On Kasım'da düşüncelerini Atatürk'te yoğunlaştıran ve yazan Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün yazdıklarını aynen aşağıda aktarıyorum. Özellikle Milli Görüş
Düşüncesini paylaşanların bu yazılanları birkaç kez ve altını çizerek dikkatlice okumalarını önererek...
Bu yazılanları; camlatıp, çerçeveletip evimde en müstesna yere asacağım.
"İstiklal Harbimizin büyük komutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 74. yıldönümünde milletçe, saygı ve rahmetle anıyoruz. Milletimiz, kendi haysiyet, istiklal, kalkınma ve demokrasi mücadelesiyle özdeşleştirdiği aziz Atatürk'ü, temel değerlerinden biri haline getirmiş, onu kalbinde ve hafızasında müstesna bir yere koymuştur. Şüphesiz bu nesiller-üstü Atatürk sevgisi tesadüfî değildir. Çünkü yüce milletimiz Atatürk'ün şahsında kendi ideallerini ve kendi özlemlerini bulmuştur. Gazi Mustafa Kemal, üstün niteliklere sahip kahraman bir komutan, dahi bir devlet adamı, büyük bir fikir ve eylem insanı olarak, milletimize ilham vermeye, rehberlik etmeye devam edecektir.
Bu nedenle, 10 Kasım'ları, sadece Atatürk'ü anmak için değil, anlamak için vesile kılmalıyız. Atatürk, reformist ve yenilikçi kişiliği, ileri görüşlü fikirleri, barışa ve insanlık değerlerine bağlılığıyla tüm dünyanın saygısını kazanmış bir liderdir. Bugün yakın çevremizde cereyan eden olaylarda kardeş halkların yaşadığı acılar ve ödediği bedeller, Atatürk'ün milletimize yaptığı liderliğin ne kadar emsalsiz ve tarihi önemde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Gazi'nin mirasının en müşahhas eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, bugün tüm dünyada hatırı sayılır, dostluğuna değer verilir bir ülke haline gelmiş, kalkınma ve demokrasi yolunda önemli mesafeler almak suretiyle pek çok halka ilham kaynağı oluşturmuştur. Tüm bu başarılarımıza rağmen hâlâ almamız gereken mesafeler vardır. Bu itibarla, aziz Atatürk'ün manevi hatırasına ve görkemli mirasına yapabileceğimiz en önemli katkı, Cumhuriyetimizi olgun bir demokrasi haline getirmek, ülkemizi daha da hızlı kalkındırmak ve farklılıklarımızı zenginlik görerek milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek olmalıdır. Bu doğrultuda en büyük sermayemiz, esasen büyük bir imparatorluğun en zor dönemlerinin tecrübesini şahsında barındıran bir lider olarak Gazi Mustafa Kemal'in, milletimize aşıladığı özgüvendir. Böyle bir özgüvenle, millet olarak her türlü sorunun üzerine kararlıkla gitmek suretiyle ülkemizi, 21. yüzyılın 'yükselen hilal'i haline getirmek temel hedefimiz olmalıdır. Söz konusu hedeflere ulaşmada aziz Atatürk bizlere ışık tutmaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, dava ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.
Ruhları şad olsun."
Abdullah Gül
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
****
Renkler ve çiçekler
Hayatlarımızı bütünleyen değerlerimiz renkler, düşüncelerimiz ise çiçekleridir.
Genç bir öğrencinin hayata dair kompozisyon ödevine giriş tümcesini oluşturan sözcüklere benzeyen ilk paragrafımda istedim ki yazdıklarımı okuyanlarda küçük olsa kımıltı yaratsın. Tıpkı durgun bir suya atılan çakıl taşı gibi. Daireler çizsin ve büyüsün... Küçücük de olsa bir dalga yaratsın diye.
Siyasi arenada söylemler irtifa kaybına uğradıkça, biz tabandakilerin yüzündeki gülümsemelerde yitip gidiyor. Oysa içinde olduğumuz günlerde sıcak ve içten sözlere, umut ışığı yakan tavır ve davranışlara o kadar çok gereksinimimiz var ki!
Bizim gibi ülkelerde meslekteki sorumluluklarını düşünce boyutuna taşıyan öğretmenlerin işi çok zordur. Çünkü iyimserlikle ilgili verecekleri örneklerin yolunu hep kötü örnekler birer Deli Dumrul'a dönüşerek keser. Şükür ki sığ hoşgörülülerin, kınından kurtulan kılıç gibi yürek kesen söz sahiplerinin ötesinde güzel örnekler sunacağımız değerlerimiz vardır. Onlara sığınmaktan gayri çaremiz de yoktur.