Şizoid kişilik bozukluğunun yerleşik düşünceleri şunlardır:
P Başkalarının benim hakkımda ne düşündüğü hiç önemli değil.
P Benim için özgür olmak ve başkalarından bağımsız olmak çok önemli.
P Bir şeyi kendi başıma yapmak, başkalarıyla yapmaktan daha çok zevk veriyor.
P Benim durumumda yalnız kalmak çok daha iyi.
P Neye karar vermem gerektiği konusunda başkalarından etkilenmem.
P Başkalarıyla yakın ilişkiler kurmak benim için önemli değildir.
P Benim kendime özgü amaçlarım ve standartlarım var,
P Benim özel yaşamım başkalarına yakın olmamdan çok daha önemli.
P Başkalarının ne düşündüğü beni hiç ilgilendirmiyor.
P Başkalarının yardımı olmadan, ben kendi başıma olayların üstesinden gelebi-lirim.
P Başkalarına yapışıp kalmaktansa yalnız başına kalmak isterim.
P Başkalarına güvenemem.
P Ben işin içine karışmadıkça başkalarını kendi amaçlarım için kullanabilirim.
P Ilişkiler karmakarışık ve insanın özgürlüğünü elinden alıyor.
Şizoid kişilik bozukluğuna özgü uyum bozukluğuna neden olan tepkileri en çok tetikleyen durum ya da olaylar yakın kişilerarası ilişkilerdir.
Şizoid kişilik bozukluğu olanların davranışlarında uyuşukluk ve ilgisizlik görülür, bazen yadırganan davranışları olur. Konuşmaları yavaş ve tekdüzedir. Ne davranışlarında, ne de konuşmalarında doğaldırlar.
Toplumsal açıdan soğuk ve uzaktırlar ve tek başınalığı yeğlerler. Yaşamları daha çok tek bir uğraş çerçevesinde döner. İnsan içine çıkmaktan, topluma karışmaktan kaçıp tek başına yaşarlar. Başaklarının duygularına ve davranışlarına seyrek tepki gösterirler. Toplum içinde geride kalmaya eğilim gösterirler. Takım çalışmasına katılmazlar. Toplumsal durumlara genelde uygun düşmeyen kişilerdir.
Düşünme ve iletişim süreçleri iç ve dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır. Düşüncelerini derleyip toplamakta güçlük çekerler, düşünceleri belirsizlikier taşır. Konuşmaları konu dışı sapmalar gösterebilir. Içgörü yeteneğinden yoksundurlar. Kişilerarası ilişkilerin önemli yönlerini dile getiremezler. Amaçları belirsizlikier taşır ve kararsız gibi görünürler.
Duygusal dünyalarında, gülmeyi, eğlenmeyi bilmeyen, soğuk, ilgisiz, uzak ve duygudan yoksun kişiler olarak görünürler. Övülme ya da eleştirilmeye karşı duyarsız gibi görünürler ve doğal davranamazlar. Başkalarıyla yakın ilişki kurmakta güçlük çe-kerler, çevrelerindeki insanları anlayamazlar. Duygusal katılımları sınırlıdır.
Kendilerini kendine yeterli olarak görürlerken, başkalarını duygusal açıdan tepkisiz olarak değerlendirdikleri için arkadaşlık kurma gereksinimi duymazlar ve başkalarıyla ilişkiye girmezler. Kendilerine bakışları şöyledir: "Ben çevresine ters düşen bir insanım, bu yüzden kimseye gereksinimim yok." "Hiçbir şeyle ilgili değilim." Dünyaya bakışları ise şöyledir: "Yaşam zor ve zarar verici olabiliyor. Hiç kimseye güvenmemeli ve başkalarından uzak durmalı, böylece insan kendini korumalı..."Şizoid kişilik bozukluğu olan kişiler, kendilerini yalnız, ancak kendine yeterli kişiler olarak görürler, başkalarını ise işlerine zorla karışan kişiler olarak görürler. "Davranış özgürlüğümü kısıtladığı için başkalarıyla ilişkiye girmemeliyim" düşüncesi içindedirler. Şizoid kişilik bozukluğunun önde gelen belirtisi yakın kişilerarası ilişkilerden uzak durmaları ve bundan hoşlanmamalarıdır.