Siyasal İslam'ın Dört Dönemi - 11
Daha önceki üç dönemde de gördüğümüz gibi, Siyasal İslam'ın her bir dönemi Dünya ölçeğinde yaşanan tarihi süreçlere denk düşmüştür. Birinci Dönem, Kapitalist-Emperyalist ülkelerin, Dünya'nın geri kalanını sömürgeleştirmeyi tamamladığı, kapitalist sömürgeciler arasında toprak olarak paylaşımın tamamlandığı 19. Yüzyılın son dönemine denk gelir.
(Dördüncü Dönem)
Yeni dönemin habercileri
Daha önceki üç dönemde de gördüğümüz gibi, Siyasal İslam'ın her bir dönemi Dünya ölçeğinde yaşanan tarihi süreçlere denk düşmüştür. Birinci Dönem, Kapitalist-Emperyalist ülkelerin, Dünya'nın geri kalanını sömürgeleştirmeyi tamamladığı, kapitalist sömürgeciler arasında toprak olarak paylaşımın tamamlandığı 19. Yüzyılın son dönemine denk gelir. Müslüman Dünyasında halklar bu saldırıya ellerindeki mevcut kurum, ilişki ve ideolojiyle direndiler. Kurum ve ilişkiler Ortaçağ'a aitti, ideoloji doğal olarak İslamiyet'ti ve yenildiler.
İkinci Dönem, Ekim Devrimi ve Türk Kurtuluş Savaşı'ndan başlayarak, ezilen dünyanın sömürge ve yarı sömürge milletleri ile kapitalist dünyanın işçi sınıfının, emperyalizme karşı ayağa kalktığı dönemdir. Hindiçini halklarının ABD emperyalizmine karşı mücadelelerinde zafere ulaştıkları ve Afrika'daki son sömürgelerin bağımsızlıklarını kazandığı 1970'lerin ortaları bu dönemin sonuna işaret eder. Dönem, Milli Kurtuluş Savaşları ve Sosyalist Devrimler dönemidir. Devrim dalgasının dünya ölçeğinde yükseldiği bu dönemde, bütün halklar ve aynı zamanda Müslüman halklar da, milli demokratik ve sosyalist program ve ideolojiyle mücadele ettiler. Mücadelenin sonucu her tarafta milli devletler kuruldu. Yüzyıl öncesinde ülkelerinde iktidar makamlarında olan İslamcılar, bu dönemde etkisiz konumlara düştüler.
20. yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran Üçüncü Dönem ise yeniden bir gericilik dönemidir. Son 200 yılın gelişmelerinin de gösterdiği üzere, İnsanlığın tarih içindeki yürüyüşü düz bir çizgi şeklinde sürekli ileriye doğru değil; ilerlemeler, duraklamalar, gerilemeler ve yeniden sıçramalarla ilerlemeler şeklinde zigzaklı bir seyir izler. Ama her zigzaklı seyrin sonunda insanlık daha ileri gider. Her ilerleme insanlığa kalıcı bir takım kazanımlar bırakır.
Dünya gericiliğinin merkezi emperyalizm, 1970'lerin ortalarında ideolojik, siyasi, askeri ve ekonomik alanlarda inisiyatifi ele geçirdi ve yeniden saldırıya geçti. Hedef, öncelikle arkada kalan dönemde milli devletlere kaptırdığı mevzileri geri kazanmaktı. Bu amaçla, milli devletleri içerden zayıflatacak olan mikro milliyetçi ve dinci akımları her bakımdan destekledi. Yoksalar yarattı. Dünya gericiliğinin saldırıya geçtiği bu dönem Siyasal İslam'ın da hamle yaptığı, güçlendiği ve birçok ülkede iktidar olduğu bir dönem oldu.