Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan CHP'nin aşı iddialarına sert tepki
Sağlık Bakanı Koca, CHP'nin Çin aşısıyla ilgili iddialarına ilişkin, 'Aşı savaşının olduğu bir dünyada, üretici firma aşıyı bedava bağışlar mı, bunun akılla izahı var mı? Hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar bir kuruş ilave verilmemiştir' dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, basın toplantısının ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nin ‘aşı' iddiaları hakkında açıklama yaptı. Koca, bu dönemde dünyada aşı savaşının yapıldığını hatırlattı. Ülkeler arası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini belirten Koca, “Ülkeler arasında bunun ilişkileri etkileyebileceğini özellikle ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasını sözleşmeye de konduğunu, bu nedenle fiyatı özellikle söylememiştim. Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz demiştim.
Bu iddiamın halen arkasındayım. Bu ülkeler arası karşılıklı sözleşmeyle ticari sır olarak korunması gereken durumdu. Bunu çok rahatlıkla açıklayabilirdim. Rakamı söylediğimde bunu dünya fiyatlarından düşük olduğunu herkes biliyor olacaktı. Bu aşı başka devletlere de satılıyor. En ucuza satılan ülke Türkiye. Bu dönemde bu aşıyı teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim. Yani bu aşı bağlantılarını çok erken yaptık Faz 3 çalışması uygun çıkmamış olsaydı, eğer Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı dolayısıyla bu aşıyı biz almamış olacaktık. Dolayısıyla teminatları dahi garantiye aldık” açıklamasında bulundu.
CHP'nin iddialarına cevap veren Koca, şu ifadeleri kullandı:
“İddia şu; deniyor ki, üretici firma 1 milyon doz aşı üretti ve bu 1 milyon aşıyı Türkiye'ye aslında bedel almadan bağışladı. Ama distribütörü olan firma bunu Devlet Malzeme Ofisi'ne fatura etti, yani devlete fatura etti. Üretici firmanın devlete bedelsiz verdiği aşıyı üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. İddia bu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Koca, aşıda firmanın kendisiyle sözleşmeyi direk yaptıklarını ifade etti. Koca, “Türkiye'deki distribütörü daha önce bu belgeyi sunmuştum. Firma o zaman da ifade etmişti. Görüşmeler bizimle yapıldı, Sağlık Bakanlığı pazarlık sürecini bizimle götürdü. Ticari ilişkiyi biz sağladık, ama distribütör lojistik hizmetleri yapmak için devrede olan bir firma. Bunun için ekstra ücret ödemiyoruz. Vatandaşın zihni niye bulanıklaştırılıyor. Özellikle ben siyasi arenaya çekmek istemedim, son derece direndim. Özellikle devletler düzeyinde korunması gereken ve devamında aşı sürecinin gelişini etkileyebilecek herkesin sorumluluk taşıması gerektiği bir dönemde, ülkeler arası hassas noktaları gündeme getirerek aşının gelişinde etkili olmayalım.”
Aşı konusunda diğer firmalarla da görüşüldüğünün hatırlatan Koca, “Erişebildiğimiz her aşıya erişip vatandaşımızı aşıyla buluşturmak istiyoruz. Biz faz 3 çalışmalarına başladığımız, sonuçlarını bildiğimiz aşıyla sözleşmemizi yaptık. Şu anda elinde 15 milyon aşı olan Avrupa ülkesi çok az. Peki bu aşın gelişini etkilemek için niye uğraşıyoruz? Devletler arası sırrı niye ortaya döküyoruz? Eğer bununla ilgili varsa sorun sayın muhalefet lideri açıp sorabilirdi, böyle bir durum var, bana sorulabilirdi. Yok mu böyle bir iletişim anlayışı. Bizim vatandaşımıza veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yok. Bir aşıyı ucuza alıyoruz, iki bu aşıya erişim için her imkanı kullanıyoruz. Önümüzdeki aylar daha yoğun aşıya ulaşacağımızı söyleyebilirim. 83 milyon vatandaşımızı eşit davranarak birlikte mücadele ederek bizim salgını sürdürmemiz ve başarıyı elde etmemiz gerekiyor. Siyasi arenaya taşımama noktasında direnmeye devam ediyor olacağım, kararlı olmaya devam ediyor olacağım. Vatandaşımızın zihinlerine bulandırmak isteyenlere de vatandaşımıza olanın ne olduğunu açıklıkla izah ediyor olacağım” ifadelerini kullandı.
“Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz, yerinde karar dönemi”
Yerinde karar dönemine geçtiklerinin altını çizen Bakan Koca, “Artık normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz; yerinde karar dönemi. Elbette sağlık, tedavi hastalıkla mücadele konularında bilim kurulumuz çalışmalarına bütün hızıyla devam edecek. Ancak artık salgının sosyal hayata etkileri ile mücadeleye de odaklanacağız “ diye konuştu.
Bugüne kadar aşılama çalışmalarında yaklaşık 1,5 milyon, ikinci doz olmak üzere 8 milyon doz aşılama seviyesine ulaştıklarının bilgisini veren Bakan Koca, “Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık. Aşı tedariğine paralel ortaya koyduğumuz performansla küresel düzeyde en başarılı ülkeler arasındayız. Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumdayız. Ancak, aşı temininde tüm ülkelerin önemli sorunlar ve aksaklıklar yaşadığı dönemde yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulasak da nüfusa oranla kat etmemiz gereken çok yol var. Temin ettiğimiz aşıya rağbet artıyor. Bu tercihin doğruluğunu tasdik etsek de lojistikle ilgili tehdidi artırıyor. İlgi gören her ürünün temininde güçlük vardır.
Deyim yerindeyse aşı kıtlığı yaşanan bir zamandayız. Aşılama programımızı anlık ve canlı olarak yayınlamaktayız. Bu açıklanan veriler üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılarak haklı haksız eleştiriler yapılabilmektedir. Aşı programı adaletle ve şeffaf şekilde yürütülmektedir. Zaman zaman aşılama sayısında azalma yada artış olması tamamen lojistik gerekçelerle bilinçli olarak planlanmaktadır. Bugün aşıyı temin edebilirken yarın temin edilebileceğinin garantisini kimse veremez. Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir, program kesintilere uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu kendi aşımızı üretmektir” dedi.
“Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır”
Aşı konusunda tedarik ve planlama sorun olmadığını vurgulayan Bakan Koca, “Bu önemli bir güvencedir. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Ancak daha güvenli olanı kendi aşımıza sahip olmaktır. Bu konuda yapılabilecek eleştirileri eldeki imkanları en iyi şartlarda kullandığımızdan emin olarak değerlendirmenizi istirham ediyorum” açıklamasında bulundu.
“İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz”
Aşı olduğu gün koruma başlamadığı konusunda uyarılarda bulunan Bakan Koca, “İkinci doz aşının üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz. Yani ilk aşı olduğumuz günden 42 gün sonra. Bu 42 gün sonra kendimizi korumak zorundayız. Ayrıca tüm nüfusumuzun en az yüzde 60'ını aşılamadan aşı güvencesini elde etmiş olmuyoruz. Aşının ilk dozunu yaptırmak bizi rehavete değil tedbire sevk etmeli. Her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüse dikkat etmek zorundayız. Bazı illerimizde buna özel planlarımız var. Vaka sayılarındaki artış bazı illerimizin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabilecek. Tedbir halen en güçlü silahımız” diye konuştu.
“Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır”
Geçtiği haftalarda iller düzeyinde 100 bin nüfusa düşen haftalık vaka sayılarının paylaşıldığını hatırlatan Koca, “Bu verileri her hafta düzenli olarak paylaşmaya devam edeceğiz. Vaka sayılarıyla birlikte pozitif test oranı, yoğun bakım doluluk oranlarımız ve entübe edilen hastalarındaki değişim faktörleri de illerimizdeki risk durumunu belirlemektedir. Belirttiğim parametrelere göre ilerimizin risk düzeylerini düşük orta yüksek ve çok yüksek riskli olarak ilan edeceğiz. Bu risk durumlarına göre farklı iş kollarımızın faaliyet serbestliği konusunda Bilim Kurulumuzun çalışmasını Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kabineye arz edeceğim. Yerinde karar döneminde güvenlik kuvvetli gereken tedbirleri arttıracaktır. Bu hususta Sayın İçişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede kendileri de kararlıklarını ifade ettiler. Ülkemizin bir an evvel normal koşullarına dönmesi için, milletimizin sağlık ve sıhhatini muhafaza için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Aşı savaşının olduğu dünyada üretici firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Bunun akılla izahı var mı? Bunun üzerin e biz firmaya dedik ki, sözleşmemiz gereği size vermemiz gereken bir bedel var, bunu ödüyoruz. böyle bir iddia var, bu nedir. Firmanın bize cevabı; ‘Bu aşıyla ilgili buradaki amaç siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık, bu nakit akış yönetimini sağlamak için biz distribütörümüz olan Sinovac firmasını temsil eden firmaya biz bedelsiz olarak verdik, ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık. Bunu kim söylüyor? Üretici firma. Hani üretici firma Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışlamıştı? Ayrıca bununla ilgili de vergileri dahil olmak üzere kurumlar vergisi dahil olmak üzere beyanı ve ödemesi yapılmış, vergiyle ilgili sorun yok. Bizim de verdiğimiz parayı firma 'ben aldım' diyor. Bir diğer konu, ısrarla aracı var mıydı, yok muydu? Biz devlet olarak Sinovac firmasıyla görüşmeler yaptık. Bu firmanın 10 yıldan fazla süredir tek distribütörü var. Bu firmanın Türkiye'deki ayrıca yetkilisi. Hem tek distribütörü hem tek yetkilisi. Dolayısıyla biz bütün görüşmeyi Sinovac firmasıyla yaptık. Hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar 1 kuruş ilave verilmemiştir” dedi.