Saadet Kadınlardan Özgecan İçin Kınama
Saadet Partisi Kadın Kolları Van İl Yönetimi, Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın hunharca katledilmesi sebebiyle bir açıklama yayınladı.
Partiden yapılan yazılı açıklamada, hunharca katledilen Özgecan Aslan’ın başına gelenlerin asıl nedeninin Türkiye'de idam cezasının olmaması ve de zinanın serbest olması olduğu belirtildi. Açıklamada, “Saadet Partisi İl Kadın Kolları olarak biricik ve kıymetli yavrumuz Özgecan Aslan’ın feci şekilde öldürülmesini telin ediyoruz. Zulmedilerek, yakılarak öldürülen yavrumuzun makamı yüce olsun. Peygamberimizin sözleri ile umuyoruz ki makamı şehitler derecesidir. Acılı ailesine sözlerimizin başında sabırlar temenni ediyor ve bütün Türkiye’ye başsağlığı diliyoruz” denildi.
Özgecan’ın son kurban olmasını ve bir daha böyle acı olayların yaşanmaması için herkesi göreve davet eden partili kadınlar, “Kars’ta Mert’imizin başına gelenlerin üzerinden daha bir yıl geçmeden Özgecan ile yaşadığımız bu acı toplum olarak nereye gittiğimiz ve neye dönüştüğümüz sorularını akıllarımıza getirmeli ve bu durum idarecilerimizi derin bir düşünceye ve mevcut durumla bir an önce yüzleşmeye sevk etmelidir. Yaşananların hayatın içinden günlük olaylarmış gibi, her yerde olabilirmiş gibi bir hafiflik ile ele alınıp, ah vah edilip üstünden geçilip gidilmesi kabul edilemez. Ülkemizde maalesef uyuşturucu bağımlılığındaki artış ve kullanma yaşının 10’a inmesi, toplumsal şiddet yönelimi artışı, aile kurumundaki dejenerasyon, kadın cinayetlerindeki artış kaygı verici boyutlardadır. Ülkemizde cezaevleri dolup taşmakta, hükümetin tam kapasite ile kullandığı hatta kapasiteyi zorladığı tek kurum ceza infaz kurumlarımız. Yeni açılanları ile birlikte 355 ceza infaz kurumumuzun toplam kapasitesi 163 bin 129 kişi, kurumlarda bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 159 bin 396’dır. Bu istatistiklerin çok hızlı şekilde artışını toplumun tüm kesimleri, ülkemizin bütün bölgeleri, üstü örtülemez bir şekilde en acı tablolarla yaşar hale geldi. Gün geçmiyor ki kaçırılan bir çocuk, uyuşturucu batağında sokaklarda ölen bir genç, tecavüze uğrayan bir mağdur haberi duymayalım” ifadelerini kullanıldı. “Bu vahim sonuçlar gösteriyor ki İslamsız saadet olmaz. Bir yandan dindar nesil yetiştirme iddiasını dillendirirken diğer yandan kastettiği din ile taban tabana zıt değerlere sahip AB için olmadık adımlar atmamız her şeyimizi borçlu olduğumuz medeniyet değerlerimizi imha edecek çalışmaların en hızlı şekilde ilerlemesine sebep oluyor.Çocuklarımıza dört başı mamur bir İslam itikadı vermekten dahi aciz, halihazırda AB kriterleri çerçevesinde düzenlemiş müfredatlara sahip din kültürü dersleri ile dindar nesil yetiştirmeye kalkanların karşı karşıya kaldığı tablo, söze gerek bırakmayacak kadar ortadadır. Önce Ahlak ve maneviyat bayrağını en önde tutan Saadet Partisi olarak bizler merhum liderimiz Necmettin Erbakan’ın ifade ettiği gibi bir milletin asıl gücünün; topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı nesilleri olduğunu biliyoruz. Büyük buhranların içinde kıvranan küresel dünyaya, uyum sağlamak amacı ile değil, bu dünyaya alternatif sunmak amacı ile medeniyetimizin öncülerini yetiştirmek zorundayız. Özgecan gibi nice evlatlarımız, gençlerimiz tehdit altındadır. Bu acı olayda bile ayrışan bir toplum haline dönüşmüş durumdayız. Biz Saadet Partililer olarak ayrışmayı değil, yüreklerin bir attığı bir Türkiye hedefine yürüyoruz. Yüreklerimiz bir olursa her türlü toplumsal sorunu daha iyi anlar ve müdahale edebiliriz.
İdam cezası AB uyum yasaları çerçevesinde kaldırılmıştı. Bizler idam cezasının yeniden uygulamaya konması için ‘idam geri gelsin’ imza kampanyası ile on binlerce imza toplayarak ilgilileri en etkili şekilde uyardığımızı ve bu uyarımızda ne kadar haklı olduğumuzu tekrar hatırlatıyoruz. İstenince bir gecede çıkan kanunlar gibi vakit kaybetmeden idamın acilen yasalarımıza konmasını, zinanın tekrar suç olmasını, üç gündür kanayan bütün vicdanlar adına istiyoruz. Tekrar feci şekilde öldürülen yavrumuza rahmet, tüm ailesine ve ülkemize başsağlığı diliyoruz.”
Bu çıkmazda kendine yol arayan insanlığa hiçbir insani sistemin yardım edemediği dile getirilen açıklamada, şöyle denildi: