Siyasal İslam'ın Dört Dönemi - 2
Siyasal İslam'ın İkinci Dönem'i, Kapitalizmin Emperyalizm aşamasına ulaştığı, bütün ülkelerin tek bir kapitalist dünya ekonomisi içinde birleştiği, yani geleneksel üretim ilişkilerinin ve toplumsal yapıların dünyanın her tarafında çözülmeye başladığı 20. yüzyılın başlangıcına denk gelir.
(İkinci Dönem)
Eski düşmanlar, yeni müttefikler
Siyasal İslam'ın İkinci Dönem'i, Kapitalizmin Emperyalizm aşamasına ulaştığı, bütün ülkelerin tek bir kapitalist dünya ekonomisi içinde birleştiği, yani geleneksel üretim ilişkilerinin ve toplumsal yapıların dünyanın her tarafında çözülmeye başladığı 20. yüzyılın başlangıcına denk gelir. Bu dönemde geçmiş yüzyıllarda Batı Dünyasında büyük toplumsal dönüşümlere sınıf olarak önderlik eden burjuvazi ve feodalizme karşı mücadele içinde ortaya çıkan demokratik fikirler ve program, dünyanın o güne kadar "uykuda olan" bölgelerinde ve elbette İslam ülkelerinde de ortaya çıktı.
Sömürgeci saldırıya karşı ne yapılabileceği, nasıl bir örgütlenme ve programla bu saldırının püskürtüleceği sorularının cevabı, doğal olarak ilk önce Doğu'nun eski imparatorluk merkezlerinde verildi. Osmanlı İmparatorluğunda 19. Yüzyılın ortalarından itibaren Genç Osmanlılar ve sonuna doğru Genç Türkler şeklinde ortaya çıkan örgütlenmeler ve Meşruti bir düzen için verilen mücadeleler, bu arayışın ilk örnekleridir. 1908 yılında gerçekleşen Genç Türk Devrimi, bu mücadelenin Dünya çapında etkileri olan ilk önemli sonucuydu. Gene aynı dönemde İran'da 1907 ve 1909 Meşruti Devrimleriyle vücut bulan hareketler ve Çin'de 1911 yılında Sun Yat Sen önderliğinde gerçekleştirilen Demokratik Devrim, 1911 Meksika Devrimi; geleneksel ideoloji ve kurumlar tarafından değil, yeni ortaya çıkan burjuva demokratik önderlikler tarafından başarılmıştı.
Doğu Dünyası uyanıyordu. Bu uyanış hem Batı'nın sömürgeleştirme saldırısına, hem de eskinin feodal kurum ve ilişkilerine karşıydı. Hedeflenen bağımsız ve demokratik bir toplum ve devlet yapısıydı.