Siyasetin etik kuralları yok mu?

Dikkatinizi çekmiş olmalı, gerek gazetelerde, gerekse TV kanallarında yazan/ konuşan kişiler kendilerinin görüşlerine haklılık kazandırmak amacıyla dünde kalmış olayları anımsatıp, bu olaylara atıf yapıp kendilerine haklılık payı çıkarmayı tercih ediyorlar nedense...

Dikkatinizi çekmiş olmalı, gerek gazetelerde,  gerekse TV kanallarında yazan/ konuşan kişiler kendilerinin görüşlerine haklılık kazandırmak amacıyla dünde kalmış olayları anımsatıp, bu olaylara atıf yapıp kendilerine haklılık payı çıkarmayı tercih ediyorlar nedense...

Belli ki bilgisizlikten...

Böyle yaparak rende gibi kendilerine yontuyorlar daha doğrusu...

Özellikle siyasetçilerin bu tarz bir tutumla olaylara yaklaştıklarını görüyoruz.  

Örneğin, "cinsel istismar faillerinin cezaevinden çıkmasını sağlayacak düzenleme"nin  tartışıldığı ortamda muhalefetin başını çeken CHP'ye yönelik eleştirilerin içeriği dikkatinizi çekti sanırım.

MHP de CHP ile aynı görüşte...". Ama MHP'ye yönelik bir eleştiri nedense yok. Bu konuda...

Var da CHP, yok da CHP...

"Anamuhalefet" olmanın bedeli de bu olsa gerek!..

xxx

Bir gazete var, basın meslek etik kurallarını  hiçe sayıp, aklınca iktidarı arkalıyor. 

Diyor ki, ".... M. Kemal'in annesi Zübeyde Hanım, 32 yaşındaki Ali Rıza ile evlendiğinde 14 yaşındadır. Cumhuriyet Gazetesi 1929'da Ebedi Şef'in emri ile  ilk 'güzellik yarışmasını düzenler. Yarışmaya 15 yaşındaki kızlar sokulur."

Pes yani...

Olaya bak... Atıfa bak... Niyete bak.."

"Aklı dünde kalmak"  buna denmez de neye denir?

Bir tür kaçak mezar kazıp define arama huyu...

Tartışılan "cinsel istismar faillerinin cezaevinden çıkması" konusu nereye çekiliyor gördünüz mü?

Bugün yaşanan olayın  Cumhuriyet'in kurucusu M. Kemal Atatürk'le ne ilgisi var?

Ya da  87 yıl önce yapılan güzellik yarışmasıyla...

Derler ya, "Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek" olunca; böyle konu saptırmaları oluyor. Oluyor ve böylelerinin  toplumsal anlamda ne yapmak istediklerini araştıran/soruşturan da yok maalesef...

 Geçmişin olaylarından -kendilerince- kötü örnek araştırıp iktidarın yalakalığını yapmaya kalkmak; basın meslek etik kuralları içinde olmadığını  biliyoruz.

Saygısızlığın daniskası...

 Mevcut AKP iktidarının böylesi anlamsızlıklara ihtiyacı da yok sanırım.

Kaldı ki; Cumhurbaşkanı'nın uyarısıyla iktidar da sağduyunun istek çizgisine çekilmiş bulunuyor.

Peki, yalaka gazetenin yaptığı/yazdığı saygısızlık ne olacak?

 Şimdi bu saygısızlık unutulacak, kaynayıp gidecek öyle mi?

Sanmam kimi çevrelerde söylenip duracak...

xxx

Son zamanlarda siyaset sahnesinde öyle kof bir anlayış gelişti ki, her partili;  diğerinin geçmişteki kirli çamaşırlarını araştırıyor, gün yüzüne çıkartıp karalama yarışı yapıyor.

En şanssızı da CHP...

Demokrasimizin en eski partisi, üstelik demokratik yaşamı/düzeni de ülkeye getiren/kazandıran parti... Böyle olunca elbette eski çamaşırı olacak.

Geçmişten gelen ve iktidar yüzü gören iki parti var ülkede: CHP ve MHP.."

Hani Özal'ın ANAP'ı?..  Nerede?

Konuşulmuyor, eleştirilmiyor...

 Yeni partilerin geçmişi olmaz haliyle... Bu partiler için. -zorunlu ve de haklı olarak- bugünleri üzerinden eleştiri yapıldığında kıyamet kopuyor nedense...

Bu tutum kendine özgüvensizlikten mi kaynaklanıyor yoksa?

xxx

Partiler, insanlar eleştirilebilir. Niçin eleştirilmesin?

Ancak, her eleştirinin mantık ölçüleri içinde, toplumsal yaşamın sınırladığı ahlak ölçüleriyle yapılması gerektiğini unutmamalıyız.

Bakmadan Geçme