Şiddet kaybettirir
Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında bir taraftarın sahaya inerek hakemi dövmesi, Amedspor'un Ankaragücü'nü 2-1 yenmesinin ardından protokolde bulunan Amedspor Kulübü'nden 5 yöneticinin linç edilmesi sporun ruhuna aykırı çirkin ve kabul edilemez şiddet görüntüleridir. Adalet, vicdan varsa bu iki olaya karışanlar kim olursa olsun gerekli cezaya çarptırılırlar.
Türkiye'de "spor ve şiddet" konusu Trabzon ve Ankara olaylarıyla bir kez daha gündeme geldi. Kırp dökerek başkasına zarar vererek ilkel toplumlar gibi şiddete sarılarak bir yere varılamayacağını keskin sirkenin küpüne zarar verdiğini gösteren sayısız örnek var.
Futboldan yana şiddetle ilgili iki anımı hiç unutmam.
Biri 16 Kasım 1997'de Pazar günü 1. Lig'de şimdiki ismiyle süper lig'de mücadele eden Van'da oynan olaylı Vanspor- Antalya maçıdır.
O günkü ismiyle Van Vali Mahmut Yılbaş Stadyumu'nun Valilik tarafından yapılan yeni açık tribünleri müsabakaya yetiştirilmişti. Heyecan, sevinç vardı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz beraberinde Devlet Bakanları Salih Yıldırım, Eyüp Aşık, Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu, Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy, Sanayi ve Ticaret Bakanı Vanlı Yalım Erez ile çok sayıda milletvekili ile 2. yarıda maçı izlemeye stada gelmişti. Valimiz Abdulkadir Sarı yöneticiler, siyasiler tribünde yerlerini almıştı. Müsabakanın 44. dakikasında Metin'in attığı golle Vanspor ilk yarıyı 1-0 önde kapatmıştı. Maçı yöneten Trabzon bölgesi hakemi Alican Lakot uzatma dakikalarında ceza sahasında ikili mücadelede Vanspor'lu Ziya'nın pozisyona müdahalesini penaltı olarak değerlendirerek Trabzonlu Teknik Direktör hemşehrisi Şenol Güneş'in yönettiği Antalyaspor lehine penaltı vermişti. Olayları fitilleyen penaltı kararı sonrası seyirciler sahaya girmişti. Sahayı terk ederek soyunma odasına giden Alican Lakot maçı tatil etmişti.
Bize göre Trabzonlu bir hakemin Trabzonlu teknik yöneticinin başında bulunduğu maçı yönetmesi düşündürücü olduğu gibi pozisyonda penaltı değildi. Maç sonrası pozisyonun kesinlikle penaltı olduğunu belirten Alican Lakot " Vicdanım rahat" açıklamasını yapmıştı.
Vanspor Basın Sözcüsü olarak maç sonrasıyaptığım açıklamada, penaltının verildiği ana kadar maçın son derece centilmence bir havada oynandığını vurgulayarak, "Penalıdan sonra olan oldu. Van. Bölgede barış ve kardeşliğin sembolü olmuştur. Ancak bu maçta daha önceden hakemliği bırakacağını açıklayan Trabzon bölgesi hakemine bu maçta görev verilmesi düşündürücüdür. Alican Lakot, art niyetini ve ön yargısını Sayın Başbakanımız Mesut Yılmaz'ın önünde ortaya koyarak olayların tahrikçisi olmuştur" demiştim.
En üzücüsü…
Maç sonrası bazı ulusal gazeteler spor sayfalarında " Terör sahaya indi" başlığı atarken bazı spor yazarları sanki bu olaylar yalnızca Van'da oluyormuşçasına Van'a yönelik amacını aşan hatta hakarete varan çirkin sözlerle linç girişiminde bulunmuştular. TFF, Basın Konseyi nezdinde yaptığımız girişimler sonuçsuz kalmıştı. Karar verilmişti; Van suçluydu. Yarım kalan maç TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından Antalya leyine 3-0 hükmen tescillenmişti. Aldığı ceza ve puan kayıplarıyla toprlanamayan Vanspor 2. Lig'e düşerek şiddetle kaybeden taraf olmuştu.
Diğeri 2009'da Van'da oynanan Belediye Vanspor -Eyüpspor maçıydı.
Van Atatürk Stadyumu'nda oynanan Belediye Vanspor - Eyüpspor maçında Belediye Vanspor- Eyüpspor maçının 62. Dakikasında Van 1-0 öndeyken hakemin verdiği bir kararı beğenmeyen bazı taraftar sahaya inerek Eyüpsporlu futbolculara saldırmıştı. Taraftarların sahaya inmesiyle hakemler soyunma odasına alınmış, Eyüpsporlu bazı futbolcular ise saha kenarında bulunan itfaiye aracının üzerine çıkarak kendilerini korumaya çalışırken bazı futbolcular ambulansın içine gizlenmişti.
Utanç verici görüntüler ve yazılanların üzerinden olayları değerlendiren TFF Profesyonel PFDK olaylar nedeniyle Belediye Vanspor'u, bu maçta 3-0 hükmen yenik ilan ederken Belediye Vanspor'a 3 maçı tarafsız sahada, 2 maçı da kendi sahasında olmak üzere 5 maç seyircisiz oynama cezası vermişti. Bank Asya Birinci lige çıkma şansı olan Belediye Vanpspor aldığı cezalarla bu şansını kaybetmişti. Van'a yakışmayan, sporun ruhuna uygun olmayan hafızalarımıza kazınan olayların faturasını Van ödemişti.
Olan Van'ın emeğine, sporuna olmuştu.
Ankara'da futboldan geçinen sözde yöneticiler daha önce sofralarına misafir oldukları Diyarbakır'dan gelen rakip takımın yöneticilerine saldırarak, tribünlerden aşağı atarak linç etmeye kalkarlarsa Trabzon taraftarı da sahaya inerek hakem döver. Bir başka taraftar rakip takımın otobüsünün camlarını kırar. Olacağı budur.
Yaşananlar birbirinden bağımsız değildir.
Olayları ve şiddet yanlılarını benim senin adamım diyerek korumaya kalktığınız anda olayların önüne geçemezsiniz.
Futbol insanların bir arda eğlenceli keyfili zaman geçirmesine araç olan, birlik beraberliği sağlayan, kitleleri peşinden sürükleyen, ülkeleri, şehirleri toplumları kaynaştıran zevkli ve heyecanlı takım sporudur. Amaç değil araçtır.
Sporda, futbolda kazanmakta var kaybetmekte. Sporda kazanmak güzeldir ancak her şey kazanmak değil. Kaybedeni olmayan spor branşı yoktur. En önemlisi kaybederken kazanmayı becerebilmektir.