Sıpa Başı

Van üzümü hafif mayhoş ince kabuklu, sulu, kendine has aroması ve kokusu olan siyah üzüm. Ben görevim gereği Tekirdağ, Şarköy, Mürefte ve o civardaki şarap fabrikalarını denetledim, büyük çapta ihracat yapıyorlar, her taraf üzüm bağları, üzümleri bizim Van üzümlerine çok benziyor onlar da siyah ve aromalı ancak, kalın kabuklu.

Van üzümü; hafif mayhoş ince kabuklu, sulu, kendine has aroması ve kokusu olan siyah üzüm. Ben görevim gereği; Tekirdağ, Şarköy, Mürefte ve o civardaki şarap fabrikalarını denetledim, büyük çapta ihracat yapıyorlar, her taraf üzüm bağları, üzümleri bizim Van üzümlerine çok benziyor onlar da siyah ve aromalı ancak, kalın kabuklu.

 

Demek ki biz üzümlerimizin kıymetini bilmemişiz, gereği gibi yetiştire bilseydik değil Avrupa piyasalarında, Dünya piyasalarında bile boy ölçüşebilirdik. Biz ne yapmışız? Kurutmuşuz. Zernebat suyumuzu, yedi kehrizimizi ve daha nice değerlerimizi kuruttuğumuz gibi. Çocukluğumuzda bile hala etrafımızda geniş üzüm bağları vardı. Agah Bey'in, Demirbacakların, Müştak Bey'in gibi. Alaköy'den sepet sepet üzüm gelirdi. Üzümün bol ve kaliteli olduğu yerlerden biri de "Şahbağı"nın şimdiki adı, "Beyüzümü"nün üzümüydü. Rivayete göre, 17.yy da Şah Abbas Van kalesini kuşatır, fakat bir türlü ele geçiremez. Şehri kuşatmaya alarak, zamanla teslim olmak zorunda kalmalarını bekler. Başta Abdurrahmangazi olmak üzere Vanlılar kahramanca savunurlar.

 

Şah Abbas da karargâhını Şahbağına kurarak oradan şehri rahatlıkla gözetlermiş. Kuşatma uzayınca Şah Abbas askerlerini boş durdurmayarak çalıştırır, üzüm fideleri diktirirmiş. Zamanla değil Şahbağı Alaköy, Molla Kasım ve civarları üzüm bağlarıyla dolup taşmış. Şah Abbas şehri alamayıp çekilince, Ermeniler şarap imal etmeye başlamışlar. Kısa sürede de Şahbağı şarapları meşhur olmuş. Şah Abbas'ın Şahbağı ile ilgili şu mısraları meşhurdur: İstemerem heyvasını narını, Goy desinler Şah Abbas'ın Bağı var.

 

Rahmetli eniştem anlatmıştı: "Biz Vanlı gençler olarak, bir hafta on günlüğüne, yanımıza yeterli yiyecek alarak, içmeye giderdik. Bir keresinde etimiz bitmişti, bizde civarda bir koyun bulup kesip yedik. Bir kaç gün sonra yavaş yavaş ayıkınca bir de baktık, orda bir sıpa başı. Meğer koyun diye sıpayı kesip yemişiz." Ne diyelim? Geçmiş olsun!

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme