Sona
Değerli okurlar, bu hafta sizlere okuyan herkesin beğenisini kazandığını bildiğim bir romanı tanıtmaya çalışacağım. Roman Müslüman genci Gazi ile Ermeni kızı Sona'nın aşk hikâyesini konu alıyor. Sona isimli romanının en önemli özelliği gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek romanlaştırılmış olmasıdır. Romana konu olan aşk hikâyesi Eganıs'ta (Erciş) başlıyor.
Değerli okurlar, bu hafta sizlere okuyan herkesin beğenisini kazandığını bildiğim bir romanı tanıtmaya çalışacağım. Roman Müslüman genci Gazi ile Ermeni kızı Sona'nın aşk hikâyesini konu alıyor. Sona isimli romanının en önemli özelliği gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek romanlaştırılmış olmasıdır. Romana konu olan aşk hikâyesi Eganıs'ta (Erciş) başlıyor.
Bilindiği üzere geçmişte ilimiz ve bölgemiz bu günkünden çok daha renkliydi. Türk, Kürt, Ermeni, Nasturi, Yezidi, Yahudi gibi inanç ve etnik farklılıkları olan topluluklar bir arada yaşıyorlardı. Bu farklı toplulukların birbirleri ile iletişimlerinin ölçülerini dini ve geleneksel kuralları belirliyordu. Bu kurallar yüzyıllarca birlikte yaşanmışlığın sonucunda değişmez tabular oluşturmuştu. Bu tabulardan biri de farklı inanç guruplarının birbirleri ile evlenmelerinin yasak olmasıydı. Evlenmek için çiftlerden birinin, diğerinin dini inancını kabul etmesi gerekiyordu. Sosyal baskı yüzünden din değiştirmek de nadiren rastlanan bir durumdu. Haliyle farklı inanç guruplarından gençlerin birbirine sevdalanmış olmaları duygusal yangınları körüklüyordu. Zaten aşkın da imkânsızlığı sevdiğini hepimiz biliyoruz.
Sona ile Gazi'nin aşkları da böylesine imkânsız aşklardan biridir. Çünkü farklı topluluklar arasındaki ilişkilerin kopma noktasına geldiği bir dönemde yaşanıyor. Üstelik Birinci Cihan Harbi' de başlamak üzeredir. Bu zor zamanda Gazi ile Sona tüm dini ve geleneksel kurallara isyan ediyor, umuda, sevgiye ve aşka yelken açıyorlar.
Umutla açıldıkları bu aşk ummanında sosyal dalgaların, fırtınaların, yıldırımların, Gazi ve Sona'nın tutkulu aşklarını ne tür badirelerle karşılaştırdığını, yelkenlerinin nasıl parçalandığını, aşkın her şeye kadir olamadığını anlıyoruz. Aşkın nelere kadir olduğuna da şahitlik ediyoruz.''Aşkın gözü kördür'' deyiminin ne kadar da doğru bir betimleme olduğunu fark ediyoruz.