Sıradan bir günümdü oysa
Bugün her zaman yaptığımız ya da hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan hastaneye gittim. Her zamanki ufak tefek rahatsızlıklar için yolum düştü hastaneye ama ilk defa hastanedeki hasta insanlarla bu kadar yakından sohbet ettim. İlk defa hmeye çalıştım acılarını, ilk defa yakından yaralarına dokundum, bir nebze olsun ilk defa sormaya çalıştım açıktan yaralarını…
Bugün her zaman yaptığımız ya da hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan hastaneye gittim. Her zamanki ufak tefek rahatsızlıklar için yolum düştü hastaneye ama ilk defa hastanedeki hasta insanlarla bu kadar yakından sohbet ettim. İlk defa hmeye çalıştım acılarını, ilk defa yakından yaralarına dokundum, bir nebze olsun ilk defa sormaya çalıştım açıktan yaralarını…
Şimdi 1 saatlik öğle arasında kısacık zaman zarfına sığdırmaya çalışacağım birkaç hayatın içine çekmeye çalışacağım sizi. İnsanların hayatlarına dokunalım istiyorum, onlar gibi hissedelim, kısa bir anlık bile olsa duygudaş olalım onlarla.
***
Kafeteryanın en köşesini gözüme kestirdim ayrı ayrı oturan ama karşıdan bakınca bir grubu andıran insan topluluğunu daha yakından anlamak için.
Gözüme kestirdiğim yere oturmak için ilerliyordum ki kafeteryayı koridordan ayıran şeridin hemen arkasında tekerlekli sandalyesine 70 yılını sığdıran, yüzündeki her bir çizginin nice maziler taşıdığına şahitlik edeceğimiz, yüzündeki mahcubiyetle birlikte beliri veren sıcak 1 - 2 saniyelik ama baştan sona nice merhabaları nice hoş geldin kızım sözcüğünü taşıyan samimiyet kokan amcanın tebessümüyle karışıverdi benim gülümsemem. Masama oturmamla atıştırmalık olarak aldığım bisküvinin yarı yarıya paylaşılması ve amcanın ' Sen aç kalırsın kızım. ' deyişiyle benim doymam arasında geçen zaman hiç olmadı. Paylaşarak azalmadığını, aksine yardımlaşma duygusunun, sevginin, merhametin arttığını 'Allah razı olsun kızım. ' kadar başka bir cümle özetleyemezdi.