ŞEYTANİ AKLIN MASADI

Mustafa M. Atilla yazdı...

Yeri gelmişken; atalarımız ve ecdadımızın yılların birikimi olan, tecrübeye dayalı sözleri, her zaman yaşam içinde önemsediğimiz, kulağa küpe yapacağımız yaşanmış ve yıllar geçtikçe değer kazanan yüzyıllarca insan süzgecinden geçmiş, her biri hazine değerinde öğüt ve hüküm mahiyetinde kısa ve özlü atasözlerinden ‘’ Ellerinden gelse bir kaşık suda boğacaklar’’ atasözü sürekli zihinlerde kendini güncelliyor. Geçen haftaki yazımda hayal kurmanın her kapının kilidinin anahtarı yapma iması ile anlatmıştım. Bugün ise hayalleri karanlıklar içinde irin yudumlayan ecdadı, soyu sopu belli olmayan inanç fakiri şeytani aklın, dünya üzerindeki oynanacak oyunun takım çalışmasını hızlandırmaları hayallerindeki kapıyı açıyor ve beni müthiş derecede korkutuyor! Kimin için? çocuklar için, gençler için, bu toprakların geleceği için. çünkü bu gidişle bizim gibi gelecek için yatırım yapmayan, beyin takımını uçak kazasından koruyamayan, gençleri yurt dışına kaptıran geri ülkeleri bir kaşık suda yüzdürecekler zannedersem.

Akşam tv'de bir program izliyorum bir moderatör ve iki konuğu, iyi biliyorum ki vatan severliliklerinin gereği bu iki konuşmacı el birliği ile gelecek nesillere bırakacağımız ülkemiz ve insanımızın geleceğini zora koşacak üst aklın sinsi planlarını apaçık gündeme getirdikleri ve bizim yönetim kadrosunun vurdumduymazlığını program sonuna kadar titreyen ses tonları ile saatlerce anlatmaya çalıştılar.O'Kadar içten O'Kadar samimi,dürüst,akılcı cevaplarla göz önüne seriyorlardıki, ülkedeki yetkiyi eline geçirmiş yukarıdan aşağıya kadar tüm kabineye isyanlarını kusuyorlardı adeta.

Mütemadiyen gücü eline geçirmiş birkaç küresel şeytani aklın dünya üzerinde kurguladıkları plan ve projelerini yavaş yavaş, ürkütmeden uyguladıkları, uyumakta olan ülkeler veya uyutulmak istenen ülkeler üzerinde deneme sayfalarını evre evre,etap etap devreye sokmalarının insan imhasının ve vucut hasarlarının korkunç boyutunu; ayrıca aşı,hibrit tohum,toprak,bitki,yapay et,su ve genetiği oynanmış herşey üzerinden gerçekleştirmeye yönelik gizli ve sabırla; kirli emellerinin hız kazandığını acınacak duruma düşmeden anlatmayı, insanımızında dikkatli olmasını ilerleyen saatlere kadar mutsuzluğun kapısından ayrılmadan sınırlarını zorlayarak anlatmaya çalıştılar. Bu konu üzerinde devletimiz muhakkak farkında, çalışmalarını geciktirmeden yapıyordur umarım, önemsenecek kadar da önemlidir.

 ‘’Dışarıdan gelecek her türlü planlara karşı uyanık olmak da bize düşer diyerek yarınlar için hedef belirlemek, akıllı yatırımlar yapmak, geliri giderin üstünde tutmak, ileriyi görmek, düşlerde gezinmemek, profesyonelce yönetmek,söylenecek sözün ülke çıkarlarına getirisini,götürüsünü iyi hesaplıyarak konuşmak, ayağını yorgana göre uzatma düşüncesine sahip olmak,bütçeyi iyi tasarlayabilmek, kul hakkını gözetmek, yarını dünden görebilmek, hakkıyla sevabıyla yarınları yaşatmak ve yaşamak da görevidir. geçmişte yaptığımız yanlışların ve savurganlığın sonucunu yaşıyor olmamız da yanlışlarla kaybettiğimiz yılların geri gelmeyeceğinin sonucunuda şimdilerde görüyoruz..

Yıllar önce aklımda kalan örnek bir rastlantıyı yazmak istedim. çünkü el birliği ile küçük büyük, önemli önemsiz diye düşündüğümüz düşünceler veya davranışlar bir biri ile bağlantılı olarak ileride ülkeye ve insana çıkardığı fatura hayli kabarık oluyor.       

Yazdan, kışı düşünen karıncalar kadar geleceği düşünmedik, sonucunda cırcır böceği gibi kapı kapı dolaşıp elimizde tokmak çalmak için kapı arıyoruz.

El birliği ile hiç düşünmeden bu günlere getirdiğimiz ülkemizi yüzlerce örneklerini yazabileceğim tutum davranış ve düşüncelerimizden sadece birini yazdığım zaman okuyucuma neyi anlatmak istediğimin yüzlercesini de anlatmış olurum düşüncesi ile yazdım.

Seksenli yıllarda kamuya ait bir hizmet kuruluşuna gittiğimde ilgili birimdeki odanın kapısını çaldım ve içeri girdim.odada altı masa vardı,sadece bir memur daktilonun başında çalışıyor, diğer masalarda hiç kimse yoktu, merakımdan sordum, bu masalarda görev yapan arkadaşlar nerede diye? cevap; onlar arazide içimden bir maşallah çektim görevlerini büyük bir sorumlulukla yapıyorlar diye, ne güzel dedim dağdaş demeden çalışmaları!, görevli araya girdi öyle değil dedi nasıl dedim arazi dediğim!, biri evde,diğeri okey oynamada,bir diğeri göle girmeye gitmiş,öbürü sanayiye arabasını bakıma götürmüş,diğerini bilmiyorum ve ekledi müdür bey geldiğinde neredeler diye sorduğunda daire içinde iş takibindeler diyorum, hemen telefonla müdürün sorduğunu söyleyerek çağırıyorum eğer müdür bey sormaz ise akşam çıkış saatinde onlarında imzasını atarak çıkıyorum dediğinde bir maşallah da o zaman çektiğimi hiç unutmadım. Hafızamdan silinmeyen bu davranış ve düşünceler ilk etapta kişisel menfaat sağlıyor gibi görünebilir fakat sonucu bugün karşı olduğum zarar ediyor bahanesi ile zengini zengin eden, fakiri fakir bırakan, devletin devliğini ortadan kaldıran siyasi kişiye özel özelleştirmeyi getirdi. Rekabet oluşturma fikirininde tutmadığı anlayış bu günlerin zeminini oluşturdu.

Bugünlere kalmamızın sorumlusu sadece yönetim olmadığınıda hepimiz çok iyi biliyoruz.Eğer detaylı düşünürsek çözeriz, kimimiz bunu yaptık kimimiz şunu yaptık ,neyi gözettik, ne umduk, ideolojiyi ülke geleceğinin önünde yürüttük, rahatı çıkarı menfaati ele geçirmede geri kalmadık, yarını bugün sanıp devletin malı deniz yemeyen domuz mu dedik yoksa bugün bugündür yarın yarındır mı dedik yoksa dönme dolaba bindik inmek mi istemedik, yoksa hep Amerika hayalini mi kurduk yoksa yoksa sel gelip kütük getirdiğinde kütüğü yakalayamadık mı. Ben elbirliği ile ülkeyi bu günlere hep birlikte getirdiğimizi  düşünenlerdenim.ya siz.

 

Yorumlar 3
SERHAT 16 Ağustos 2022 20:19

SERHAT 16 Ağustos 2022 20:19

SERHAT 16 Ağustos 2022 20:19

Bakmadan Geçme