- Haberler
- Güncel
- Profesör uyardı: 'Ankara deprem tehlikesi açısından, zannedildiği gibi güvenli bir yerde bulunmuyor'
Profesör uyardı: 'Ankara deprem tehlikesi açısından, zannedildiği gibi güvenli bir yerde bulunmuyor'
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, 'Ankara deprem açısından, deprem tehlikesi açısından zannedildiği gibi güvenli bir yerde bulunmuyor' dedi.
Ankara'da 10 Ocak Pazar günü saat 22.53'te merkez üssü Kalecik olan bir deprem meydana geldi. AFAD depremin büyüklüğünü 4.5 olarak açıkladı. Ayrıca yerin 12 kilometre derinliğinde gerçekleşen depremde herhangi can ve mal kaybının bulunmadığı açıklandı.
“Ankara deprem tehlikesi açısından, zannedildiği gibi güvenli bir yerde bulunmuyor”
Ankara'da meydana gelen depremi değerlendiren Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Ankara ve deprem dediğimiz zaman çok farklı çağrışımlar yapar. Herkes farklı bakar. Bir kısmı korkar, bir kısmı ‘Ankara'da deprem olmaz' der. Öncelikle Ankara'nın durumunu bir masaya yatırmamız lazım. Ankara'nın aktif faylarını deprem açısından ikiye ayırmamız lazım öncelikle. Ankara3nın çevresinde, Ankara'ya 50-80 kilometre mesafede 7 ve üzeri deprem oluşturma potansiyeli olan ve bundan önceki dönemlerde, çok sayıda örneğini gördüğümüz depremleri oluşturan faylar var. Bunlar hangileri; en bilinen Bolu-Gerede civarından geçen, Çankırı-Kastamonu üzerinden doğuya doğru giden Kuzey Anadolu Fayı, en son 1944 Bolu-Gerede Depremi'nde Ankara'da ciddi can kayıplarına yol açmış. 80 km mesafede çünkü bu kırılan fayın bulunduğu yer. Onun ötesinde 17 Ağustos 1668 yılında bu Kuzey Anadolu Fayı'nın Bolu Erzincan arasında çok büyük bir kısmının kırıldığı varsayılıyor. Ankara'yı da yıkan çok büyük bir deprem var. Ankara deprem açısından, deprem tehlikesi açısından zannedildiği gibi güvenli bir yerde bulunmuyor. Bu sadece Kuzey Anadolu Fayı ile ilişkisi. İki deprem verdim. Güneybatısında 70 km mesafede Eskişehir-İnönü Fay Zonu var. Bu da 7'den büyük deprem oluşturma potansiyeline sahip” ifadelerini kullandı.
“Ankara'da yıkıcı etkide bulunacak, çevrede çok sayıda yıkıcı etkide bulunacak, büyük deprem oluşturacak fay var”
Depremin merkez üssünün yakınlık veya uzaklığının, depremin etkisini bazen etkilemediğinin altını çizen Prof. Dr. Pampal, Ankara'nın çevresinde çok sayıda aktif fay olduğunu belirterek, “Ankara'ya uzak diye açıklamalar yapan bazı bilim insanları bile maalesef var. Bu doğru değil. Bunun net doğrulamasını çok yakında İzmir Depremi'nde gördük. Ne oldu? Sisam'a daha yakın olan, Kuşadası Körfezi'ndeki depremde, 80 km uzakta İzmir Körfezi'nde bulunan; Bayraklı, Balçova, Bornova yöresinde 70 ile 80 km mesafe, çok sayıda bina yıkıldı, hasar gördü, can kaybına yol açtı. Yakın olan yerde 30-40 km mesafede, Seferihisar'da hasar oluşmadı. Demek ki depremin böyle 70-80 km uzakta oluşması, dünya da örneği var. Mexico City Depremi üs merkezi 350 km uzakta, 20 binden fazla can kaybına yol açtı. Deprem illa bulunduğunuz yerin altındaki fayın kırılmasından kaynaklanmayabilir. Bu ilişkiyi göz ardı ediyor bazı arkadaşlarımız bu doğru değil. Ankara'da yıkıcı etkide bulunacak, çevrede çok sayıda yıkıcı etkide bulunacak, büyük deprem oluşturacak fay var” diye konuştu.
“Bu yıkıcı bir deprem değil”
Kalecik'te meydana gelen depremin, Ankara'nın merkez ilçelerinde olması beklenen depremlerden biri olduğunu ve bu depremin yıkıcı bir deprem olmadığını belirten Pampal, “Dün yaşadığımız depremi doğuran, Ankara merkez ilçelerinin içinden geçen, bunları kısaca saymak gerekirse; Kalecik Fayı, hemen onun güneydoğusunda Elmadağ Fayı, hemen onun yakınında Kızılırmak Fayı, hemen Kalecik Fayı'nın batısında Çerkeş-Çubuk arasında Dodurga Fayı, bunun biraz batısında Kazan Fayı, sonrasında Yapracık Fayı, Balaban Fayı, Ankara'nın içinden, merkez ilçelerinden hatta altından geçen ve 4 ile 6 arasında deprem oluşturma potansiyeli olan faylar var. Dün yaşadığımız bunlardan biriydi. Kalecik civarında, doğrultu atımlı bir fay, bu fayın çözümlemesi yapıldı. 4 buçuk, 4.6 değerleri verildi. Bu yıkıcı bir deprem değil. Ama insanları kokuttu, hepimiz fark ettik hissettik” şeklinde konuştu.