Sınav Kaygısı Nedir?

Kaygı, heyecan hayatın içinde olan doğal ve kaçınılmaz duygulardır. Aşırı düzeye çıkmadığı ve kişinin performansını olumsuz etkilemediği sürece bizi hedefe yönlendiren, motive eden bir güçtür. Baş edilemez düzeye çıktığında ise insan hayatını olumsuz etkileyen, birçok alanda performansı azaltan bir engel halini alır.
Sınav kaygısı; sınavdan günlerce hatta aylarca önce başarılı olup olunmayacağı konusunda aşırı kaygı yaşanması ile kendini gösterir. Bu kaygı belirtileri sınava çalışma motivasyonunu etkileyebileceği gibi uyku, yemek, sosyal ilişkiler gibi günlük aktiviteleri de olumsuz düzeyde etkileyebilmektedir. Bununla birlikte sadece sınav öncesi değil sınav sırasında da aşırı heyecan ve bu heyecanın getirdiği bazı duygusal ve fiziksel belirtiler sınav performansını etkileyerek başarı düzeyini düşürebilir.
Sınav sırasında ya da sınavın düşünüldüğü durumlarda çarpıntı, düzensiz kalp atışları, karın bölgesinde huzursuzluk ya da ağrı, soğuk terleme ve baş ağrıları, düzensiz solunum, ellerde uyuşma, titreme, vücutta ateş basması ve bayılma hissi , baş dönmesi, bir şey düşünemiyormuş hisleri, kas yorgunlukları sınav kaygısının bu fiziksel belirtileri arasında sayılabilir.
Sınav zamanlarının korkulu bir rüya gibi görünmesi, başarısız olursam korkusu ve bunun getirdiği yetersizlik düşünceleri ve başarılı olamayacağım yargıları, panik hissi, aşırı sinirlilik, ağlama, iyi çalışmaya rağmen hiç bir şey hatırlamadığını ve hiç bir şey bilmediğini düşünmek ve konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, aşırı yorgunluk hissi, sıkıntı, bunaltı, aşırı hareketlilik, sınav sırasında zihninizin donduğunu, bulanıklaştığını ve tam olarak düşünemediğini hissetme ve soruları heyecandan okuyamama gibi belirtiler duygusal belirtiler arasında sayılabilir.
Bütün bu belirtilere ek olarak, yeterince çalışmadığı için kendini suçlama, kendini yetersiz hissetme, sınav sonrasının felaket olacağı, kimsenin yüzüne bakamayacağı, çevresini hayal kırıklığına uğratacağı şeklinde düşünceler ortaya çıkmakta ve bu negatif düşünceler öğrenci de akademik ortamdan uzaklaşıp, ders çalışmaya karşı ilgisizlik, isteksizlik, endişe ve tedirginlik duygularının yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Bu durum, öğrencide sınavla ilgili bu kaygıyı yaşamaktansa sınava girmeme, kendini uzaklaştırma yoluna ya da daha ağır psikiyatrik bozukluklara girmesine zemin hazırlamaktadır.
NEDENLERİ NELERDİR?
Sınav kaygısı temelde çocuğun veya gencin sorunu gibi görünse de aslında çok boyutlu olarak değerlendirmek ve araştırmak gerekmektedir. Bu çok boyutluluğun bir ucunda çocuk, diğer uçlarında ise aile, öğretmenler ve diğer sosyal çevre gelmektedir.
Öğrencinin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili kafasında oluşturduğu imaj bu çok yönlü ilişkilerin sonucunda oluşur ve kişinin duygularıyla, deneyimleriyle ve inançlarıyla şekillenir. Sınav kaygısı sadece büyük sınavlara özgü değildir. Bazı çocuklar için her sınav bir kaygı kaynağıdır. Sınav ile ilgili düşünceler, beklentiler sınav olmanın ötesine geçince kaygı kendisini göstermeye başlamaktadır. Bu gibi durumlarda sınav sadece belirli şeyleri elde etmek için geçilmesi gereken bir engel olmaktan çıkar ve öğrenci tarafından kişiliğinin değerlendirildiği, çevresindeki insanlarla ilişkilerini belirlendiği, değerinin ortaya konduğu ve ailenin beklentilerinin gerçekleşmesi ile ilgili bir hal alır.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde genelde başaramayacağım korkusu ve benlik değerinde azalma ön plandadır.
Başarısızlık korkusu öğrencinin çalışmasıyla direkt olarak bağlantılı değildir.
 Ne kadar çalışsa da sınav ile ilgili yarattığı olumsuz düşünceler, sınavın kötü geçeceğine ilişkin inanışlar bu kaygının kaynağıdır. Bazı düşünceler akılcı bir temele dayanmaz..''Anneme,babama ne diyeceğim ?'',''arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım ?'' ''ya öğretmenim kızarsa?''gibi düşünceler sınava hazırlanan öğrencinin kaygısını arttırır. Genellikle sonuca odaklanan öğrencilerde kaygı yüksektir. Sonuç yerine sınava kadar geçecek sürece odaklanmak ve zamanı iyi planlamak ve yönetmek kaygıyı istenen düzeye çekecektir.
Kaygı belirtileri sınav performansında düşüşe neden olur ve bu durum kendi içlerinde düşündükleri başarısızlık korkusunu ve yapamayacağım düşüncelerini destekler. Bu durum da kısır bir döngüye neden olur.
Bütün aileler çocuklarının iyi bir eğitim görmesini, sınavlarda daha başarılı olmasını ister. Ellerindeki bütün imkanları bu doğrultuda kullanırlar. Ancak bazı durumlarda bu iyi niyetli davranışlar baskıyı da birlikte getirir. Aileler bazı durumlarda farkında olmadan kendi endişe, beklenti ve hayallerini dolaylı olarak öğrenciye aktarırlar. Öğrenci kendini kanıtlamanın, kabul ettirmenin ve kendisini yakınlarına sevdirmenin en önemli yolunun sınav ile ilgili kazandığı başarılara bağlamaya başlar. Başarısızlıkta sevilmeyeceği, aşağılanacağı düşünceleri zihninde yer eder. Ailesinin ve çevresinin bir yandan sınavın önemli olmadığını, hayatın sonu olmadığını söylemelerine karşı bir taraftan da sözel olarak ya da davranışlarıyla, sınavı kazanmanın, başarılı olmanın hayatındaki birçok şeyi etkileyeceği mesajları vermesi öğrencide sıkışmışlık ve şaşkınlık yaratır. Bu durum zaten normal düzeydeki sınavın yaratacağı kaygının daha üst düzeye çıkmasına neden olur. Çoğu zaman aileler bu kaygının farkına ancak öğrenci fiziksel düzeyde belirti verdiğinde varabilirler.
Bunun dışında, kendine güvensizlik, karamsarlık, daha önceki başarısızlıklar, beklentilerin gerçeğe uygunsuzluğu ve bilgisiz olmak kaygı nedenleridir
Bir durumu ya da olayı kontrol edemiyorsak, çaresizlik içinde olduğumuzu hissederiz ve o olay bizim için stres kaynağı haline gelir. Bu nedenle, sınavın stres kaynağı olmaktan çıkması için, çaresiz olmadığımızı hissettirecek kontrol mekanizmaları geliştirmeliyiz. Sınav kaygısı ile başa çıkabilmek; bedensel, zihinsel ve davranış düzeyinde çabalar gerektirir
Öğrencinin sınav kaygısını anne-baba, öğretmen tutumları da arttırabilir. Anne-baba için sınavdaki başarı her şeyden önemli ise bu mesajı alan çoçuk için de aynı anlamı taşıyacaktır. Sınavda başarılı olmak hayatta başarılı olmak anlamına gelmez. Sınav başarısı hayat amaçlarımıza ulaşmak için gerekli araçlardan sadece biridir. Hayat amaçlarına ulaşmak için çeşitli alternatifler olduğunu anne-babalar unutmamalılardır. En önemli ve değerli şeyin çocukları olduğu mesajını davranışlarıyla vermelidirler. Sınav notunun çok önemsendiği ailelerde öğrenciler hep sonuç odaklı düşünürler ve bildiklerine değil, kaç alacaklarına odaklandıklarından kaygıları artar. Bu nedenle performansları düşer,kendilerine güvenleri azalır.
Başkaları ile yarışma ortamlarını yaratan öğretmenlerin bu tutumları da kaygıyı arttırıcı nedendir. Öğrenci kendi yapabildiklerine ve öğrendiklerine odaklanmayıp, eksiklerini ve yapmadıklarını görmeye başlar.Öğretmenlerin başkaları ile yarışmak yerine öğrencinin kendisi ile yarışmasının daha geçerli bir yol olduğunu bilerek, bireysel farklılıkları dikkate alarak öğrencilerini desteklemeleri gerekir.
ERGENLERDE SINAV KAYGISI İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Sınav kaygısını çok etkenli olarak düşündüğümüzde öğrenci, aile ve öğretmenlerin iyi iletişim kurması ve işbirliği yapması başa çıkma süreçlerini kolaylaştırmaktadır.

Bakmadan Geçme