Şimşek: Vaatlerimizin net etkisi 19,3 milyar lira
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''AK Parti'nin taahhütlerinin maliyeti ne?'' sorusuna ''Bizim vaatlerimizin net etkisi 19,3 milyar lira. Vaatlerimizin maliyeti aşağı yukarı 2015 milli gelirimizin yüzde 1'i'' yanıtını verdi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.
Sizinle bu ekranlardaki son sohbetimizden sonra siyasi partiler seçim beyannamelerini, hükümet de yeni orta vadeli programı açıkladı. Ekonomi gündemi, bu iki gelişmenin ağırlıkta olduğu tartışmalarla belirlendi. Biz de orta vadeli programla başlayalım. Yeni orta vadeli programla bütün hedefler revize edildi. Büyüme hedefinin aşağı çekildiği, enflasyon ve işsizlik hedefinin yükseldiği revizyon, nasıl bir ekonomik tablonun ürünüydü hedefler neden değişti?
2015 yılı bütün dünya için sıkıntılı bir yıl. Türkiye bütün şokların merkezinde. Bugün Ortadoğu'daki kaostan en çok etkilenen ülkelerden bir tanesi Türkiye. Rusya krizde, Avrupa 6-7 yıldır durgunluk içinde. 2015 yılı için büyüme hedefini yüzde 4'ten yüzde 3'e çektik. Yüzde 3'lük büyüme bugünkü konjonktürde çok iyidir. Enflasyon kısmen kurdan kaynaklı bir miktar yükseliş var. Bu sürpriz değil. Bugünkü enflasyon 90'lı yılların 10'da 1'i. Büyük resme baktığınız zaman en güçlü tarafımız bütçe.
Orta vadeli program, milli gelir hesabıyla da tartışılıyor. İlk kez satın alma gücü paritesine göre rakamlara yer verildi. Bu değişiklik, gündemde olan bir durum muydu? "Rakamlarda makyaj" yorumuna ne dersiniz?
Rakamlarda makyaj yok her şey çok açık çok net. Satın alma gücüne göre milli gelirde bir düşüş yok.Milli gelir cari, reel ve satın alma gücüne göre arttı. Kur çok oynak olduğu için satın alma gücünü baz aldık. Seçimin arefesinde olduğumuz için çamur atıyorlar. Rakamlar, başarı ve performans ortada.
Orta vadeli programı ilk kez, "1 Kasım seçimi sonrasındaki hükümetin belirlenen hedefleri değiştirebileceği" notuyla yayınlandı. Bunu nasıl yorumlamak lazım? Gelecek olan siyasi iktidara hareket serbestliği tanıma amaçlı mı? Yoksa hedeflerde hala revizyon ihtiyacına vurgu yapan bir not mu? Gerçekçi bir metin. Biz geçici bir hükümetiz. Seçimden sonra ne olacağını bilmiyoruz gönül ister ki 1 Kasım'da 90'lı yıllara dönmeyelim koalisyonlara dönmeyelim. AK Parti tek başına gelirse bu programa sadık kalırız. Biz orada bunu şunun için yazdık bu geçici bir hükümet seçim hükümeti yeni hükümet gelecek. Şu anda Türkiye'nin mevcut resmini çizdik olması gereken bütçeyi orta vadeli programı kurguladık kamuoyuyla paylaştık. Seçim beyannamelerine geçelim... Asgari ücretli, emekli, gençler başta olmak üzere birçok kesime yönelik taahhütler var. Çokça da konuşuldu. AK Parti'nin taahhütlerinin maliyeti ne? Bütçeye etkileri, zamanlama olarak hangi takvimde yansıyacak? Hepsi bir anda etkisini gösterecek bir maliyet mi oluşturuyor yoksa yıllara mı yayılır?
Bu taahhütlerin hayata geçmesi, bir ek önlem ihtiyacı doğurur mu?
Dürüst olmamız lazım biz gelir vergisi reformunun yapılacağını varsaydık. Vergiyi tabana yayan reformu yapacağımızı söyledik. Maktu vergilerde enflasyon kadar ayarlamaya gideceğiz. Gündemimizde yeni vergi veya vergi oranlarında artış söz konusu değil.
Asgari ücretle ilgili taahhütler gündeme geldiğinden itibaren hep asgari ücreti işverenin ödediğini vurguladınız. İşverenle bir temasınız var mı asgari ücret artış taahhütleri konusunda? Asgari ücret artışı istihdamı olumsuz etkileyecek bir gelişme yaratır mı? Sadece belli sektörlerde plastik gibi konfeksiyon gibi bir asgari ücret uygulaması var. Biz birinci 1000 liradan 1300 liraya çıkartıyoruz. Bu iyi bir rakam. Bunun bazı sektörlere olumsuz yansıması olabilir. Yükün önemli bir kısmı işverende kalmaya devam edecek. Bunda gerçekçi olalım. Allah Türkiye'ye yeni seçimler kısa süreli koalisyonlar göstermesin. Çünkü ister istemez bu seçimlerde AK Parti dışındaki partilerin yarışı popülizm üzerine oluyor.
Çok tartışılan konulardan başlıklardan birisi de taşeron işçilerin kadroya alınması... Bu konuda yasa çıktı. Bakanlar Kurulu'nun tamamlayıcı düzenlemesi bekleniyor.
Bizim esas niyetimiz şu kamuda asli işi yapan hizmet alımı noktasında taşeron işçileri kadroya alacağız. Diyelim ki Sağlık Bakanlığı... Sağlık Bakanlığı'nın asli işi ne? Hasta bakımı. Dolayısıyla her türlü hasta bakımı işinde çalışanları biz kadroya alacağız. Ama bakanlığın işi yemek pişirmek değil kantinde çalışanlara yemek verilecekse yemek işi Sağlık Bakanlığının işi değil özel güvenlik Sağlık Bakanlığı'nın işi değil. Yani asli işi yapanları kadroya alacağız. Bütün taşeron işçi kardeşlerimizin durumunu düzelteceğiz düzelttik. 3 yıllık sözleşmelere geçiyoruz. Kıdem tazminatı konusu garantiye bağlanmış durumda. Esas işi yapanların tamamı kadroya alınacak diğerlinin durumu iyileştirilmeye devam edilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, asıl işi yapan 152-153 bin taşeron işçi var. Bunların hepsinin kadroya alınması mümkün mü? Ne kadarlık bir yük yaratır? Hangi takvime göre taşeron işçiler kadroya alınır? Mutlaka bir yük olacaktır. Biz hesapladık. Bunu yani hangi şartlarda kadroya alınacak bir takım detaylandırılması gerekiyor. Analizini maliyetini çıkartmadan kolay kolay evet veya hayır demiyoruz.