ŞAM VALİSİ, ESAT PAŞA

Bahri Yıldızbaş yazdı...

“KUZULARIN DERİLERİNİ YÜZMEKTENSE, KOÇLARIN YÜNLERİNİ KIRKMAK DAHA İYİDİR.”

— Rivayete göre, Şam valisi Esat paşa sıfırı tüketir ve hazine boşalır. Büyük sıkıntıya düşer. Danışmanları, çare olarak Şam’daki dokumacılara fazladan vergi koymasını tavsiye eder. Bu tavsiye üzerine Esat paşa danışmanlarına:

“Böyle bir vergi koyarsak, ne kadar gelir elde ederiz?” diye sorar.

— “ Elli veya atmış kese altın elde ederiz” derler.

…..

— Bunun üzerine Esat Paşa “Bu insanlar, zaten zar zor ayakta duruyor. Bu vergiyi nasıl ödeyecekler?” diye sorar.

“Evlerindeki altınları ve mücevherleri satarlar Paşam” diye cevap verirler.

— Esat Paşa “Ben bu meblağı, daha güzel bir yöntemle elde etsem nasıl olur?” diye sorar.

— Danışmanları, sessizliğe bürünür.

Ertesi gün, Paşa müftüye bir davet göndererek “gece gizlice buluşalım” der. — Müftü, gece paşanın yanına gelir.

Paşa “Müftü efendi! Bize ulaşan bilgilere göre, özel hayatında şeriata aykırı davranıyor ve evinde gizlice içki içiyormuşsun. Bu durumu, İstanbul’a bildirmem gerek. Ancak önceden seni haberdar edeyim dedim” der.

— Bunu duyan müftü efendi, paşaya yalvarmaya başlar. İstanbul’a haber vermemesi için, paşaya 1000 mecidiye vermeyi teklif eder. Paşa kabul etmez. Müftü iki katını teklif eder. Paşa yine kabul etmez. Sonunda 6 bin mecidiyede anlaşırlar.

…..

Sonraki gün, Esat paşa Kadı efendiyi davet eder. “Kadı efendi! Rüşvet aldığın ve makamını şahsi menfaatin için kullandığına dair güvenilir kaynaklardan elimize bilgi ulaştı” der. Bu sefer, Kadı efendi paşaya yalvarmaya başlar. “Aman efendim beni görevimden almayın, insanlara rezil olurum” diyerek Müftü efendi gibi, Esat paşa ile pazarlığa başlar. Kadı ile de 6 bin mecidiyede anlaşırlar.

……

Sonra sırasıyla defterdar, karakol komutanı, esnaf ağası ve büyük zenginleri tek tek davet eder. Bu operasyonun sonunda Esat paşa tam 200 kese mecidiye altını toplar.

Arkasından danışmanlarını çağırır. “Şam halkına, vergi koyduğumu falan duydunuz mu?” diye sorar.

— “Hayır paşam duymadık” derler.

“Bakın hiçbir vergi koymamama rağmen, 50 yerine 200 kese mecidiye altını topladım” der.

— “Bunu nasıl yaptınız, Paşam?” diye sorduklarında.

 “Kuzuların derilerini yüzmektense, koçların yünlerini kırkmak daha iyidir” der.

— Danışmanlarda, büyük bir sessizlik başlar ve hepsinin kalbi ‘güm güm’ atmaya başlasa da, hikaye burada biter.

———

Bu hikayeyi okuyup, düzenledikten sonra, uzun uzun düşünmeye başladım ve bizim memleketteki kuzuluktan koyunluğa terfi esenler İLE koçları hesaplamaya başladım.

———

Elbette kuzularımız ve koyunlarımız çoktur, ancak tümünün derilerini yüzsek, bir kaç tane koçtan kırkacağımız yün kadar etmez. Memlekette de, kırkılması gereken çok, çok, çok koç olduğuna göre, istenirse; kuzular ile koyunlardan alınan vergiler, ÖTV, KDV ve bilimum borçlar affedilebilir. Tam da, deprem ve birlik zamanı indirimler başlar, ülke insanı derin bir nefes alır. Hatta, birdenbire koyunluktan koçluğa terfi edenlerin yünleri de kırkılırsa, asgari ücret 15, emekli ve memur maaşları 20-25-30 bin lira olur. Bahar da geliyor, kırkılmayı hak eden o kadar hızlı terfili ve kıdemli koç var Kİ…

———

Bunlar, benim naçizane fikrim. Herkes, Şam Valisi rahmetli Esat Paşa’ya dahi dua eder.

Kandil, aydınlık ve umut olduğuna göre; sağlıklı, huzurlu ve aydınlık dolu yarınlar İçin, adalet ve ahlak gerek.

 

Yorumlar 1
Muhittin çelebi 20 Şubat 2023 11:03

Feto borsasına ne kadar benziyor.

Bakmadan Geçme