Chios Adası 1566’dan 1912 yılına kadar Osmanlı idaresinde kalır. 1705 yılında adanın yönetiminden sorumlu Salih Paşa, kendisine tahsis edilen tarlalara sakız ağaçları ektirir ve arazilerini vakfeder. Böylece Chios Adası olur Sakız Adası.
Yunanlı şair Georgios Drossinis’in: “Chios harika bir ada. Adını söylerken bile gülsuyunu hissediyorum” dizelerine bakılacak olursa gülü ile de meşhurmuş. Günümüzde sakızı ile ünlü adayı, Balkan savaşlarında kaybetmiştik.
**
Çocuk
Yapılan bir istatistiğe göre, Osmanlı Devleti’nin her yüzyılının yaklaşık 61 yılı savaşlarla geçmiş. Savaş iyi bir şey değildir fakat o zamanın dünyasında ayakta kalabilmek için savaştan başka çare de yoktu.
Ancak bu durum imparatorluğunun yükünü omuzlayan Türk ve Müslüman nüfusun hızla azalmasına neden olur. Konu üzerine kafa yoran II. Abdülhamid Han, Alman uzman Dr. Von During’e bir rapor hazırlatır. Rapora göre, yaygın hastalıklar için radikal önlemler alınmazsa iki nesil sonra Türk unsur yok olacaktı.
Mevzu hassas olunca yöneticiler kara kara düşünürler. Hatta TBMM’nin açıldığı ilk günlerde, çocuk yapmak teşvik edilir ve hatta 6 çocuğu olan kadınlara Reşat altını verilmesi gündeme gelir.
**
Lawrence ve Mustafa Kemal
Arapları isyana teşvik ederek Osmanlı Devleti’ne ve dolayısıyla Almanya’nın başını çektiği ittifak grubuna büyük darbe indiren İngiliz casus Lawrence, ‘Arabistanlı Lawrence’ olarak ün kazandı.
Savaş bittikten sonra anılarını ‘Bilgeliğin Yedi Sütunu’ adıyla kitaplaştırdı ve ses getirecek bir iddiada bulundu. Güya cephede Mustafa Kemal Paşa’yı hedef almış ancak attığı kurşun Paşa’nın yanındaki askerlerden birine isabet etmişti. Lawrence kendisini övmekle ve birçok şeyi kendisine mal etmekle ünlü olduğundan yazdıklarına ihtiyatla yaklaşılmalıdır.
1935 yılında bir motosiklet kazasında ölen casusun hayatı, 1962 yılında ‘Arabistanlı Lawrence’ olarak sinemaya da uyarlandı. 10 dalda aday gösterilip 7 dalda Oscar kazanan bu film sayesinde Lawrence’nin ünü daha da yayıldı ve dünya çapında tanınan biri oldu.