Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

Van'ın sorunlarıyla ilgili gazetemize açıklama yapan Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Özer, 'Kayyum atanmasından artık vazgeçilsin, demokrasiye yakışmıyor, Türkiye hukukuna uymuyor, getirisi yok. Bir yerin belediye başkanı o yerin sokaklarını, caddelerini bilmeli. O yerin dertlerini, insanların ne hissettiğini, ne hissetmediğini, hangi mahallede kimler oturuyor bunları bilmeli. İnsanların sorunlarını çözmek için çaba harcamalı. Bir bürokrat bunları bilemez. Sadece kendisine verilen görevi günü birlik olarak ifa etme peşinde koşar. Kaldı ki baktığımız zaman hem personelde, hem kadroda, hem de uygulamada büyük bir garabet yaşanıyor.  Van'a her geldiğimde sorunların yerinde saydığını görüyorum. Van'ın sorunları çözülemiyor. Van yöneticilerini iyi seçmeli' dedi. 

Kurumlara çağrıda bulunan Prof. Dr. Ahmet Özer, Van Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, ilçe belediyeleri, Van Ticaret ve Sanayi Odası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları el birliği ederek söz konusu Van olunca herkes ceketini çıkarıp duvara asarak, beyaz gömlekle toplanarak ortak akılla Van’ın sorunlarını çözmek için karar almalılar. Van’da sorunları bitirmek için herkes birlikte çalışmalı. Bütün bunları düzeltmenin yolu, hedefleri doğru koymalıyız. Bu hedeflere ulaştıracak projeler iyi yapılmalı. Bu projeler hayata geçirilirken doğru düzgün kadrolar iş başına getirilmeli. Bu projeler sadece alt yapı projeleri değil, kentsel altyapı projeleri, sosyal altyapı projeleri, aynı zamanda çevresel, kültürel, insanları geliştiren ileriye götüren, insanların istihdamını sağlayan projeler yapılmalı” diye konuştu. 

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“YEREL SEÇİMLERDE İKİ PARTİ YARIŞIR”

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere değinen Prof. Dr. Özer, “Van’da bildiğiniz üzere ikili bir yapı var. Van’da seçim genellikle AK Parti ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), arasında geçiyor. 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerde burada bana göre iki parti arasında yeniden bir yarış olacak. Kayyum politikası bölgede iflas etmiştir. Demokrasiye uymayan bir yapıdır. Halkın iradesine ket vurmaktır. Aynı zamanda Doğu’da ayrı Batı’da ayrı bir hukuk uygulanmaktadır. Van’da belediye başkanı görevden el çektirilirken yerine vali bakıyor ama Yalova veya İzmir’de bir şey olduğunda Meclis kendi içinden belediye başkanı seçiyor. Bu iki hukuklu bir yapı demektir. Bu üniter devlet yapısına da ters bir olaydır. Dolayısıyla yıllardır uygulanan kayyum politikası ters tepmiştir. AK Parti oylarını korumak için, kendi seçmenini sıcak tutmak için bir çaba içinde olacaktır. Nihayetinde iktidardadır. Burada bana göre AK Parti iktidar olması hasebiyle demin söylediğim olaylara bağlantılı olarak üç noktada olayı yumuşatması lazım. Bu aynı zamanda hem Kürt seçmenin hem HEDEP’lilerin de talebidir. Birincisi kayyum atanmasından artık vazgeçilsin, hem demokrasiye yakışmıyor, hem Türkiye hukukuna uymuyor hem de getirisi yok. Bir yerin belediye başkanı o yerin sokaklarını, caddelerini bilmeli. O yerin dertlerini, insanların ne hissettiğini, ne hissetmediğini, hangi mahallede kimler oturuyor bunları bilmeli ve içinde hissetmeli. İnsanların sorunlarını çözmek için çaba harcamalı. Bir bürokrat bunları bilemez. Sadece kendisine verilen görevi günü birlik olarak ifa etme peşinde koşar. Kaldı ki baktığımız zaman hem personelde, hem kadroda, hem de uygulamada büyük bir garabet yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“VANLILAR VAN’A SAHİP ÇIKMALIDIR”

Van’ın sahipsizliğinden yakınan Prof. Dr. Özer, “Van’a her geldiğimde görüyorum, söylüyorum. Maraş’ın aşağısından Cumhuriyet Caddesi’ne gelmek yaya olarak 20 dakika sürerken, araçla 25 dakikada gelemiyoruz. Yazık günah, bu insanları sıkıntıya, strese sokmaya kimsenin hakkı yok. İmar planı doğru düzgün uygulanmamış, çevre, nazım imar planları yapılmamış, üstüne üstlük her tarafta pıtırak gibi, çürük dişler gibi binalar yapılmış ama oto parklar yok. Van’ın doğru düzgün ulaşım, iletişim yönü yok. Aynı zamanda Van’da hafif raylı sistem olabilir ama maalesef yok. Yıllardır yılan hikayesine dönen çevre yolu hala bitirilemedi. Dolayısıyla göçle gelen insanlar var. Köylü olmaktan çıkmış, kentli olamamış arada kalmışlar. İkinisan Caddesi’nde ayrı bir Van var, Cumhuriyet Caddesi’nde ayrı bir Van var. Hacıbekir, Beyüzümü, Şamranaltı, Altıntepe Mahallelerinde bambaşka bir Van var. Yani bir birine uymayan birkaç tane Van aynı isim altında var. Bir taraftan birkaç milyona satılan daireler varken, öte taraftan 50 bin liraya boş kalan yerler var. Bir taraftan on kişinin bir göz odada yaşamaya mahkum kaldığı, akşam insanların evine ekmek götürme derdinde olduğu, çoğunun da götüremediği bir milyonun üzerinde insanın yaşadığı bir Van var. Bir yöneticinin mahareti bunu ortadan kaldırmaya bağlıdır. O nedenle Vanlılar Van’a sahip çıkmalıdır. Van’ın dışından gelen, tuzu kuru olan, burada seçilip gidip Ankara’da keyif süren insanların Van umurunda olmaz. Yazıktır, günahtır, Van tahrip edilmiştir, sahip çıkılmalıdır. Van Gölü’ne sahip çıkılmalıdır. Van Gölü de sadece bizim değil aynı zamanda bölge coğrafyasına, Türkiye’nin bir velinimeti ama arıtma sistemleri yapılmamış, hem sıvı, hem katı atıklar göle akıtılıyor. Bu velinimetimiz gözlerimizin önünde yok olup gidecek, elimizde bir şey kalmayacak. Beri taraftan baktığımızda Van aynı zamanda tarımsal sanayiinin üssü olabilecek bir yerken, geçmişte canlı hayvan ihraç ederken maalesef geldiğimiz noktada ithal eder duruma gelmiş, Van aynı zamanda dünyada Van ahirette iman denilen bir yerken, Doğu’nun İncisi, Doğu’nun Paris’iyken, şehir çıkışlarında bakıyorum bir takım beton santrallerinin neden olduğu toz, duman insanların hastalanmasına neden oluyor. Biz bunları hak etmiyoruz. Bütün bunları düzeltmenin yolu, hedeflerimizi doğru koymalıyız. Bu hedeflere ulaştıracak projeler iyi yapılmalı. Bu projeleri hayata geçirirken doğru düzgün kadrolar iş başına getirilmeli. Bu projeler sadece alt yapı projeleri değil, kentsel altyapı projeleri, sosyal altyapı projeleri, aynı zamanda çevresel, kültürel, insanları geliştiren, ileriye götüren, insanların istihdamını sağlayan projeler yapılmalı. Bakın belediye isterse bunları yapabilir. Altyapısı olan arsa üretir, bu anlamda iş insanları Van’a davet edilir. Van’dan çıkmış, ayrılmış çok sayıda insan var. Burada sanayi teşvik unsuru olarak genel idareyle el ele vererek bunlar yapabilir” dedi.

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“VAN’DA SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN GÜÇBİRLİĞİ YAPILMALI” 

Prof. Dr. Özer açıklamasının devamında, “Van’da bir lobi yok. Ben çağrıda bulunmak istiyorum. Van’da bir kent koalisyonu, Van ittifakı kurulmasını öneriyorum. İnsanların siyasi düşüncesi farklı olabilir ama Van’ın çıkarları söz konusu olduğunda el birliği yapmalılar. Onun nedeni de şu, diyelim ki bir fosseptik patladığında, bir logar delindiğinde hastalık saçtığında şu partili, bu partili deyip ayırım yapıyor mu? Ya da bir yol bozuksa o yoldan bir a partili geçtiğinde onun tekeri patlamasın ya şunun ki patlasın diyor mu? dolayısıyla hepimizin anası, babası, bacısı bu şehirde yaşıyor. İnsanların farklı görüşleri, inançları olabilir ama konu Van olunca el birliği, söz birliği, gönül birliği yapmalılar. Bu konuda Gaziantep, Konya, Kayseri, Denizli’yi örnek gösterebilirim. Bu şehirler 15 yıl içinde kendi makus talihlerini yendiler ve üstelik Van’daki özellik ve güzellikler oralarda yok ama şimdi birer marka kent haline geldiler. İçinde yaşayan insanlar iş güç sahibi ve insanlar varlıklı, zengin, barış içinde yaşayabiliyorlar ama biz bunu bir türlü başaramadık. Tabi burada genel politikanın da çok büyük payı var. Örneğin Güneydoğu’da GAP Projesi var. Yılan hikayesine döndü, bir türlü bitirilemedi. Maalesef AK Parti iktidarı da önem vermedi. Doğu’da DAP projesi var. Bir şey yapılmadı. Halbuki yapılacak olan şu, biz Van’ı kalkındırdığımız zaman sadece Van kalkınmış olmayacak. Aynı zamanda Hakkari, Bitlis, Muş, Ağrı da kalkınacak. O halde yapılması gereken Van ile ilgili bir lobi oluşturmaktır. Van ittifakı, koalisyonu kurulmalı. Koalisyon kimdir? Van’ın amiral gemisi yerel yönetimdir. Van Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, ilçe belediyeleri, Van Ticaret ve Sanayi Odası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları el birliği ederek söz konusu Van olunca herkes ceketini çıkarıp duvara asarak, beyaz gömlekle toplanarak ortak akılla Van’ın sorunlarını çözmek için karar almalılar. Ankara’ya göndermiş olduğumuz milletvekillerine sorunların çözümü konusunda baskı yapacaklar. Çünkü milletvekilinin görevi sorunları ilgili bakanlıklara ulaştırıp çözümünü sağlamaktır” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“VAN YYÜ, VAN’A DAMGA VURAMADI”

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin şehre öncülük etmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Özer, “Baktığımız zaman Batı’da bir otelin aldığı teşvik Van’ın 1 sene de aldığı teşvikten daha büyük, niye böyle oluyor? Van’ın sahipsizliğinden oluyor. Van kendi yöneticilerini iyi seçemiyor. Bundan sonra daha iyi seçmelidir. Hükümetlerde bölgesel arası dengesizliği gidermek yerine derinleştiren politikalardan vazgeçmeliler. Uyguladıkları politikalar bölgeler arası dengeyi derinleştiriyor. Şuanda Türkiye’de bir kalkınmada öncelikle bölgeler var. Örneğin Ege, Marmara, Akdeniz’in bir bölümü böyledir. Birde kalkınmadan ayrı bırakılmış bölgeler var. Örneğin Van böyle bir bölgedir. Kalkınmadan ayrı bırakılmış, kalkınmadan ayrı bırakılmışlığın, bu ayrılığın giderilmesi için bir takım adımların atılması lazım. Ne yaptılar? Neoliberal politikalar sonucunda devlet ekonomiden el çekti. Van’da bir takım tesislerimiz vardı onları da kapattı. Benim hatırladığım kadarıyla Van’da Sümer Bank, süt fabrikası, yem fabrikası, ayakkabı fabrikası, et kombinası gibi sayabileceğimiz kamu iktisadi teşebbüslerinin çoğunu kapattılar. Tam tersine devletin Batı’yla aynı düzeye gelebilmesi için bunlara destek vermesi gerekirdi. Kapanan fabrikaların yerine yenileri de kurulmadı. Çünkü yenilerini kuran adamlar bu olanaksızlardan dolayı hem kalite, hem kapasite, hem personel, hem pazarlama gücü olarak Batı’daki emsalleriyle rekabet edemediler. Biraz bu işlere yüklenenler daha sonra bırakıp gittiler veya kapattılar. Sonra tamamen inşaat sektörüne yönelme oldu. Beton yenmez ki, kutsal olan üretimdir. Hatta artık dünya sanayiyi de aştı, artık dijital çağa geçti. Artık dünyanın en büyük firmaları sanayi firmaları değil, dijital firmalardır. Örneğin Microsoft, Twitter, Amazon’dur. Ben her zaman üzerinde durulsun diye bir örnek veriyorum. 1 kilo kum köyde 1 Sent’tir, sanayi de sidisin ham maddesi kumdur. Camında ham maddesi sidistir. Cam yaparsınız sanayi de bir dolardır ama bilişim teknolojileri ve bilgisayar yaparsınız bin dolar, 5 bin dolardır. Aynı ham madde ama bilgi girdisi farklı, o zaman buradan da eğitime geliyoruz. Bizim aynı zamanda gelişmemiz için ciddi, kaliteli bir eğitime ihtiyacımız var. Maalesef bizim sistemimizde eğitim biraz bozuk, zaten kavga da onun üzerine çıkıyor. Çünkü eğitimi denetleyen Türkiye’nin geleceğini denetliyor ama eğitim söz konusu olduğunda ister istemez benim de mensubu olduğum üniversiteye söz geliyor. Bizim üniversitemiz de 1982 yılında kuruldu. Maalesef Van’a tam olarak damgasını vuramadı. Halbuki Van’daki sanayiye, ticarete, yerel yönetimlere, basına, eğitim sistemine üniversitenin öncülük etmesi gerekir. Üniversiteye gelen buranın insanları sahip çıkmalıdır. Buranın insanları da ona göre çalışmalıdır. Bırakıp gitmemelidir, hakikaten kendi halkının dertleriyle hemhal olmalılar. Sorunların çözümüne katkıda bulunmalılar” diye konuştu.

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“GÖÇ SORUNU BİTMELİ”

Göç sorununa değinen Prof. Dr. Özer, “Van’ın ayrıca göç sorunu var. Daha çok iktidarın getirmiş olduğun bir sorun, son yıllarda meydana gelen sıcak çatışma ortamlarından dolayı bütün çevredeki kasabalar, köyler boşaldı. Büyük illere geldiler. Van’ın nüfusu 15-20 yılda ikiye, üçe katlandı. Aynı şekilde Diyarbakır ve Batman’da benzer durumlar var. Buda bize şunu gösteriyor. Bizim yapmamız gereken olay nedir? Toplumsal barıştır. Ben göçüşü şuna benzetiyorum. Bir oda düşünün, tavanda bir delik var. Yağmur yağdığında sürekli halı kirleniyor, siz onu temizliyorsunuz bir süre sonra yağmur delikten aktığı için yine kirleniyor. Meseleyi orjinde çözmenin yolu deliği kapatmaktır. Deliği kapatmak ne demektir? Herkesi bulunduğu yerde insanca, insanlık onuruna yakışır bir düzeyde yaşama koşullarına sahip kılmak gerekiyor. Bunun içinde toplumsal barış olması lazım. İnsanların kendi köylerini terk etmeye mecbur bırakmamak lazım. Hatta ve hatta ben Amerika’ya gittiğimde insanlar artık şehirleri bırakıp kırsal alanlara gidiyor. Çünkü insanlar beton yığınları arasında yaşamak istemiyorlar. Çevrenin, yeşilin, doğanın olduğu yerleri tercih ediyorlar. İnsanlar organik beslenmek istiyor. Kısa bir süre sonra bizde bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Ahmet Özer: Van yöneticilerini iyi seçmeli

“BİZ ARTIK BATMAK İSTEMİYORUZ”

Yerel seçimlerde doğru insanların seçilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Önümüzde bir yerel seçim var. Yerel seçimde iyi hedefler ortaya koymamız lazım. Projeler yapmamız gerekiyor. Van’ın kaderini değiştirecek, zararın neresinden dönersek kardır misali, işin ehli olan kadroları iş başına getirmek lazım. Van’ın bütün dinamikleri el birliğiyle kendilerini yönetecek doğru dürüst insanları seçmeleri lazım. Çünkü bir ülkenin de, bir şehrinde şansı da, şansızlığı da yöneticileridir. İyi yöneticiler şehirleri ve ülkeleri ihya eder, kötü olanlarda batırırlar. Biz artık batmak istemiyoruz. Biz de dünyadaki gelişmiş ülkeler, şehirler gibi özgür, eşit, müreffeh bir biçimde yaşamak istiyoruz.  Siyasi partiler aday belirlerken, Van’ı bilen liyakatlı, ehliyetli, bilgi, birikimli insanlara yer vermeli” dedi. HABER: BURHAN ERGİN 

Bakmadan Geçme