Sizin Mahalleniz, Sizin Sokağınız

Özlemlerin mevsimi hüzünlü sonbaharda yağmurla birlikte bir yaprak düşer dalından ve sizi çocukluğunuzun mahallesine sokağına götürür. Zamanda yolcusunuz artık dem tutar yüreğiniz teslim olmuştur zihniniz, bütün renkler el ele. Sizi çağırır zaman ve zamanda geçmişe yolculuğunuz başlar. En güven duyduğunuz sokağınızda, mahallenizde kentinizdesiniz artık. Burada doğdunuz, burada büyüyüp burada sosyalleştiniz, toplumsal değerlerinizi burada öğrendiniz ve mahallenizin kültürüyle yoğruldunuz.

Özlemlerin mevsimi hüzünlü sonbaharda yağmurla birlikte bir yaprak düşer dalından ve sizi çocukluğunuzun mahallesine sokağına götürür. Zamanda yolcusunuz artık dem tutar yüreğiniz teslim olmuştur zihniniz, bütün renkler el ele.  Sizi çağırır zaman ve zamanda geçmişe yolculuğunuz başlar. En güven duyduğunuz sokağınızda, mahallenizde kentinizdesiniz artık.  Burada doğdunuz, burada büyüyüp burada sosyalleştiniz, toplumsal değerlerinizi burada öğrendiniz ve mahallenizin kültürüyle yoğruldunuz.

 

Toplumsal öğeleri bir arada tutan, toplumsal düzen ve sürekliliği sağlayan bütünleştirici, paylaşımcı en doğal, en samimi alan mahallelerimiz nerede şimdi?

 

Toplumların birikimlerinin yaşadıkları uygarlıklarının, gelişmişliklerinin bir yansıması olan ve tüm bu duyguları içinde barındıran kültür "mahalle kültürü"dür.

 

Sosyal süreçlerin, ortak davranışların kendi toplumsal pratiklerini yarattıkları mahalle ve mahalle kültürü ne kadar bizi yansıtır?

 

Bu gün bu olgu kırılmış olsa da bir zamanlar insanların güvenirliği, kültürü, yaşam tarzları,  yaşadıkları mahallelerden anlaşılır ona göre değer görürdü insanlar. Doğumlar, düğünler, bayramlar mahalleliyle birlikte kutlanır, ölümlerde, felaketlerde mahalleli birlikte sarardı yaralarını.

 

Şehrin en eski mahalleleri geleneksel yapısını korurken kentlerde yeni oluşan mahallelerde çok katlı binalar daha geleneksellikten uzak, daha ruhsuz, daha soğuk, insan sirkülasyonunun bol olduğu insani ilişkilerde çok da süreklilik arz etmeyen beton yığını yerleşkelerdir. Bu beton yığınlarının içinde yaşayan insanların da zamanla içtenliklerini kaybettiği, bukalemun gibi tıpkı yaşadıkları soğuk, donuk binalarla benzerlik gösterdiklerini görmek ne üzücü. Oysa bahçeli bir iki katlı evlerden oluşan mahallelerde yaşayan insanlar maddenin doğasını nasılda yansıtırlardı. İlişkilerinde ne kadar sıcak, ne kadar samimi ne kadar sahiciydiler. Bahçelerinde yetiştirdikleri çiçeklere gösterdikleri özen ruhlarına sirayet etmiş olmalı ki bu da  insani ilişkilerine  yansırdı.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

 

Bakmadan Geçme