Sağlık Daire Başkalığından Gıda Günü İle İlgili Açıklama
Van Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığına bağlı Gıda Kontrol Şube Müdürlüğü, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Van Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Gıda Kontrol Şube Müdürlüğü 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim’in, Dünya Gıda Günü olarak kutlandığı her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Dünya Gıda Günü‘nün bu yıl ki temasının, "Aile Çiftçiliği: Dünyayı besle, yeryüzünü önemse” olarak belirlendi. 2014 Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı’nın temel amacı açlık ve yoksullukla mücadele, gıda güvenliğinin ve beslenmenin sağlanması, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, doğal kaynakların yönetimi, çevrenin korunması ve özellikle de kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınma açısından aile çiftçiliğini ve küçük ölçekli çiftçiliği öne çıkarmak olduğu belirtildi. Aile çiftçiliği nedir? Aile tarafından tarım ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen faaliyetlerin tamamı aile çiftçiliği olarak tanımlanır. Aile çiftçiliği, aile-temelli tüm tarımsal faaliyetleri kapsar ve kırsal kalkınmanın birçok alanı ile bağlantılıdır. Bir aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, çoğunlukla kadın ve erkekler dahil, ailesel iş gücüne dayalı tarım, ormancılık, balıkçılık, meracılık ve su ürünlerine yönelik üretim faaliyetlerini kapsamaktadır" denildi.
Neden Aile Çiftçiliği? sorusunun da yanıtlandığı açıklamanın devamında şu maddelere yer verildi: “Aile işletmeleri ve tarım için dünyanın hemen her yerinde temel sorun tarım nüfusunun yaşlanması. Avrupa’da ortalama yaş 50'nin üzerinde. Genç kuşak tarımdan kopuyor. Birleşmiş Milletler’ in 2014 yılını “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan etmesi bu açıdan da büyük önem taşıyor. Genç nüfusun tarımda kalması ve tarımsal faaliyetin kuşaktan kuşağa aktarılması hedefleniyor. Türkiye açısından bakıldığında özellikle 1980 yılından bu yana, yani 40 yılı aşkın bir süredir aile işletmelerinin yok edilmesi için yoğun çaba harcanıyor. Hemen her iktidar döneminde, Tarım Bakanlığı koltuğunda kim olursa olsun yaklaşım hep aynı. Hepsinin temel amacı tarımsal nüfusu azaltmak oldu. “İşletmeler çok küçük, araziler parçalı” denilerek, ölçek ekonomisine geçmek için sürekli büyük işletme kurulması, tarımda şirketleşmenin sağlanması için yoğun lobi ve çalışmalar yapıldı. Aile işletmeleri tarıma, hayvancılığa küstürüldü. Kırsaldan kentlere büyük göçler oldu. Köyler yakıldı, boşaltıldı. Türkiye, aile işletmeleriyle değil, büyük işletmelerle övünen bir ülke oldu. Büyük işletmeler de olsun. Buna kimsenin itirazı yok. Fakat siz devlet olarak büyük işletmeler üzerinden bir politika oluşturur ve “biz geldiğimizde 50 baş üzeri 4 bin 300 hayvancılık işletmesi vardı şimdi 28 bin 400 işletme var” diye sadece işletme büyüklüğü ile övünürseniz, aile işletmelerini yok sayarsanız kentlerinizi yaşanmaz hale getirirsiniz. Hayvancılığı da hayvanıyla, yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale getirirsiniz, ki getirdiniz. Son yıllarda kurulan o büyük işletmelerin hemen tamamı zor durumda. Aile işletmecileri hayvanıyla, toprağıyla bir aidiyet duygusu yaşıyor. O kültürü nesilden nesile taşımaktadır. Sağlık İşleri Daire Başkanlığının son olarak geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına yardımcı olan, dengeli beslenme için imkan sağlayan, küresel tarımsal biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunan, kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasına yardımcı olan bir yapı olarak ortaya çıkan aile işletmeciliğinde, yerel yönetimlerin de aile işletmeciliğine dayalı kendi özgün modelini kurması ve desteklemesi gerekiyor" ifadeleri ile açıklamasını sonlandırdı.