Sözcü Kalın: 'Cumhurbaşkanımızın bu yönde bir görevlendirmesi olmamıştır'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'Sayın Feyzullah Kıyıklık yıllarca AK Parti'de siyaset yapmış bir büyüğümüzdür. Şu anda kendisi milletvekili değil. Sayın Davutoğlu'nu, Sayın Babacan'ı ziyaret etmeleri ile ilgili, kendi beyanından anlıyoruz biz bunu, Cumhurbaşkanımızın bu yönde bir görevlendirmesi olmamıştır' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Sözcü İbrahim Kalın, toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sunum konuşmasının ardından güvenlik konuları ile ilgili İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, MİT Başkanlığı tarafından birer sunum yapıldığını, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığının da kendi alanlarına ilişkin birer sunum yaptıklarını belirtti.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı kültür ve Sanat Büyük Ödüllerinin yarın verileceğini belirterek, Edebiyat alanında Nuri Pakdil, müzik alanında MFÖ, sinema alanında Mesut Uçakan, resim alanında Devrim Erbil, geleneksel sanatlar alanında Fuat Başar, mimarlık alanında Doğan Kuban, sosyal bilimler alanında Ahmet Yaşar Ocak'ın ödüle layık görüldüklerini, vefa ödülüne ise A.Haluk Dursun'a verileceğini söyledi.
“Sayın Putin'in 8 Ocak'ta ülkemize bir ziyareti de olacak”
PYD-YPG terör örgütünün mevcudiyeti ile ilgili endişelerin devam ettiğini, bu konuyu hem ABD ile hem de Rusya ile paylaşmaya devam ettiklerini belirten İbrahim Kalın, “19.30'da Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin ile bir telefon görüşmesi olacak. Burada hem Suriye'deki gelişmeleri hem de İdlib'deki son durumu Cumhurbaşkanımız detaylı bir şekilde ele alacak. Sayın Putin'in 8 Ocak'ta ülkemize bir ziyareti de olacak. Onun öncesinde bu telefon görüşmesiyle de Suriye sahasındaki gelişmeleri yeniden ele alma imkanımız olacak” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanımızın bu yönde bir görevlendirmesi olmamıştır”
Eski milletvekili Feyzullah Kıyıklık'ın bir grup AK Partili ile Ahmet Davutoğlu'nu ziyaret etmelerine ilişkin soruya cevap veren Kalın, “Sayın Feyzullah Kıyıklık yıllarca AK Parti'de siyaset yapmış bir büyüğümüzdür. Şu anda kendisi milletvekili değil. Sayın Davutoğlu'nu, Sayın Babacan'ı ziyaret etmeleri ile ilgili, kendi beyanından anlıyoruz biz bunu, Cumhurbaşkanımızın bu yönde bir görevlendirmesi olmamıştır. Kendi girişimleridir. Böyle bir görevlendirme, ‘gidin konuşun, parti kurmaktan vazgeçin' gibi her hangi bir görevlendirme söz konusu değil” şeklinde konuştu.
Ahmet Davutoğlu'nun cumhurbaşkanları, bakanlar ve ailelerinin mal varlıklarını açıklamaları yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Kalın, “Cumhurbaşkanımızın mal varlığı bellidir, ailesi ile birlikte verilmiştir. Burada gündem saptırmamak lazım. Şehir Üniversitesi ile ilgili bir müddettir devam eden bir tartışma var. Bu konu üzerinden başka bir siyasi tartışma başlatmayı bir gündem saptırma olarak değerlendiriyoruz. Konuya yoğunlaşalım. Burada bir üniversitenin girdiği idari ve finansal bir takım sınamalar var, bunlarla ilgili konuyu nasıl çözebiliriz, bu konuda direk Cumhurbaşkanımız zaten taraf değil, YÖK üzerinden, bir banka var, Danıştay kararı var, alınmış krediler var, bütün bunlarla ilgili bir çalışmanın etraflı bir şekilde yapılıp, siyasi bir polemiğe dönüştürmeden bu konuyu uygun bir şekilde çözmek en doğru yol olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Maalesef ABD tarafı bu tekliften kaçındılar”
F-35 savaş uçakları ile ilgili ABD ile ilgili yapılan görüşmelerde ne tür sonuçlar elde edildiğinin sorulması üzerine Kalın, “Biz daha önceden teknik çalışma heyeti kurulması teklifini götürmüştük. Hatta ‘bunu istiyorsanız ikili, istiyorsanız NATO şemsiyesi altında yapalım' demiştik. Gerekçe olarak bize bunun sadece F-35'leri değil, NATO güvenlik sistemini de riske atacak bir adım olacağı şeklindeydi. Biz buna ikna olmuş değiliz. Bizim teknik uzmanlarımızın söylediği, böyle bir riskin söz konusu olmadığı. Bu konuda pozisyon empoze etmek yerine gerçekleri ortaya koyalım ve net bir şekilde konuyu aydınlığa kavuşturalım. Ama maalesef ABD tarafı bu tekliften kaçındılar” diye konuştu.
ABD tarafının konuyu tamamen siyasileştirdiğini belirten Kalın, “Bundan dolayı bir pozisyon empoze etmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçeve tamamen net. S-400'den geri adım söz konusu değil. Ama Türkiye olarak biz S-400'leri kullandığımızda F-35'ler veya NATO güvenlik sistemleri veya başka uçak sistemleri ile ilgili riskin oluşmaması için zaten gerekli düzenlemeleri yapacağız. S-400'leri biz kontrol edeceğiz, bizim subaylarımız kullanacak” dedi.
İngiltere ziyareti sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açıklamalarına da değinen Kalın, “Sayın Macron, ‘SAMP-T füzelerini vermeyi teklif ettik ama Türkiye almadı' gibi bir şey söyledi ama bu doğru değil. SAMP-T füzelerinin alınması ile ilgili Türkiye'nin EUROSAM ile yürüttüğü bir süreç var. Türkiye hiçbir zaman ‘bunları almayacağım' demedi. Tam tersine o süreci yavaşlatan Avrupa tarafı oldu. Mesele iki konuda kilitlendi, birisi kredi ve fiyat meselesi, birisi de ortak üretim meselesi. Bunlar gerçekleştiği zaman biz SAMP-T füzelerini de alabiliriz. Cumhurbaşkanımız Macron'a da söyledi. Biz batı ittifakı içindeki dostlarımıza kapıyı hiçbir zaman kapatmıyoruz” diye konuştu.
“Daha önce kontrolden adeta çıkmış olan çakar kullanımı ile ilgili çok sıkı denetimler uygulanıyor”
Sözcü Kalın, milletvekillerine geçiş üstünlüğü ve çakarlı araç kullanımını sağlayan düzenlemeye ilişkin soruya şu ifadelerle cevap verdi:
“Meclisten geçen yasa Cumhurbaşkanımızın önüne henüz imzaya gelmedi. Son tahlilde kendi taktirleridir. Bu çakar kullanımı ile ilgili son dönemde yeni bir uygulama başlatıldı. Eskiye göre 50'ye 1 oranında çakar kullanımında azalma söz konusu oldu. Daha önce kontrolden adeta çıkmış olan çakar kullanımı ile ilgili çok sıkı denetimler uygulanıyor. Prensip olarak devlet protokolündeki ilk 29 çakar kullanma hakkına sahip. Bu bir ruhsattır, azimet değildir. Bir izindir ama ‘illa alın kullanın' diye bir teşvik söz konusu değil. Kullanım alanına baktığınızda milletvekilleri de dahil olmak üzere, kullanım alanında çok ciddi azalma olduğunu söyleyebilirim. Trafikte asıl olan kurallara herkesin uymasıdır. Geçiş üstünlüğü dediğimizde trafik kurallarını isteyen istediği gibi ihlal edecektir, böyle bir söz konusu değildir. İhtiyaç halinde kullanılması zaruret olabilir” şeklinde konuştu.
“Milli Eğitim Bakanlığımızın bir hazırlığı var”
Doğa Kolejinde yaşanan sıkıntıların hatırlatılması üzerine Kalın, “Doğa Koleji ile ilgili Milli Eğitim bakanımızla da görüştüm. Özel okulların da tabi olduğu belli kurallar var. İdari ve mali kurallar söz konusu. Bunlara uydukları müddetçe Milli Eğitim Bakanlığı, mali tarafı da Maliye Bakanlığı tarafından denetlenmek suretiyle bu kurumlar eğitim hizmeti vermektedirler. Sıkıntıya girdikleri zaman Milli Eğitim Bakanlığının ilk yapacağı şey ve birinci önceliği, öğrencilerin mağdur olmayacağı, velilerin endişeye kapılmayacağı bir formül üretmektir. Bununla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığımızın bir hazırlığı var” açıklamasında bulundu.
“Kongre üyelerinin gözlerini ve kulaklarını gerçeklere kapattıkları anlaşılıyor”
Türkiye'ye ambargo uygulanmasına dönük tasarının ABD Kongresinin Dış İlişkiler Komitesinden geçtiğinin belirtilmesi üzerine Kalın, “Kongredeki o süreci biz de yakından takip ediyoruz. Bunun bizim S-400 alımımıza, kullanımımıza dönük bir etkisi olmayacaktır. Kongreden bu tasarı geçse de geçmese de S-400'lerle ilgili süreç devam edecek. Tasarının komisyondan genel kurula gelmesi, senatodan geçmesi ihtimal dahilindedir. Daha sonra Başkan'ın önüne gelecek. Caatsa Yasasında da 12 tane madde var, bunların içinde en az 5 tanesini Başkan seçmek durumunda. O 5 maddenin hangilerini Sayın Trump seçecektir. Daha önümüzde bir süreç var. sayın Trump'un bu konuda iyi niyet içinde olduğunu hepimiz zannediyorum taktir ederiz. Yasadan rahatsız, uygulanmasını istemiyor, kongreden geçmiş bir yasa olduğu için bir noktadan sonra onun da eli kolu bağlı. Bunu anlayabiliyoruz. Yaptırım yasasında bulunan 12 maddenin hangilerini seçeceğine dair tercih hakkı da Başkan'ın elinde. Kongre üyelerinin gözlerini ve kulaklarını gerçeklere kapattıkları anlaşılıyor. Biz birçok defa böyle bir teknik çalışma ile dile getirdikleri endişelerin izale edilebileceğini söylememize rağmen bu çalışmadan ısrarla kaçıyorlar” dedi.
“Libya tarafından bize gelen böyle bir talep söz konusu değil”
Kalın, “Libya'dan asker gönderilmesi konusunda bir talep var mı?” sorusuna ise şu ifadelerle cevap verdi:
“Bu anlaşmaya göre uluslararası toplumun tanıdığı Libya Hükümeti, Türkiye'den böyle bir talepte bulunursa asker göndermek için bunun ahdi zemini mevcuttur. Bu anlaşmanın kapsamı içindedir. Libya tarafından bize gelen böyle bir talep söz konusu değil. Umarız buna da mecbur kalmazlar. Böyle bir talep gelmesi durumunda Sayın Cumhurbaşkanımız o anlaşmada yer alan bir maddeye atıf yaparak bunun mümkün olduğunu, ahdi zemininin bulunduğunu ifade ettiler. Birileri bundan rahatsız olacak biliyoruz ama hukuki zeminde iki ülke arasında yapılan bir güvenlik anlaşmasının üçüncü ülkelere tehdit oluşturmadığı müddetçe, bu anlaşmanın üçüncü ülkelere bir tehdit oluşturması söz konusu bile değil, Libya'nın meşru hükümetine dönük saldırıları durduracak ve iç barışı sağlayacak bir adım atma konusunda önemli katkı sağlayacağı açık bir şekilde ortada.”