Taha Çoban'dan Bomba Açıklamalar

Görevden alınan Ak Parti Gençlik Kolları Eski Başkanı Taha Çoban gündemi sarsacak açıklamalar yaptı. Van siyasetini yaralayan ve kalitesizleştiren yegane problemlerden biriyse maalesef 'adamcılık' illetidir diyen Çoban, açıklamasında 'Ak Parti'yi Van da ve bölgede zayıflatarak gerilemesi için çabalıyorlar?' dedi.

26 Aralık 2016 tarihinde basında yer alan açıklamaları üzerine görevden alınan Ak Parti Gençlik Kolları Eski Başkanı Taha Çoban,  tartışma yaratacak yeni açıklamalarda bulundu.

“Meseleyi farklı yönlere çekmeye çalışmışlar”

2007 yılından beri "Ak Parti Van il Başkanlığı" bünyesinde, çeşitli kademelerde görev alarak ilk siyasi tecrübeler elde ettiğini kaydeden Çoban  yazılı açıklamasında “Son 2.5 yıldır Ak Parti Gençlik Kolları Van il Başkanlığı görevini icra etmiş bulunmaktayım. Şüphesiz ki ülkemizin değişimine, gelişimine ve büyümesine vesile olmanın, yanı sıra tüm dünyadaki mazlumların ve mağdurların umudu tek siyasi hareket; "Ak Parti"dir. Ve yine; Asla Unutulmayacak Efsanevi Lideri, Milletin Evladı; Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın "Recep Tayyip Erdoğan"dır.  Millet olarak içeride ve dışarıda adeta yeni bir kurtuluş mücadelesi verilirken, Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımızın net bir şekilde ifade ettiği "Milli Seferberlik" ilanının ardından; Van ilimiz başta olmak üzere tüm bölgemize yansıyan ciddi problemlere dikkat çekerek, kendisine duyurabilmek için yazılı bir basın açıklaması yapmıştık. Bu açıklamadan ciddi manada rahatsız olanlar; kuyruklarına basılmışçasına, yırtıcılar gibi saldırmaya başlamış. İç ve dış mihraktaki satılık fedaileriyle, İslam’dan ve insanlıktan nasiplenmemiş şarlatanlar; meseleyi farklı yönlere çekmeye çalışmışlar” dedi.

“Yoksa yanmaktan mı korkuyorsunuz?”

İsim vermeden iddialar yönelten  Çoban, “Yetmemiş gibi FETÖ ve PKK'nın yayın organlarında, sipariş üzerine haberler yaptırarak köşe yazıları yazdırmışlar. "Sözde biz partimize ihanet etmişiz de, gider ayak camiayı yıpratmaya çalışmışız da, hatta bir takım menfi taleplerimiz yerine getirilmemiş de, ondan dolayı açıklama yapmışız". Ne acıdır ki bunlar; kendilerinden başka hiç kimsenin; gazeteci ve yazar demediği kişiliksizlerdir. Zaten ilimizde samimi ve tarafsız haber yapan, basın organları bir elin parmak sayısını bile geçmiyor. Birçoğuna üç beş kuruş vererek; sadece manşet ve sürmanşetlerini kapatmıyorsunuz; kendilerini de istediğiniz yerde kullanma hakkını kazanıyorsunuz. Mesela gidip sizin adınıza dedikodu yapıyorlar, birilerine iftira atıyorlar, tanımadığı hatta hiç görmedikleri birilerine kendi iradelerini ipotek ettiriyorlar, daha neler var neler… Yani gazete/cilik adı altında her Ciliği yapıyorlar.  Siz; bir bahçenin görüntü ve güzelliğini bozan harabenin, yıkılması gerektiğini önerirsiniz. Onlar; "Satılık Yazlık" ilanlarına müşteri çıkmayacak telaşına düşer. Birde mali cezalarının usulsüzce silinmesine karşılık hiç kimseyi tanımayan belki de tanımamak zorunda bırakılan ve bir takım siyasilerin kumanda ettiği sözde gazeteciler var tabi… Her neyse midenizi fazla bulandırmak istemeden buradan kendilerine soruyoruz; Hayrola Beyler? Siz Neden rahatsız oldunuz? Acep bir yaranız mı var? Üzerinizde yanıcı ve patlayıcı madde taşımıyor yada gerçekten kan emici vampir değilseniz; Gün ışığından neden rahatsız oluyorsunuz? Yoksa yanmaktan mı korkuyorsunuz? Gerçi bunlara cevap vermeye dahi değmez ama yinede söylemekte fayda var. "Herkesin geçmişi; atasından, babasından zaten bellidir. Soyadlarınızı ve kimliklerinizi değiştirerek; gizlenebileceğinizi sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz." Bu tür perdelemelere rağmen yine de sıkıntı ve problemlerin asla ört bas edilecek türde olmadığını, aksine günden güne büyüyen bir çığ misâli; önüne geçen her engeli yıkacak boyutta olduğunu açık bir şekilde ifade etmek istiyoruz. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerindeki siyaset nabzının daha hızlı atmasının en başlıca sebebi; bölgenin feodal yapısıdır. Yani Seçimlerde; Parti kadar aday gösterilen şahsiyet de çok önemlidir. Van siyasetini yaralayan ve kalitesizleştiren yegane problemlerden biriyse; maalesef "Adamcılık" illetidir. İlla ki; birilerinin adamı olacaksınız. Kime selam verirseniz onun adamısınız, kiminle bir bardak çay içerseniz onun ortağısınız, bu tür muhabbetlerden kaçmak için "Yahu Kardeşim Kimsenin Adamı Değilim" deseniz de bir anlam ifade etmez. Sırf kurtulmak için "Adam olmadığınızı" ifade etseniz bile bu tür söylemlerden kurtulamazsınız” diye konuştu.

“Van'ımız neden kaderine terk ettiriliyor”

Çoban, “Sanki birileri Van ve Bölge üzerinde ameliyat yaptırarak; halka rağmen istenmeyen adayları dayatıyor. Böylece Ak Parti'nin zayıflayarak tabela partisi olmasına seferber olmuş durumda. Sadece Ak Parti değil, devletin kurum kuruluşlarında da aynı sıkıntıları yansıtma gayretindeler. Görev süremiz boyunca memleketimize ve camiamıza fayda sağlamak amacıyla mahrem olan birçok konuyu da ele alan raporları, gerek yazılı gerekse sözlü olarak Genel Merkez yetkililerimize ilettik. Tedbir alınarak önlenmesi gereken çok ciddi sıkıntılar olduğu halde; birilerinin (bilinçli yada bilinçsiz) ısrarla duyarsız olmaları o da yetmemiş gibi "Bu Düzen Böyle Gelmiş, Böyle Gider" ifadeleri ilk açıklamamızın başlıca sebebi olup, beraberinde bir çok soruyu sordurmuştur. Acaba Van ve Bölgede Genel Merkeze rağmen bir yapı mı var? Böyle bir yapı varsa; bu yapı kime hizmet ediyor? Ak Parti'yi Van ve Bölgede zayıflatarak gerilemesi için mi çabalıyorlar? Şayet yoksa; neden basit müdahalelerle düzelebilecek onca problem ve sıkıntı hala çözüme kavuşmuş değil? Van'ımız neden kaderine terk ettiriliyor? Vanlı olmayan, Van'da ikametleri dahi bulunmayan, hatta kendilerine oy bile kullanamayan adaylar neden bu millete zorla dayattırılıyor? İşte tüm bu soru ve sorunlar bizim Van'ımızı ve Ak Partimizi ihmal ederek; yeterince sahiplenemediğimizden ve umursamaz tutumumuzdan kaynaklanıyor” dedi. 

 

“Uyanın! Vanlılar, uyanın”

 Van halkına çağrıda bulunan Ak Parti Gençlik Kolları Eski Başkanı Taha ÇobanUyanın da Van üzerinde oynanan oyunlara bir bakın. Van'a yatırım için gelen bütçelere nasıl peşkeş çekildiğinin farkına varın… Bir Kurumun kaynaklarında usulsüzlüğe müsaade etmeyen bir idareciye; "Seni biz getirmedik mi? Nasıl müsaade etmezsin? " demişler. Söz konusu idareci ise; bugüne kadar asla adaletsizlik yapmadığını ve bundan sonra da yapamayacağını ifade etmiş diye idareciye; "Sen Hz. Ömer’misin, Adaletten bahsediyorsun?" demişler. İdareci, usulsüzlük yaptırmadığı için ve gördüğü siyasi baskı sonucu istifa etmek zorunda kalmış. Merak edenler; Bu ADAM neden istifa etti? diye sorunca; Örgüt baskı yapmış, Örgüt tehdit etmiş, dağdan mektup gelmiş vb. cevaplar verilerek mesele kapatılmış. Doğrudur belki o idareci; Hz. Ömer (r.a) değil, zaten olamazda… Ama o idareciye usulsüzlük yaptırmaya çalışarak baskı yapanlar; Ebu Cehil, Ebu Leheb ve Ebu Süfyan değil de nedir? Üstad Bediuzzaman Said Nursi'nin; "Euzubillahimineşşeytanirracim ve Siyaset" ifadesi adeta "Van Siyasetini" tanımlayan bir söz; Yalan, dolan, hile, hurda, iftira, çamur, karalama kısaca aklınıza gelebilecek tüm iğrençlikleri bünyesinde barındırıyor. Bunun sebebi ne kadar siyaset arenasındaki menfi şahsiyetlerden kaynaklıysa, o kadar da siyasete müdahil olmayan müsbet şahsiyetlerden kaynaklıdır. Yine Merhum Erbakan Hocanın durumu ifade eden müthiş tesbiti ise; "Siyasetten Nefret Eden Mü'minleri, Mü'min Olmayan Siyasiler, Gelir Yönetir." Tamda Van'ın Siyaset kanserinin tedavisi için ifade edilmiş bir panzehir. Evet maalesef samimi, vicdan sahibi, dürüst, ilkeli, edepli, ahlaklı, devletin malını deniz sanarak domuzlaşmayan, tek amacı; memlekette daima huzuru ve refahı tesis edebilecek binlerce kişi evinde oturursa tabi ki; siyaset arenasında bunların tam tersi meziyetlere bürünen şahsiyetler yer alır. Elalemin siyasileri ellerinde; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel projelerle bakanlıkların kapılarını aşındırırken… Maalesef bizim siyasilerimiz; kurum atamaları için isim listeleri ile dolaşıyor” diye konuştu.

“Sizden korkan sizin gibi olsun"”

 Liyakatli ve dürüst kişileri de asla istemediklerini anlatan Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Çünkü yatırım bütçelerine nasıl peşkeş çekecekler? yada daha fazla rantı nasıl sağlayacaklar? Kayyum atamalarından önce HDP bünyesindeki belediyelerin tüm kaynakları terör eylemlerine aktarıldığı herkesin malumudur. O yetmemiş gibi birçok devlet kurumu ihaleleri PKK'ya açıktan finansmanlık yapan firmalara peşkeş çektirilmesiyse ayrı bir facia değil de nedir. Be hey bedbahtlar, be hey münafıklar, be hey hainler; elinizde olsa rantınız için memleketi de satarsınız. Şimdi bizi susturup, konuşturmamak için aba altından sopa göstererek sözde korkutmaya çalışıyorlar. "Sizden korkan sizin gibi olsun" [(Allah Kendisinden korkmaya sizden daha layıktır.)] Bunlar sırf bir üst mertebeye çıkmak yada konumlarını muhafaza etmek için kamu malını zimmetlerine geçirerek FETÖ vb. ihanet şebekelerine peşkeş çektirecek kadardırlar. Hadi diyelim kuldan sakladınız ya Allah'tan nasıl saklayacaksınız? Maalesef bunların kimliklerindeki Dini ibaresinin altında da "islam" yazıyor. Gittikleri her ortamda Ayet ve Hadislerden dem vuruyorlar. Allah'ın değil, sırf üst düzey makam sahiplerinin rızasını kazanabilmek için abdestsiz namaza duracak kadar aşağılıktırlar. Medya ve sosyal medya üzerinden yapmadıkları işleri ve kendilerinden bile sakladıkları karakterlerini gizleyerek, olmadıkları kişiliklere bürünmek için her şeyi yaparlar. Sosyal Medya üzerinden sahte hesaplar açtırarak kendilerine, ağza alınmayacak hakaret ve küfrettirenlerde bunların ta kendisidir. "Önce bir günah işlerler, sonra o günahın benzeri sahte bir günahı kendilerine iftira olacak şekilde tasarlayarak, insanlara ilan ederler. Herkes iftira olduğuna şahit olunca da asıl günahları gizlenir" Hatırlarsanız HDP'li Belediyeler, iş başvurusunda bulunan tüm vatandaşlardan bedel ödeyip ödemediklerini soruyor yada dağ kadrosundan bir referans istiyordu. Bunlar ise Kurum ve Kuruluşlardaki İstihdam boşluklarını para karşılığında satıyorlar. Kime mi ? Al Bayrağımızı ve Parti Bayraklarımızı sabahlara kadar direklere asan, Cumhurbaşkanım'ızın veya Başbakan'ımızın mitinglerinde sesleri kısılana dek, birlik ve beraberlik sloganları atan, terörün her türlüsünü dili ve eylemi ile lanetleyen, kendini inancı için, namus saydığı vatan toprağı için, al bayrağı için, gözünü kırpmadan canını feda edebilecek olan Van'ın öz evlatlarını değil, aksine taş atan, cam kıran, devletin malını yağmalayarak talan eden terör sempatizanlarına. Bu ihanete dur demek için; Para vererek işe girecek kişilerin içinden bir yiğit çıkar ve bizi disiplinsizlik ile suçlayan bölge Koordinatörümüz Saadettin Aydın'a durumu anlatır. Koordinatörümüz Sayın Aydın'da çocukların başlarını okşayarak; gönüllerini sular ve "Adamın 70 milyon TL serveti var. Böyle şeylere tenezzül etmez ki" der ve gönderir. Çocuklar parasını vererek çok rahat bir şekilde işe girecekken, sırf bu usulsüzlüğün açığa çıkıp, son bulması için bölge Koordinatörü sayın Aydın'a söyledi diye işinden de olur, aşından da. Yaklaşık 5 ay evvel Sayın Aydın'a yazılı istifa dilekçemizi sunarak; şayet bize bu yanlışları, bu haksızlıkları ve bu usulsüzlükleri; görmeyin, duymayın ve konuşmayın diyorsanız; biz bu göreve layık değiliz ve bu görevi yapamayacağız… Bizden daha layık olan birileri gelip yapsın. Yok eğer sizde bunların haksızlık, usulsüzlük ve yanlış olduğunu kabul ediyorsanız; o zaman siz gereğini yapınız. Dediğimizde istifa dilekçemizi geri vererek sabretmemizi tavsiye etmişti. Şimdi biz daha nice usulsüzlüklere ve ihanetlere dur diye bilmek için mücadele edince parti içi disiplinsizlikle suçlanıyoruz. Bu ve benzeri pislik bataklıklarına bürünenler ise ödüllendiriliyor… “

“Çıkıp söylemek işlerine gelmiyor”

Çoban yazılı açıklamasını şu ifadelerle tamamladı: “Toplumsal bir bilinç oluşturarak Van üzerinde oynanan kirli oyunların durdurulup sonlanması ve Van Halkının hiç vakit kaybetmeden bir an evvel uyanmasıdır. Yoksa Allah Muhafaza bu böyle devam edip gider… Gerekirse daha fazlasını ve çok ciddi olan meseleleri bile tüm çıplaklığıyla açıklayabiliriz. Bunları bilen yok mu? Tabi ki var, hemde çok daha fazlasını da biliyorlar. Fakat çıkıp söylemek işlerine gelmiyor. Çünkü Van Siyasetinin bir diğer iğrenç özelliği ise; zaaf ve açıklarını bir birlerine karşı kullanarak statüde denge sağlamak ve belki bir gün sistemin bir parçası olabilme ihtimalidir. İlk yaptığımız Basın açıklamamızdan dolayı Van ve bölge illerinden telefonla bizi arayarak desteklediklerini ifade eden yüzlerce kişi sayabiliriz. Onlara da buradan ifade etmek istiyoruz; Bizi değil, doğruları destekleyin. Şimdi yazının ilk satırlarında belirtildiği gibi vicdan ve hassasiyet sahibi olan muhataplar lütfen karar versin; Van'ımıza, Vatanımıza ve Ak Partimize kimler ihanet ediyor, kimler sahip çıkıyor”. 

Bakmadan Geçme