Ramazan diyeti
Ramazan ayında uzun süre aç kalınması, vücudumuz da bir takım fizyolojik değişimlere neden olur. Bu değişimler özellikle mide, barsak ve kan şekerinde meydana gelir ve bir takım rahatsızlıklar oluşturur (mide de yanma ekşime, kabızlık,hazımsızlık,mide de ve barsaklar da gaz)
Ramazan ayında uzun süre aç kalınması, vücudumuz da bir takım fizyolojik değişimlere neden olur. Bu değişimler özellikle mide, barsak ve kan şekerinde meydana gelir ve bir takım rahatsızlıklar oluşturur (mide de yanma ekşime, kabızlık,hazımsızlık,mide de ve barsaklar da gaz)
Aynı zaman da ramazan ayının yazın sıcak ve uzun günlerine denk gelmesi oruç tutanlarda aşırı yorgunluk ve halsizlik gibi sıkıntılar oluşturur.
Ramazan da değişen beslenme alışkanlığı genelde metabolizma hızının düşmesine ve kilo almamıza neden olur. Bunu engellemek için iftarımızı 2 öğüne bölmemiz ve 2 saat ara ile tüketmemiz gerekmektedir. İftar ve sahur arasında 6-8 saat gibi kısa bir zaman olmasından dolayı sahurun yapılmaması veya yapılırsa da daha basit bir kahvaltı tarzında geçiştirilmesi uygun olur.
Ramazan ayı boyunca yemekler çok yağlı olmamalı ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Oruç zayıflama yöntemi değildir fakat 15-18 saat boyunca oruçlu olunmasını kilo verme noktasında avantaja çevirebiliriz. Bunu da iftar ve sahur arasındaki yeme içmenin serbest olduğu aralıkta daha kontrollü olarak sağlayabiliriz. Oruçlu olunduğunda metabolizma hızı oldukça düşer ve normalde kilo almanız hızlanır. İşte bunu engellemek için daha kontrollü iftar veya bir sahur geçirmemiz gerekir, bu şu şekilde olabilir iftar ve 2 saat sonra ara öğün ve gerekirse sahur..
Uzun süren açlığın ardından iftarda yemeğe ani yüklenmek,çok hızlı yemek; mide de ağırlık,gaz,yanma, kabızlık gibi sorunlar oluşturur. Bilinmelidir ki oruç bedeni madden ve manen fazlalıklardan arındırmaktır. Bir gün de alacağınız yiyecek ve içecekleri iftar,sahur ve ara öğünlere eşit şekilde yayıp öyle beslenirseniz yeterince yerinde bir beslenme alışkanlığı kazanmış olursunuz.