PSİKO-SOSYAL ÇALIŞTAYI

Birleşmiş Milletler Türkiye Temsilciliği, 'Depremden Etkilenen Nüfusa Psiko-Sosyal Destek Odaklı Acil Durum Müdahalesi: Van Depreminden Edinilen Dersler' konulu bir çalıştay düzenledi.
Bir otelde düzenlenen Çalıştaya; Van Vali Vekili Atay Uslu, Vali Yardımcısı Hakan Alkan, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) İyileştirme Dairesi Başkanı Gökhan Çebi, BM Mukim Koordinatörü DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Maria Cristina Profili, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kızılay, UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü'nden yetkililer katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başlayan çalıştayda, Vali Vekili Atay Uslu deprem sonrası yapılan çalışmaları slayt eşliğinde anlattı. 23 Ekim ve 9 Kasım tarihleri arasında Van'da yaşanan iki depremin özellikle Erciş ve köylerde yıkıma sebep olduğunu belirten Uslu, Van depreminin diğer depremlerden farkının her gün ortalama olarak 180 tane artçı depremin meydana gelmesi olduğuna dikkat çekti. Bugüne kadar 10 binden fazla artçı depremin meydana geldiğini anımsatan Uslu: "Bu deprem sürecinde çadırları yönetmekten, giyecekleri, yiyecekleri dağıtmaktan daha çok, aslında psikolojiyi yönetmemiz, sosyolojik ve psikolojik çalışmalar yapmamız gerektiğini öğrendik. İnsanlar Kriz Merkezi'nin önünde toplanınca bizden çadır istiyorlar gibi gözükseler de aslında çadırdan daha çok, psikolojik destek istiyorlardı. Daha çok kendileriyle beraber olmamız gerektiğini düşünüyorlardı. Dolayısıyla depremden sonra çadırları, yiyecekleri, giyecekleri yönetmek depremin en basit, en kolay ve en ucuz kısmıdır; insanların psikolojisini yönetmek ve sonrasında hayatı normale döndürmek, insanları sosyal ve psikolojik olarak normalleştirmek, mekânsal dönüşümler gerçekleştirmek ise depremin en zor ve en önemli aşamasıdır. Deprem sürecini matruşkaya benzetiyorum. Her açışta yeni bir bebek çıkıyor. Yani deprem sonrası her seferinde yeni bir süreç başlıyor. Yeni başlayan her süreç deprem için bir öncekinden daha önemli süreç oluyor. Tıpkı matruşkadaki yeni bebek gibi. Karınları doyurmak önemli. Bu gerçekleşince çadır dağıtmak daha önemli hale geliyor. Sonra konteyner, daha sonra kalıcı konut, ardından hayatı normalleştirmek ve psikolojik destek vermek gibi her süreç bir öncekinden daha kıymetli bir süreçtir" dedi.
 Deprem sonrası çadır kentlerde ve konteyner kentlerde sosyal mekânlar oluşturduklarını ve oluşturmaya da devam ettiklerini kaydeden Uslu, bu mekânların çok büyük faydasını gördüklerini anlattı. Sosyal mekânların, özellikle çocukların rehabilitasyonu, yeniden hayata döndürülmesi konusunda ciddi faydalarının olduğunu dile getiren Uslu: "Depremin sosyal hayata etkisi çoktu. Sosyal hizmetler konusunda da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız çok ciddi çalışmalar yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız 15 bin kişiyi farklı projelerle il dışına gönderdi. Daha sonra sivil toplum örgütleri ve belediyelerin çalışmalarıyla bu sayı 50 bin kişiye ulaştı. 50 bin vatandaşımız Türkiye'nin çeşitli yerlerinde misafir edildi. Bu da; çok güzel bir proje idi ve şimdilerde dönüşler başladı. Bu süreç içerisinde 75 bin öğrencimizi Türkiye'nin çeşitli illerindeki okullara naklettik, bunların yaklaşık 30 bini geri döndü. Diğerlerinin de eğitimleri devam ediyor. Eğitim-öğretim sezonu bitince onlar da Van'a dönecekler" dedi.
 Deprem sürecinde afetin bize sürekli hatırlattığı en önemli duygunun, dünya milletleri arasındaki kardeşlik ve yardımlaşma duygusu olduğunu anımsatan Uslu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu anda dünyada kan, gözyaşı, kin, savaş, nefret hakim. Deprem sürecinde ise bunun tersi bir durum yaşandı. Dünyanın birçok ülkesinden bize yardım geldi. İsrail'den de, Arjantin'den de, İran'dan, Afganistan'dan da, Pakistan'dan da, Japonya'dan da, ABD'den de arama-kurtarma açısından, lojistik açıdan destek geldi. Biz o gün aslında dünyadaki insanların kardeş olduğunu bir kez daha hatırladık. Bu kardeşliğimizi bize sadece krizler, depremler, afetler hatırlatmamalı. Kardeşliğimiz sürekli olmalıdır. Biliyorsunuz bir Japon kardeşimiz de depremde hayatını kaybetti. O da bizden oldu. Onu da buradan minnetle yâd ediyorum. Geçen hafta ailesi Van'ı ziyaret etti. Onların; her ne kadar burada bir evladımızı kaybettiysek, aslında yeni bir dostluk kazandık düşüncesiyle hareket ettiklerini gördük."
Çalıştaya katılan BM Mukim Koordinatörü DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Maria Cristina Profili, konuşmasına 23 Ekim ve 9 Kasım'da meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlere 'başsağlığı' dileğinde bulunarak başladı. Birleşmiş Milletler'in (BM), depremde zarar gören vatandaşların daima yanında olduğunu ve desteklerine devam edeceğini kaydeden Maria Cristina Profili, kurtarma çalışmalarına anında ve etkili müdahale ederek yüzlerce insanın hayatını kurtaran Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ve ilgili kurumlarına 'teşekkür' etti. Depremin ilk saatlerinde 100'den fazla medikal kurtarma ekibinin bölgeye dağılarak yaptığı çalışmanın önemine değinen Profili: "Türkiye'nin birçok yerinden gelen farklı uzmanlıklara sahip kişiler, tıbbi malzeme ve teçhizat sayesinde hızlı ve etkin müdahale gerçekleştirildi. Temel sağlık hizmetleri ile sevk ekipleri ilk günden itibaren bölgede hizmet vermeye başladı. Evsiz kalan birçok insanın barınma ihtiyaçları geçici de olsa uygun bir şekilde giderildi. Çadır kentler hızla kuruldu ve sonrasında konteyner kentler hazırlandı. Bölgeye ve bölgenin boyutlarına bağlı olarak sağlık tesisleri kuruldu. Türkiye'deki BM kuruluşları; depremzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamak için, acil fonlarını devreye aldı ve Türkiye Cumhuriyetine destek oldular" dedi.
 Afetlerde acil müdahale ve destek çalışmalarının önemli olduğunu vurgulayan Profili, BM'nin deprem sonrası yaptığı psiko-sosyal destek çalışmalarını anlattı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) İyileştirme Dairesi Başkanı Gökhan Çebi'nin de bir konuşma yaptığı Çalıştaya katılan ilgili kurum temsilcileri birer sunum yaptı.
Yapılan konuşmaların ardından BM Mukim Koordinatörü DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Maria Cristina Profili, Van depreminde başarılı çalışmalarından dolayı Van Valiliği'ne ve AFAD Başkanlığı'na birer 'teşekkür' plaketi verdi. Vali Vekili Uslu, BM Mukim Koordinatörü DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Maria Cristina Profili'ye 'Aslında bizim size plaket vererek teşekkür etmemiz gerekiyor. Çünkü deprem sonrası sizlerin önemli desteklerini gördük" dedi.

vanhaber,haberlervan,çalıştay,psiko,sosyal

Bakmadan Geçme