Selamün Aleyküm
Çok yıllar önce annem ile bir yerlere gezmeye giderken, evden çıkmadan önce annemi hep tembihlerdim, 'Anne, tanımadığımız insanlara selam verip hal hatır sorma' diye. O da başını 'Evet' anlamına gelen bir şekilde sallar ve 'Tamam.' derdi.
Çok yıllar önce annem ile bir yerlere gezmeye giderken, evden çıkmadan önce annemi hep tembihlerdim, "Anne, tanımadığımız insanlara selam verip hal hatır sorma" diye. O da başını "Evet" anlamına gelen bir şekilde sallar ve "Tamam." derdi.
Ancak bilirdim ki, annem her zamanki gibi yine kendi bildiğini okuyacak. En sık da toplu taşıma araçlarına binerken, önce yüzüne oldukça sevimli bir ifade takınır ve ardından "Selamün aleyküm!" derdi. O'nun bu selamına ancak kendi yaş grubuna yakın kişiler "Aleyküm selam!" diye karşılık verirdi. Hatta gençler ve çocuklar aralarında gülüşürlerdi. Bu durum o yıllarda içten içe sıkılmama neden olurdu.
Çünkü dejenere olmuş toplumumuz, birbirine selam vermeye alışkın değildi. Hâlbuki Allah'ın selamını vermek ve almak kadar anlamlı ne olabilirdi.
Ben ve kardeşlerim annemizin bu durumuna zamanla alıştık. Yıllar birbirini hızla kovalarcasına geçerken; hal ve hareketlerimin anneme ne kadar benzediğini fark ettim. Çoğunluğumuz, güne başlarken birbirimize, "Günaydın!", "Merhaba!", "Selam!" demeyi nasıl da toplumsal bir davranışın gerekliliği olarak görüyorsak; annemin yaptığı da aslında buydu. O yıllarda annem için "doğru" olan şey şimdi bana "çok doğru" geliyor. İnsanlar birbirlerine selam vermeli, hatta hal hatır sormalı. Bazen küçük bir selamlaşma bile çok güzel şeylere vesile olabilir. Bazı kibirli insanlar selam vermez, sizden beklerler. Hatta selamınıza karşılık bile vermezler. İnanıyorum ki onlarda bir gün selam verenlerden olacaklardır.