Tarifi Zor, Hasreti Kor Şehir VAN
Büyüdüğüm topraklarda Sevgi saygı hoşgörü öyle sağlamdı ki, son Van yolculuğumda yaşadıklarım hayretler içinde bıraktı. Nesiller boyu bu değerler bu topraklarda hiç eksilmedi.
Büyüdüğüm topraklarda Sevgi saygı hoşgörü öyle sağlamdı ki, son Van yolculuğumda yaşadıklarım hayretler içinde bıraktı. Nesiller boyu bu değerler bu topraklarda hiç eksilmedi.
Bizler aynı Mahallede Komşuluk nedir bilmezdik, çünkü bizim yaşadığımız geniş bir Aile yaşantısıydı, Komşuyu ancak başka mahalle de oturanları bilirdik. Aynı Mahalle de meskenlerin tapusu ayrı ama yaşam ortaktı ve Aile ortamı vardı.
Bu diğer Mahalle sakinleri için de geçerliydi. Büyüklerinize sorun aynen şöyle ifade ederler, Kapı komşusu demek Ailenin bir ferdinin başka bir evde oturması demektir, der.
Van değişmiş hem de çok değişmiş, Doğup büyüdüğüm Mahalle gitmiş yerine birbirine yapışık beton yığınları gelmiş.
Van caddelerin de acayip bir kalabalık var, sanki hiç kimse çalışmıyor herkes dışarıda. Bakkaldan sigara alırken 18 yaş sınırı koyuyorlar ama 10 yaşlarında çocuklar sehpada kaçak sigara satıyor. Bakkaldan sigara almak istiyorsun kaçak mı diye soruyorlar..!
Yani yazık ediyorlar bu çocuklara, bu çocuklar okumalı eğitim görmeli.
Van güzel bir şehir hem konum olarak, hem Doğal güzellikleri olarak. Gurbete gittiğimiz de buram buram özlem kokuyor. Lavaşını, Peynirini, Van Balığını, Van Denizini, Edremiti, Ayanısı, Amik'i, Adalarını, Kalesini ve İskelesini v.s, yani sahil şeridini özlüyoruz.
Van sen nasıl bir şehirsin, tarifi zor hasreti kor bir şehir. Vanlıların ki yaşı 40 ve üzeri olanlar, geçmişteki güzellikleri yaşatıp yaşıyor. Misafirperverliği, Gardaşlığı, Yarenliği ve Yoldaşlığı çok iyi biliyor. Kısa süre kalmama rağmen sanki yıllardır orada yaşıyorum hissine kapıldım. Küçük taburelere oturup fırından sıcak açık ekmek ve otlu peynir eşliğinde içilen çay ve sohbetler halâ var.
Nüfusun çoğunluğu dışarıdan göç, daha şehre adım atmaz anlıyorsunuz farklılıkları. Van olduğunu bilmesem başka bir ülkenin insanlarının oluşturduğu tamamen yabancı bir yere geldiğinizi sanırsınız. Dilerim, Van kendi değerlerinden uzaklaşmaz, Kültürünü Doğasını korumak yine biz Vanlılara düşüyor.
Göç almış bir Şehir olarak, bu canlara sahip çıkmalı onları kucaklamalı dışlamamalı. Bu canlar da yaşam koşulları gereği yerini yurdunu terk edip gelmişler. İçlerinde kimbilir ne cevherler vardır, tespit olup sahiplenilmek istiyorlar. Melekler Şehrinin bu çocukları bizim. Onlara değer verilmeli, doğru yönlendirilmeleri gerekiyor. Van bu çocuklara tümdeğerleri öğretmelidir. Burda STK'lara büyük görevler düşüyor.
18 Aralık 2016 da İst. Van Vakfı Yöneticisini ve yönetim kurulu üyelerini seçecek. Kim kazanırsa kazansın, Melekler Şehri Van'ın çocuklarına sahip çıkar ise Van kazanır. Bu çocuklara sahip çıkılmamış şimdiye kadar, Yeni yönetim umarım sahip çıkar. Yoksa bu güne kadar adı sanı duyulmayan bir Vakıf olarak Van'a Vanlıya uzak pasif bir Vakıf olarak yerinde sayar.
Burda bahsetmeden geçemeyeceğim bir iki konu daha var.
Minibüscüler;
Türkiyenin her yerinde mi aynı? Minibüsleri üreten her kim ise,Şöför koltuğuna oturanlar aynı karektere bürünüyor. Modeli ne olursa olsun o koltukta ne var bilmem ama , inanın Kuralsızlık ve Saygısızlık moduna sokuyor oturanı..!
Deprem de yaşanan acılar belli ki bina yapanları çok etkilemiş, sağlam binalar yapmışlar bu sevindirici bir gelişme, ama her nedense binalara otopark pek yapılmamış.Büyümekte ve gelişmekte olan bir Şehirin en önemli sorunudur Otopark. Her şehirde olan yönetim sıkıntıları burada da var ve olacaktır. Dilerim gelişirken büyürken, şehir planlaması daha dikkatli yapılır.
Van büyüleyici bir şehir, suyundan mı havasından mı bilmem ama, buraya her geldiğimde bir başka Aşık oluyorum. Ama en önemlisi tabi ki Vanlılar, onlardır bu şehri büyülü yapan.
Aze..