Tepebaşı Mahallesi

Dostlukların sıcacık olduğu,çat kapı gidildiğinde kimsenin 'niye geldin' diye sormadığı, o saatte gelişini yadırgamadığı mahallemizdi Tepebaşı…

Dostlukların sıcacık olduğu,çat kapı gidildiğinde kimsenin "niye geldin" diye sormadığı, o saatte  gelişini yadırgamadığı mahallemizdi  Tepebaşı…

 

Müstakil ve genelde tek katlı,kimisi bahçeli evler…Evimizin  önündeki ark'tan geçen,bahçelerin sulandığı, kapı önlerinin yıkandığı kehriz suyu ...Bazen bu su için bahçesi olanlar arasında tatsızlık çıkar,suyun önü kesildiği için küçük  tartışmalar olurken, olanları izlemeye hevesli biz çocukların keyfine diyecek olmazdı.

 

Mahallenin devamındaki sokakta bir pasta imalathanesi ve  pişen kurabiyelerin kokusu, oradan geçenleri cezbederdi.

 

Değirmenbaşı denen, bir piknik yeri vardı yakında: Öyle çok teferruatı olmayan,yazın baharın güzel günlerinde komşuların semaverlerini alıp gittiği,küçük bir dereciği olan,Hıdırellez'de dileklerin suya atılıp ,gerçekleşmesi için dualar edildiği ,şimdilerde ne yazık ki betonlaşmadan nasibini almış olan Değirmenbaşı.  O yıllarda  kapılar sıkı sıkı kilitlenmez,evlere gelen misafirler,çat kapı gelen komşular eksik olmaz,sohbetlerin tadına doyum olmazdı.

 

Beşyol'ayakındı evimiz .Nedense o zamanlar bu mesafe  pek bir uzak gelirdi bana ..Mahalleye Beşyol tarafından girişteki Niyazi dedenin bakkalına gidip ekmek almak, uzun bir yolu katetmek anlamına gelirdi .Çocuk gözüyle dünyaya bakmak farklıydı işte.

 

Evimiz sarı antreliydi büyük camekanları olan.Kapısı emaneten kilitlenir,eveasıl girişler antreyi geçtikten sonraki kapıdan yapılırdı.Bahar ve yaz aylarında adeta burada yaşardık.Mahalleden geleni geçeni seyreder,misafirlerimiziağırlar,komşularımızla burada toplanır,kahvaltımızı bile burada yapardık.Evimizin büyüğü babaannem sabah erkenden kalkar,semaveriateşler,sabahın ilk taze çayını içer, bu yalnızlığa sadece 1 bardak çay içimi tahammül eder,sonra herkesi uyandırırdı.Tatil günlerinde bile tembellik yapıp,geç kalkmamıza müsaade etmezdi.Daha saat sabahın 7'sinde "kalkın neredeyse  öğlen oldu" diye seslenişi kulaklarımdadır.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

Bakmadan Geçme