Gazetemizde "Cumayı Beklerken" köşesinde her hafta Cuma günleri sizlerle beraber olmanın sene-i devriyesi içersindeyiz. Geçtiğimiz yıl, yine mübarek üç ayların başlangıcı olan bu günlerde ilk olarak "Özlemle Beklenen Rahmet İklimi: Üç Aylar" başlıklı yazı dizisi ile siz değerli okurlarla buluşmanın sevinci içersindeydik. İşte bu sebeple bizleri bir kez daha bu mübarek üç aylara kavuşturan Rabbimize hamdü senalar ediyor, şükrediyoruz ve tüm Müslümanlığın üç aylarını tebrik ediyoruz. Ancak gönül isterdi ki ilk yazımızda olduğu gibi üç ayların faziletlerinden ve bu ayların en güzel şekilde nasıl değerlendirebiliriz üzerine hasbihal edebilseydik. Ne yazık ki üç ayların başlangıcı olan geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhuriyet tarihinin en büyük kanlı gününe tanıklık ettik. Ülkemiz büyük bir acı ile sarsıldı. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 51 canımızı yitirdik. Onlarca eve ateş düştü. Hunharca katledilen onca insan, gözyaşlarına boğulan milyonlar bir yandan şaşkınlık yaşarken diğer yandan akıllara takılan birden çok soru. Bu alçakça saldırı kim veya kimler tarafından, niçin yapıldı?
Ülkemizin istihbaratında görevli o kadar insan varken ve bir de istihbaratta stratejik(!) ortaklarımız ile övünürken; vatanın bir bölgesinde böylesine hazin bir manzara yaşanıyorsa, birilerinin biz nerede hata yaptık demesi lazım gelmez mi?
Reyhanlı'da yitirdiklerimiz,
- Müslüman ümmetin parçalanmışlığındandır.
Reyhanlı'da yitirdiklerimiz,
- İslam aleminin dünyevileşmesinden ve Kur'an'dan uzaklaşmasındandır.
Reyhanlı'da yitirdiklerimiz,
- Halkı Müslüman olan ülkelerin yüzünü İslam alemine ve birlikteliğine değil, batı alemine çevirmelerinden ve İslam Birleşmiş Milletlerini, İslam Birliği'ni kurmamalarındandır.
- Ve ne yazıktır ki bugün Reyhanlı'da ve tüm İslam Aleminde yitirdiklerimizin ve geri kalmışlığımızın en büyük müsebbibi biçare Müslümanların Allah'ın ve Resulü'nün yolunu terk etmelerinden ve bu sebeple ne yapacaklarını bilmeyişlerindendir. Yüce Mevlamız Kur'an-ı Kerimde şu anki Müslümanların durumunu bizlere haber vermekte ve şöyle buyurmaktadır: "Onlar, aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Peygamber'e çağırıldıklarında, bakarsın ki içlerinden bir kısmı yüz çevirip dönerler." (Nur/48). Oysa ki gerçek Müslüman yine ayet gereği "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak "İşittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir." (Nur/51)
Yüreklerimiz yandı, analar, evlatlar ağladı. Tıpkı Bağdat'ta, Şam'da, Arakan'da, Gazze'de, Grozni'de… ağlayan analar gibi. Gözyaşının dili tektir. Yürekten kopar gelir. Değdiği yeri yakar, canı acıtır. Unutulmasın ki ağıtlar Türkçe, Arapça, Kürtçe yakılırken; zafer çığlıkları İngilizce, İbranice atılmaktadır. Bizim analarımız gözyaşı dökerken, birileri ellerini ovuşturmaktadır.
O halde bende acizane bir kardeşiniz olarak buradan tüm Müslümanlara ve İslam alemine sesleniyor, yegane hayat rehberimiz ve kurtuluş çaremiz olan Kur'an ile gönüllere haykırmak istiyorum: Ey Müslümanlar! "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız." (Al-i İmran/103) "Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır." (Al-i İmran/105)
Müslümanlar birleşmedikçe, İslam birliğini kurmadıkça ve ortak düşmanla mücadele etmedikçe analar ağlamaya devam edecek ne yazık ki!.. Gelin görün ki İslam dünyasının bir iç meselesi olan Suriye hadisesini Türkiye ve İslam ülkelerinin ortak birlikteliği ile çözmek yerine, saçma sapan bir mezhep gerginliği ateşine odun taşınmaktadır. Hele bazı gruplar var ki İslam ülkelerini İsrail'den daha büyük bir tehdit görmektedirler. İslam dünyası, bölünmüşlük ve paramparça olmuşluğun cezasını ve acısını Suriye meselesinde iliklerine kadar hissetmiştir ve hissetmeye devam edecektir.
Reyhanlı'da hayatlarını kaybeden kardeşlerimize, Cenab-ı Haktan rahmet; yaralılara acil şifalar diliyorum ve tüm yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyorum.
Selam ve dua…