Saadet Partisi Seçime Hazır

Milli Görüş’ün yer almadığı bir meclisin ülkenin hiçbir sorununu 
çözemeyeceğini ve milletin hiçbir derdine deva bulamayacağını kaydeden Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan, şöyle konuştu: “Bir partiden 3 al, diğerine 5 ekle. Hiçbir şey değişmez. Bir kez daha görülmüştür ki; Saadet Partisi olmadan olmuyor. İşte bu 3 aylık sürecin tek hayırlı sonucu bu gerçeğin bir kez daha anlaşılmış olmasıdır.” 
Saadet Partisi’nin meclisin ruhu ve mayası, Türkiye’nin ise sigortası olacağını dile getiren İlhan, “Kendi ikbalini değil, ülkenin istikbalini düşünen bir meclis istiyorsak tek çare Saadet Partisi’dir. Hesabın değil hasbiliğin, öfkenin değil aklıselimin hâkim olduğu, basiret, feraset ve dirayet sahibi bir meclis istiyorsak, beytülmala sahip çıkan, fakir fukaranın, garip gurabanın hakkını gözeten bir meclis istiyorsak tek çare Saadet Partisi’dir. Saadet Partisi, meclisin ruhu ve mayası, Türkiye’nin sigortası olacaktır” ifadelerini kullandı.
İlhan, Saadet Partisi’nin bugünkü partilerin değil, mevcut bozuk düzenin alternatifi olduğunu belirterek ülkedeki gerginliğin ilacının kardeşlik ruhunu taşıyan Milli Görüşçülerde olduğunu belirtti. Önümüzde gerçekten çok daha önemli tarihi bir seçim olduğunu belirten İlhan, “Bu seçim olmak ya da olmamak seçimidir. Kapı kapı dolaşacağız. Kimseye gülden ağır bir söz söylemeyeceğiz. Karşımıza mezar taşımızı dikseler bile yolumuzdan dönmeyeceğiz. Bu bozuk düzen yıkılacak, adil bir düzen mutlaka ama mutlaka kurulacaktır” diye konuştu.
Kanayan yaraları sarma işinin kendilerine düştüğünü ifade eden İlhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milli Görüş iktidar oldu, ümit oldu, hizmet oldu, bereket oldu. Hayra motor oldu. Şerre fren oldu. Milli Görüşle herkes kazandı. Geçmişimiz, geleceğimizin teminatıdır. Kırılanı onarmak, döküleni toplamak, kanayan yaraları sarmak yine bize düşüyor. Durmak, yorulmak bize yakışmaz. Çünkü bizim feryadımız, düşmanlığımızdan değil, bu vatana, bu millete, olan sevdamızdandır.”
Küresel emperyalizme, ırkçı Siyonizme ve batıya güvenilmemesi gerektiğini kaydeden İlhan, sözlerine şöyle devam etti: “İşte sonuç ortada. Şu resme bakın. Cesedi sahillerimize vurmuş bir bebek. Bu tablo sadece insanlığın değil, aynı zamanda Türk dış politikasının iflas ettiğinin canlı şahididir. İslam coğrafyasında tarihin en büyük mülteci dramı yaşanıyor. Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Keşke biz haksız çıksaydık da Suriye’de 300 bin insan ölmeseydi. 8 milyon Suriyeli yerini yurdunu terk etmeseydi. Bunlardan iki milyonu Türkiye’ye gelip İstanbul’un, Ankara’nın sokaklarında dilenmek zorunda kalmasaydı.”
Yüzde 40 oy alan AK Parti'nin hükümet kuramadığını anlatan İlhan, "Yüzde 25 oy alan CHP hükümet kuramadı. Yüzde 16 oy alan MHP ile yüzde 13 oy alan HDP’nin ne yaptığını zaten kimse anlayamadı” diye konuştu.
Milli Görüşün koalisyon başarılarına dikkat çeken İlhan, şunları söyledi: “Biz, 1974’te oyumuz sadece yüzde 11 iken MSP-CHP koalisyon hükümetini kurduk, cumhuriyet tarihinin en şanlı zaferini, Kıbrıs Barış Harekâtını yaptık. Türkiye’de ağır sanayi hamlesini başlattık. Türkiye’yi fabrikalarla donattık. Refah Partisi’de yüzde 21 oy aldığında 1996’da Refah-Yol hükümetini kurarak Türkiye ve dünya tarihinin en büyük atılımlarını yaptı. İşte koalisyon böyle kurulur. İşte hükümet böyle olunur. İşte milletin iradesine böyle sahip çıkılır. İşte tekeden süt böyle çıkarılır. İman varsa imkân vardır.” 
Bugünkü dünyada 925 milyon insanın her gece aç yattığını, her 6 saniyede bir çocuğun açlıktan öldüğünü ifade eden İlhan, buna karşın tek bir büyük bankanın varlığının 129 ülkenin gelirinden fazla olduğuna dikkat çekerek, “Bu zulüm düzenini yıkıp yerine adil bir düzen kurmaya mecburuz. Mücadelemiz bunun içindir. Çünkü biz siyaseti, mal için, ikbal için yapmıyoruz. Biz siyaseti, mevki için, makam için yapmıyoruz. Biz siyaseti, milletvekili, bakan, başbakan olmak için yapmıyoruz. Biz siyaseti, Allah rızası için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son 30 yılda teröre 15 milyar dolar ayırarak toplam 450 milyar dolarlık bir harcama yaptığını dile getiren İlhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu 450 milyar dolarla yeni bir Türkiye kurulurdu. Yani kaybeden biziz. Biz, her gün Kürtçe, Türkçe, ağıtlar yakarken, birileri Tel Aviv’de, Washington’da, Londra’da viskilerini yudumlayarak İngilizce zafer şarkıları söylüyor. Uyardık, yine uyarıyoruz. IŞİD, Kobani, Kandil, PKK, PYD, hepsi büyük planın küçük parçalarıdır. Coğrafyamız daha da bölünerek mikro devletçikler, kabile devletleri kurulmak isteniyor. Asıl plan Büyük İsrail Projesi’dir, Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Büyük İsrail Planı’nın nihai hedefi ise Türkiye’nin parçalanmasıdır, büyük İsrail Devletinin kurulmasıdır. Bu karanlık mihraklara cevabımız; inadına kardeşlik, inadına beraberliktir.”