Prof. Dr. Ahmet Özer: Van ittifakı kurulmalı
Van'ın sorunlarla boğuşan bir kent haline geldiğini söyleyen Mersin Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Özer, 'Üniversite, Valilik, Ticaret ve Sanayi Odası, Belediyeler gibi kurumların sorunları çözmek için bir arada olması gerekir. Van ittifakı kurulmalı. İnsanların fikirleri ayrı olsa bile Van söz konusu olduğunda herkesin birleşmesi gerekir. Gaziantep, Kayseri, Konya, Denizli bunu başardı. Biz neden başaramayalım? Van kendi bölgesinde önemli bir şehir ama maalesef yıllardır bir türlü bu makus talihini yenemedi' dedi.
Burhan Ergin
Mersin Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Özer, gazetemizi ziyaret ederek imtiyaz sahibi Erdal Perihan ile görüş alışverişinde bulundu.
Van’ın tarihi, turistik, kentsel, göl kirliliği, göç, konut, yapılaşma, çarpık kentleşme gibi sorunlarının çözümüne katkı sunmak için siyasette yer almak istediğini belirten Prof. Dr. Özer, “Bütün bu sorunları çözüme kavuşturabilmek için seçimle göreve gelmek istedim ama kısmet olmadı. Bende inatçı bir insanım, vazgeçmedim. İddiamı sürdürüyorum. Mutlaka birgün şeytanın bacağını kıracağım. Van’ın bir evladı olarak birgün mutlaka içimdeki hasreti gerçekleştireceğim ve Van’a üst seviyede hizmet edeceğim” diye konuştu.
“Vansesi Van’ımızda çok kıymetli çalışmalar yaptı”
1937 yılında kurulan, Van’ın 86 yıllık gazetesi Vansesi Gazetesi’nin kentte kıymetli çalışmalar yaptığını belirten Prof. Dr. Özer, “Bu seçimin ülkemize ve Van’ımıza hayırlı olmasını diliyorum. Van’dan aday olmuş bütün adaylara başarılar diliyorum. Kazanacak olan arkadaşlarımızın da Van’ımıza yararlı olmasını temenni ediyorum. Yıllardır Erdal Perihan ile tanışıyoruz. Erdal bey ve Vansesi Gazetesi Van’daki basının amiral gemisidir. Babası Remzi Perihan’la başlayan hizmet kervanı Erdal beyle devam ediyor. Van’ımızda çok kıymetli çalışmalar yaptı. Perihan ailesinin Van’da önemli bir yeri var” dedi.
“Van’ın sorunlarını içeren 65 başlıklı paketi İmamoğlu’na sundum”
Van’ın sorunlarını 65 başlıkta raporlaştırarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sunduğunu belirten Prof. Dr. Özer, “Siyasete girmemin birkaç nedeni var. Birincisi yıllardan beridir Van siyasetinde bir bölünmüşlük var. Ben bir bilim insanı, akademisyen olarak eğer nasip olup da milletvekili olsaydım her şeyden önce Van’daki bu bölünmüş siyasal yapının kendi içinde regüle edilmesi, düzenlenmesi konusunda bir bilim insanı kimliğiyle katkıda bulunmak isterdim. Bu önemli bir konudur. İkincisi Van’ın çok sayıda birikmiş sorunu var. Sayın İmamoğlu buraya geldiğinde neler konuşulabilir diye ben kendisine Van’ın plakasının 65 olduğunu, kendisine 65 başlıklı sorun paketi hazırladım. Bu kadar sorun mu var diye sordu. Evet ben bunların içinden seçtim. Van’ın bir evladı olarak bu sorunların çözümüne taliptim. Onun için aday oldum. Hem üniversitede hocalık yaparken hem GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği ve başkanlığı yaparken hem bu süreçlerle gelip giderken bir dönem Van’da belediye başkan adayı olmak isterken bu sorunları derleyip çalıştım ve bunların nasıl çözülebileceğini de biliyorum. Siyasete çözüm makamı olduğu için siyasete ilgi gösterdim yoksa ben öğretim üyesi olarak da halkımıza, topluma hizmet ediyorum. İnsan yetiştirmekten daha önemli bir hizmet olabilir mi? ama halkımızın pratik, acil çözülmesi gereken sorunları var. Bu sorunların çözüm yeri de siyasettir. Maalesef yıllardır bu bölgeden seçilen siyasetçiler toplumdan ziyade, halktan ziyade kendilerini, kendi dar çevreleri, ailelerini temsil ettiler. Bazıları da kendi ceplerini temsil etti. Bazıları takacakları rozetin hülyasına kapıldılar. Bazıları itibar devşirmek için bu yola girdiler. Siyaset değerli insanları öne çıkarmak yerine bazen de olmadık işler yaptı. Hiç halkı temsil etmeyecek insanları da adaylaştırdı. Ne oldu, Van’ın sorunları çözülmedi. Katlanarak büyüdü günümüze kadar bu sorunlar devam edip geldi. Bu bizim içimizde bir uhtedir. Bir adamın şişmanlaması gibi ha bire üstüne bir şey koyduğunda obezite olması gibi bizim sorunlarımızda şişmanladı. Bizim sorunlarımız çözülmedi. Ben buraya gelirken Erdal beye telefon açtım. 15-20 dakika sonra ordayım ancak bir saate yakın gelebildim. Müthiş bir trafik var. Bu gelecekte daha da büyük bir problem olacak. Buraya geldikten sonra da park sorunuyla karşılaştım. Trafik ve park sorunu çok önemlidir. İnsanların günlük hayatını olumsuz etkiliyor. İnsanların günlük hayatını kolaylaştırmak siyasilerin görevidir. O nedenle bir memleketin en büyük talihi de en büyük talihsizliği de yönetenleridir. Eğer iyi yöneticiler seçememişseniz bunlar size sorun olarak döner. Onlar günlerini gün eder, zamanları biter geçip giderler kimse onları hatırlamaz ama sorunlarımız büyümeye devam eder” ifadelerini kullandı.
“Van’a damga vuran çalışmalar yapmak istiyordum”
Van’da kalıcı eserler bırakmak için siyasette yer almak istediğini belirten Prof. Dr. Özer, “Bir Vanlı olarak çıksam çarşıya sorsam kaç tane Van milletvekili hatırlarsınız. Eminim birçoğu isim sayamayacak. Hatırlanabilecek rahmetli Ferit Melen başbakanlık yapmıştır. Van’a damga vurmuştur. Rahmetli Kinyas Kartal bir isim olarak burada anılmaya değer bir iz bırakmıştır. Hüseyin Çelik hemşehrimiz gelmiştir bakanlık yapmıştır. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, seversiniz sevmezsiniz ama Van’da bir iz bırakmıştır. Onun dışında bana 3-5 isim daha sayabilir misiniz? İşte ben ona taliptim. Seçimle bir yere geleyim, Van’ın büyük sorunlarının çözümüne katkı sunayım. Tarihi, turistik, kentsel, Van Gölü kirliliği, göç, konut, yapılaşma, çarpık kentleşme sorunlarının çözümüne katkı sunmak istiyorum. Bunların yanında gelen insanların kentlileşmediği gibi buradaki kentlileşmeyi sağlayacak sermaye, beyin ve kentin nüfusu Van’ı terk etmesi, göç etmesi, batıya gitme sorunu var. Böyle olunca Van ileri gitmek yerine geriye gidiyor. Bakın ekonomik sorunları söylemiyorum. Onu zaten herkes iliklerine kadar hissediyor. Bir kentin şehirleşmesi onun kalabalık olmasından kaynaklanmaz, onun başka doneleri vardır. İşte bu sorunların çözümüne taliptim. Bu nedenle yıllardan beridir bildiğim, topladığım sorunları Meclis’te gündemleştirip çözmek için aday olmak istedim. Üçüncü nokta da bu bölgede yıllardır yaşadığımız Kürt sorunu var. Bunu görmezden gelemeyiz. Bazıları böyle bir sorun yok diyor ama bu bir gerçek, gündüz gerçeğine gözünü kapatan dünyayı sadece kendine gece yapar. Bu gerçek bizi kemirmeye, bize sorun yaratmaya devam eder. Kürt sorunu ekonominin de sorunudur. Bugün ekonomideki bozukluğun en büyük sebebi budur. Kürt sorunu demokrasinin de en büyük problemlerinden biridir. Bugün demokratikleşmenin önündeki en büyük engellerden biri budur. Biz neden standart olarak Avrupa dalga boyunda bir ülke olmayalım, demokrasiyi istemeyenler Kürt sorununun çözümünü de istemiyorlar. Onu bahane ederek, bunu bir engel olarak göstererek, toplumu uyutarak demokrasiyi getirmiyorlar ve Kürt sorunundan da besleniyorlar. Bunu maalesef her seçimde kullanıyorlar. Zaman zaman birileri Kürt sorunundan bahsediyor ama onlar için de emin olun Kürt sorunundan ziyade Kürt oyları sorunudur. Kürt sorunu olması lazım meselenin çözümü, eğer biz Kürt sorununu çözersek önümüzdeki 5-10 yıl içinde Türkiye gelişmiş, saygın bir demokrasi haline gelir. Böyle gittiği takdirde biz üçüncü dünya ülkelerinin yanına savruluruz. O nedenle yapmamız gereken şey bu sorunu çözmektir” şeklinde konuştu.
“Mutlaka birgün şeytanın bacağını kıracağım”
Prof. Dr. Özer konuşmasının devamında, “Bizim burada eğitimle ilgili sorunlarımız var. Biz eğitimde iyi bir yerde değiliz. Okuyanlarımız, eğitim düzeyimiz üniversite bitiren düzeyimiz, üniversiteyi bitirdikten sonra ilerleme anlamında baktığımızda iyi yerde değiliz. Sağlık alanında sorunlarımız var. Evet, hastanelerimiz var ama yeterli değil. Oraya insan başına düşen doktor, hastane sayısına baktığımızda biz Türkiye ortalamasının çok çok altında bir yerde seyrediyoruz. İnsanlar hastalarını ha bire Ankara, İstanbul’a götürüyorlar. Eğitim için insanlar başka illere gidiyor. Bu halbuki bir sorun bir yerde yaşanıyorsa orada çözüme kavuşturulması gerekir. Burada bir üniversitemiz var. Üniversitemiz yeterli dönüşümü sağlayamadı. Halbuki üniversite önemli bir güçtür. Bir kentin en önemli dönüşüm güçlerinden birisi budur. O nedenle üniversite, valilik, Ticaret ve Sanayi Odası, belediyeler gibi kurumların bir arada olması gerekir. Van ittifakı kurulmalı. Herkesin görüşü ayrı olsa bile Van söz konusu olduğunda herkesin birleşmesi gerekir. Gaziantep, Kayseri, Konya, Denizli bunu başardı. Biz neden yapmayalım? Van kendi bölgesinde önemli bir şehir ama maalesef yıllardır bir türlü bu makus talihini yenemedi. Bütün bu sorunları çözüme kavuşturabilmek için seçimle göreve gelmek istedim ama kısmet olmadı. Bende inatçı bir insanım, vazgeçmedim. İddiamı sürdürüyorum. Mutlaka birgün şeytanın bacağını kıracağım. Van’ın bir evladı olarak birgün mutlaka içimdeki hasreti gerçekleştireceğim ve Van’a üst seviyede hizmet edeceğim. Milletvekili, bakan, genel müdür olarak hizmet etmek isterim. Şuan bile hizmet ediyorum. Üniversitede yöneticiyim, akademisyenim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na başdanışmanlık yapıyorum. Bu çerçeve içerisinde memleketime hizmet etmeye devam ediyorum. İstanbul Van Vakfımızın üyesiyim, Van Dernekler Federasyonunun onur konuğu üyesiyim. VİŞAD’ın fahri üyesiyim. Erciş Vakfımızı ziyaret ettim. Onlara da üye oldum. Onlarla zaman zaman bir araya geliyoruz. Yaptığımız toplantılarda konumuz her zaman Van’dır. Başımız ve gövdemiz başka yerde olsa bile köklerimiz Van’dır. Van’dan besleniyoruz. Umuyorum ve diliyorum Van bu makus talihini yener ve birgün hak ettiği yere gelir” ifadelerini kullandı.
“Rehavete kapılmamak lazım”
14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlere değinen Prof. Dr. Özer, “Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Van’da miting yaptı. Bende kendilerine eşlik ettim. Çok coşkulu bir şekilde karşılandılar. HDP kimin gideceğine karar vermiş, tıpkı yerel seçimlerde olduğu gibi bu nedenle de resmen açıklamasalar bile bu seçimde sayın Kılıçdaroğlu’nu ve İmamoğlu’nu destekliyorlar. Sayın İmamoğlu, Demirtaş ile ilgili bir cümle kurdu. Topluluktan büyük bir alkış tufanı koptu. Dolayısıyla HDP böyle bir karar alarak demokrasi açısından tutarlı davranmıştır. Ben kendilerini kutluyorum. Büyük bir yoğun ilgi gösterdiler. Sadece miting alanında değil yollarda da, zaten bu Türkiye’de de bu anlamda görüldü, duyuldu. O nedenle de ben tüm Vanlı hemşehrilerimize huzurunuzda içten teşekkür ediyorum. Seçime sayılı günler kaldı. Rehavete kapılmamak lazım. 14 Mayıs’a kadar bu çalışmaların devam etmesi önemli. Bana göre Türkiye artık bir değişim istiyor. Bu değişim elzemdir. Değişim Türkiye’de yaşayan bütün halkların yararınadır. Hatta ben iddia ediyorum. Bir değişimin olması tedbili mekanda ferahlık vardır diyoruz ya AK Parti’ye oy veren vatandaşlarımıza da bir ferahlama, rahatlama getirecektir. Türkiye’de en başta Kürt sorunu var. Ekonomik sorun var. Bunlar birbirine bağlantılı sorundur. Büyük bir kriz var. Mutfakta yangın var. İnsanlar iliklerine kadar bunu yaşıyorlar. Yoksullar özellikle hayat pahallılığı karşısında çok büyük mağduriyet yaşıyorlar. Hali vakti yerinde olanlar bunu çok hissetmeyebilirler ama yoksul kesim ekonomik açıdan büyük sıkıntı yaşıyor. Sayın İmamoğlu Van mitinginde şunu söyledi; Bunlar gelirse sosyal yardımlar kesilecek. Böyle bir şey söz konusu değil. Biz tam tersine yasallaştıracağız. Sığınmacı, adalet, hukukla ilgili sorunlar var. Yeni iktidarla beraber bunların çözülebileceğini düşünüyorum” dedi.
“Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını düşünüyorum”
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Özer, “Bir aksilik olmazsa Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını düşünüyorum. İktidar değişikliği bekliyorum. Bu iktidar değişikliği sadece Millet İttifakına, HDP’ye değil Türkiye’nin tümüne ferahlama getirecek. Türkiye çok gerildi, yoruldu, özellikle hak hukuk adalet meselelerinde ciddi sıkıntı var. Birçok insan haksız yere hapistedir. Bölgemizde hala kayyumlar iş başındadır. Batıda ayrı Doğu’da ayrı bir hukuk sistemi işliyor. Halk değişim istiyor. Bu değişim olduğu takdirde öncelikle bir güven gelecek. İnsanlarımıza bir ferahlama gelecek ve yavaş yavaş refah anlamında adımlar atılacak. Şuan bununla ilgili bir takım hazırlıklar var. Millet İttifakının hazırladığı ortak protokoller var. Ortak metinler var. İlk 100 günde, bir yılda, iki yılda çözülmesi gereken sorunlar var. Ben zaten görebildiğim kadarıyla eğer bir değişiklik olursa parlamenter sisteme de geçilirse ki zaten Millet İttifakının en büyük ideallerinden biri budur. Önümüzdeki iki sene içinde erken seçimin tekrar gündeme gelebileceği ve artık bu partilerin ittifaklar şeklinde değil de herkesin kendi başına yarışacağı bir sisteme geçilebileceğini düşünüyorum. Şimdiki ittifaklar sistemi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bize dayattığı bir sistemdir. Türkiye bir değişime karar vermiş, bunun hayırlı olmasını dilerim. CHP’nin Van’da oyunu arttırdığını görüyorum. AK Parti düşüşte, HDP’de yükselişte görünüyor. Bunu 14 Mayıs’ta daha net göreceğiz. Seçimlerin ülkemize, Van’ımıza, memleketimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
Gazetemiz imtiyaz sahibi Erdal Perihan, Prof. Dr. Ahmet Özer’e nazik ziyaretinden dolayı teşekkür etti.
seçimden seçime görünen diğer zamanlarda görünmeyen kişisiniz. van için çalışıyor olsanız her zaman görürdük sadece seçimden seçime boy gösteriyorsunuz yani sadece kendinize çalışıyorsunuz, tabi bazı partilerin gölgesi altında kazanımlarınızı düşünüyorsunuz diye düşünüyorum.
seçimden seçime görünen diğer zamanlarda görünmeyen kişisiniz. van için çalışıyor olsanız her zaman görürdük sadece seçimden seçime boy gösteriyorsunuz yani sadece kendinize çalışıyorsunuz, tabi bazı partilerin gölgesi altında kazanımlarınızı düşünüyorsunuz diye düşünüyorum.