Sorunun çözümü diyalogdur

PAK Parti Genel Başkanı Mustafa Özçelik bazı temaslarda bulunmak üzere Van'a geldi. Basın açıklaması yapan Özçelik 'Bu anlamda devlete, bu savaşa ve çatışmalara son verilmesi çağrısını yaptık. Sorunun çözümü diyalog ile olmalıdır ve dünyada bunun birçok örneği mevcuttur. Bugün yine çağrımızı tekrarlıyoruz' dedi.

İlhan Siyahtaş

 

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK)Genel Başkanı Mustafa Özçelik bazı temas ve incelemelerde bulunmak üzere Van'a geldi. Konuyla ilgili parti binasında düzenlenen toplantıya PAK Parti Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Van İl Başkanı Fahrettin Tütüncü,  Parti meclis üyeleri Feyyaz Ekmen, Hüsamettin Acar ve basın mensupları katıldı.

 

"Tutuklamalar Çözüm Getirmeyecektir"

Açıklamalarda bulunan Genel Başkan Mustafa Özçelik, "Bilindiği üzere Kürdistan Özgürlük Partisi Kürdistan siyasetinde özgürlüğü, adaleti, demokrasiyi ve Kürtlerin ulusal demokratik haklarını gündemleştiren bir partidir. Partinin teması Kürt ve Kürdistan meselesinin siyasal ve sivil demokratik yollarla diyalog halinde çözülmesi ve buna göre yol, yöntemlerin üzerinde çalışmalar yürütmektir. Bir buçuk yıldır çatışmalı bir ortam vardır. Bu çatışmalı ortamda ilk günden beri devlete açık çağrıda bulunduk. Çatışma, ölüm ve yıkım ile Kürt meselesinin çözülemeyeceğini söylemiştik. Kürt meselesi bir terör yada ekonomik sorunlar meselesi değildir. Bir milletin kendisini özgürce yönetebilmesi, Kürtlerin ulusal demokratik hak ve özgürlüklerinin sağlanması mücadelesidir. Bu anlamda devlete, bu savaşa ve çatışmalara son verilmesi çağrısını yaptık. Sorunun çözümü diyalog ile olmalıdır ve dünyada bunun birçok örneği mevcuttur. Bugün yine çağrımızı tekrarlıyoruz. Parlamenterlerin tutuklanması, Belediye başkanlarının tutuklanması, aydın, sanatçı, siyasetçi ve gazetecilerin tutuklanması ve sivil toplum kuruluşlarının kapatılması ile sorunun çözülemeyeceğini tekrar söylemek isteriz" dedi.

 

"Yanlış Politikalar Savaşa ve Yıkımlara Sebep Olmuştur"

Genel Başkan Mustafa Özçelik, "Burada PKK'ya da söylüyoruz, bir buçuk yıldır sürdürülen savaşın pratiği Kürtlerin birçok kazanımlarının ortadan kaldırılmasına yol açmıştır. Şehirlerdeki çatışmaların, Kürtlerin hem insani yaşamlarına hem de özgürlük mücadelesine ve Kürdistan'daki şehirlerin yıkımına sebep olup ciddi zararlara yol açmıştır. Bu anlamda PKK'ya da bu meselenin çatışma ile değil siyasal yollarla çözmekle olabileceğini tekrarlamak isteriz. İki taraflı silahların susturulması gerek, siyasal çözüm yolları geliştirilmelidir. Kürt meselesinde çözüm yolundaki ilk adımın bu olması gerektiğine inanıyoruz" dedi.

 

"Anayasa'nın bütününde Kürtler yok"

Özçelik, "Türkiye'nin şuan ki gündeminde ise Anayasa değişikliği ve Başkanlık Sistemi var. AKP ve MHP'nin ortak hazırladığı paket'in içeriği net olmamakla birlikte Anayasa'nın ilk dört maddesi zaten tartışılamaz. Anayasa'nın 66. Maddesindeki herkes Türktür, Anayasa'nın bütününde Kürtler yok, Kürtlerin ulusal demokratik hiçbir hakkı yok. Kürtlerin varlığı tanınmıyor, Kürtlerin kolektif hakları tanınmıyor, Kürdistan bir ülke olarak tanınmıyor, 25 Milyonluk Kürt milletinin özgürce yönetebileceği bir statü ile ilgili hiçbir hak ve özgürlük yoktur. Böylesi bir Anayasada yapılan değişiklikler tamamıyla biçimsel değişikliklerdir. Bu biçimsel değişiklikler ile 90 yıldır süre gelen sorunun bu tür siyaset ile Anayasalar ile çözülemeyeceğini görmemiz gerekmektedir. Bizler Kürt milleti olarak kendimiz olmak istiyoruz. Kendimizi özgürce yönetmek istiyoruz. Kendi ülkemiz var ve bütün dünyadaki milletler gibi kendi ülkemizde kendi değerlerimiz ile özgürce kendimizi yönetmek istiyoruz. Bizim isteğimiz siyasal bir statü ile bir yönetimdir ve buda en temel hakkımızdır "dedi.

 

"Kürtlerin Olmadığı Bir Başkanlık Sistemine Kürtler Neden Destek Versin"

Başkanlık sistemi ile ilgili öneriler şuan gündemde. Bununla ilgili biz parti olarak başkanlık sistemlerine evet yâda hayır demiyoruz. Dünyada demokratik sistem içerisinde yönetilen başkanlık sitemleri de var. Diktörel parlamenter sistemi de var. Bunların arasında hangisi doğru hangisi yanlış tartışmaları sorunun zaten tanımında baştan bir kilitlenmeye yol açmaktadır. Bizim için önemli olan hangi sistemin ne getireceğidir. Mevcut sistem yani parlamenter sistem diye tabir edilen sistemde Kürtler yine yok. Kürtlerin ulusal demokratik hakları yok, özgürlükleri yok. Kürtler parlamentoya giderken bile Kürt olarak kendi iradeleri ile gidemiyorlar çünkü ilk yemin ettiklerinde Türk olarak yemin ediyorlar ve Türk milletine bağlılık yemini ediyorlar. Söylenen başkanlık sistemi bu anlattığımız sistemi biraz daha daraltacaktır. Yani aynı anayasa, aynı sistem hiçbir demokratik ve özgürlük hak yok, Kürtlere yönelik hiçbir hak yok, Kürtlerin varlığı ve dili bile kabul edilmiyor. Bunun üzerine gelişebilecek bir başkanlık sistemine Kürtlerin destek vermesi için hiçbir sebep yoktur. Onun için başkanlık sistemi ve Anayasa rötuşları ile süreci oyalamaya, ötelemeye gerek yok. Bu hepimize zarar verecektir, bunun için gelin bütün çağdaş dünya milletlerinin yaptığı gibi sorunları görüşmeler ve siyasal yollarla çözüm kanallarını açıp Kürtlerin millet olarak varlığını esas alan adımlar atalım" şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme