak bağırsağın içine doğru çıkıntılar
oluşturmasıdır. Herkeste oluşabilir ve genellikle iyi huylu olarak başlamaktadır. Her 4 kişiden birinde polip var Polipler genellikle geç dönemde yani kansere dönüştüğünde
belirti vermeye başlar. Poliplerin sadece küçük bir kısmı kansere
dönüşmektedir. Ancak kanserlerin büyük bir çoğunluğu poliplerden geliştiği için
oldukça dikkat edilmesi gereken bir konudur. Genel nüfusa baktığımızda bu oran
%10-15 civarındadır. 50 yaş civarında nüfusun yaklaşık %25’inde değişik
tiplerde polipler görülmektedir. 70 yaşı değerlendirdiğimizde ise görülme sıklığı
%50’ye yakındır; yani poliplerin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Poliplerin
özellikleri; ·
Kendi kendine geçmemektedir. ·
Genetik özellik taşımaktadır. Birinci derece
akrabalarında kolon kanseri ve daha önceki tetkiklerinde polip saptanan hastalar
risk grubunu oluştururlar ve yakın takip gerekir. ·
Polipler genelde 1cm civarındadır. 2 cm den
büyükleri tehlikeli olabilir ve çıkarılması gerekmektedir. ·
Şiddetli ağrı, bağırsak tıkanıklığı, kilo
kaybı gibi belirtiler genellikle geç dönem belirtileridir. Hemoroid ve anüste fissür (çatlak) gibi problemler
benzer belirtilere sahip olması nedeniyle bazı hastalarda rektum kanserinin
tanı ve tedavisinde gecikmelere neden olabilir. Bu belirtiler hem hastaları hem
de nadiren hekimleri yanıltabilir. Genel olarak 40 yaş ve üzerinde makat
bölgesinden olan kanamalarda rektum ve kalın barsak kanseri olasılığı iyi
araştırılmalıdır. ·
Polip oluşumunu engellemek henüz pek mümkün
değildir. Hareketsiz yaşam tarzını benimsemiş olanlar, aşırı stresli kişiler,
sigara ve alkol kullananlar, obezite hastaları ve ağırlıklı olarak kırmızı et
ile beslenenler risk altındadır. Ancak posalı gıdalarla beslenmek, sigara
kullanmamak yani bağırsak hareketlerini düzene sokan her şey poliplerin
oluşumunu engellemede önemli bir etkendir. Teşhiste en kesin ve en kısa yol: Kolonoskopi Poliplerin erken evrede, kansere dönüşmeden teşhisinde
kolonoskopinin büyük önemi vardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda
kolonoskopi yapılarak poliplerin erken devrede çıkarılması ile kolon kanserinin
büyük ölçüde engellenebildiği gösterilmiştir. Bu nedenle 45 yaşından sonra her
erkek ve 50 yaşından sonra her kadın, dışkıda gizli kan taraması ve kolonoskopi
yaptırmalıdır. Kolonoskopi sırasında
hasta konforuna büyük önem verilmektedir. Bu nedenle hasta “bilinçli sedasyon”
dediğimiz damardan hafif bir ağrı kesici ile yarı baygın hale getirilmektedir. Öncesinde
bağırsağın çeşitli yöntemlerle tamamen boşaltılması gerekmektedir. Daha sonra
fiberoptik bir kamera ile bağırsağa girilmekte ve görülen tüm polipler
çıkarılmaktadır. Ancak burada kolonoskopiyi uygulayan hekimin tecrübesi,
kullanılan cihazın dezenfeksiyonunun ve görüntü kalitesinin yüksek derecede
olması, büyük önem taşımaktadır.