Şah / Mat

Hiç kendinizi satranç tahtası üzerindeki taşlardan herhangi biri olarak düşündünüz mü?

Hiç kendinizi satranç tahtası üzerindeki taşlardan herhangi biri olarak düşündünüz mü?

 

Bence hiç böyle bir düşünceyi ertelemeye gerek yok, temayı hemen senaryolaştıralım.

 

Şimdi, satranç tahtası üzerindeki taşları gözümüzün önüne getirelim.

 

Her bir taşın kendine has özel hareket yönleri vardır. Taşların görevi, tıpkı kendileri gibi aynı göreve sahip rakip taşlara karşı şahı korumaktır.

 

Şah en güçlü taş olmasına rağmen, kendisine bahşedilen karede "öyle bekleyeyim, ne de olsa beni korumak zorunda olanlar var" diyemediği gibi böyle bir şansı da yaratamaz zaten.

 

Şah kendi ekseni etrafında dönerken, diğer taşların hareket alanlarını korumalarını sağlamak ve mat olmamak için icap ettiğinde ileri ve geri hareket etmek zorunda kalır. Bu eylem her zaman ileri gidilemeyeceğini, bazen de geri gidilmesi gerektiğini hatırlattığı gibi geriye giderken durup birde düşünmeyi de sağlamalıdır.

 

Bazen bir şeyleri elde etmek için başka bir şeyleri de feda etmek zorunda kalınabilir.

 

Şahın, vezirin, atların, fillerin ve kalelerin görevleri yanı sıra hemen ön sıraya dizilmiş bir piyon ordusu vardır. İşte asıl görev onlarındır. "Her piyon, akıllıca hareket edip, uhulet ve suhulet içinde hamle yaparsa, potansiyel birer vezir, at, fil ve kale olma şansına sahip olur" desek de içsel âlemlerinde vezir olmayı hayal ederler. Ya da bulunmuş olduğu kareye ilişen olmazsa, oyun sonuna kadar piyon olarak değişime uğramadan kalabilirler. Ancak gerçek o ki, hiçbir piyon oyunda saf dışı kalmak istemez.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme