Ayların en güzeli eylül ve mevsimlerin en hüzünbazı sonbahar... En çok sevdiğim iki mevsimden biri olan sonbahar, eşikten içeriye ayağını attı bile.
İlkbaharla sonbaharı hep karşılaştırır, onların doğaya verdiği kokuyu duyumsar, görsel şöleni izlerim ve öyle anlamlandırırım kendimce.
İlkbahar tüm cömertliği ile doğaya şen bir kahkaha bırakır. Patlayan goncaların, açan çiçeklerin rayihası gönüllere ulaşır, yüreklerde unutulmaz yer alır.
İlkbahar, mevsimlerin ilkidir; tohumdur, yeşilin her tonundan filiz sürer, yaprak yaprak dal olur. Çiçek yüklü ağaçlar tüm renklerin bağı olur.
İlkbahar, delikanlı edasında gösterir kendini cümle âleme. Neşedir, aşkın en deli halidir, uçarıdır. Bu mevsimde aşkın ömrü kısa da olsa, değer geçer ve de gönüllerde iz bırakır.
Biraz hoyrat hatta şımarıktır da. Sevildikçe şımarır, şımardıkça açar çiçekleri, sürgün olur ağaçlara, sarılır sevda olur, aşk olur. İlkbahar gönülleri hoş eden, gelmesini dört gözle beklediğimiz dünyamızın yaramaz çocuğudur bir bakıma.
İlkbahar tohumsa, çiçekse sonbahar da üründür, hasılattır, birikimdir, kazançtır.
O, olgun bir yetişkindir. Hüzün saçar etrafa. Defterlerin açıldığı, bir iç hesaplaşmanın yaşandığı belki de en çok kendini sorguya çektiğin mevsimdir.
İkinci bahardır. Bazen de yalancı bahara aldanışların sürüp gittiği, karakıştan önce bir daha mı diye umut ettiğin mevsimdir.
Hicranın mevsimidir, bülbülün güle vedası, sapın samandan, buğdayın başaktan ayrıldığı mevsimdir. Yalnız kalışın, kimsesizliğin mevsimidir sonbahar. Yüreğine ışık saçan sarı sıcak doyumsuz manzaralarıyla doğanın renk değiştirmiş halidir.
İçini hüzne boğarken, kahverengi, sarı, kızıl, turuncu renkleriyle de doğanın hâkim olduğu renk cümbüşüdür gözlerini alamadığın.
Sonbaharda doğa ayrı bir fon yaratır bizlere. Bu renk armonisi şaire şiir, müzisyene beste, ressama ayrı bir ilhamı verir. Fotoğraf tutkunları da kadrajlarını bu renk cümbüşüne ayarlı tutarlar mevsim boyunca.
Yapraklar dallarından düşmeden önce renk değiştirir. Ağaçlar arasından süzülüp geçen ışık huzmesinin sarı, kızılyaprakların oynaştığı renk cümbüşüne hayran kalmamak mümkün müdür?
Bu doğa olayında yapraklara çiçekler kadar hayran kalan Refik Halid Karay’da “Yaprakları seviniz, çiçeği kim olsa sever” demiştir.
Yapraklarda yaşam ağacından birer ikişer düşen bizler gibidir. Yemyeşil fışkırırken yapraklar dallarında sararır, kızarır, kırılıp düşer toprağa.
Sonra evren renk değiştirir gökyüzü maviliğini yitirir, pamuk pamuk bulut yağmur taşır toprağa. Hırçın esen rüzgâr yerini yağmura bırakır. Doğanın döngüsü devam eder. Tüm tabiat olayı birbirini tamamlar. Suyu toprakla buluşturur griye boyanmış bulutlar.
Çoğu kez beklenmedik yağmurlara tutuluruz… Toprağa saklarız sevdiklerimizi. İşte o zaman bizim kıyametimizin koptuğu gündür. Ağaçlar yapraklarını tutamaz, biz gözyaşlarımızı. Kimsesizliğimizi vurur yüzümüze hüznün mevsimi, şiirin mevsimi sonbahar.