Teröre karşı Fransa örneği

Biraz geriye gidelim. Fransa’da teröre karşı gösterilen duyarlılığı, tepkiyi hatırlayalım.

Fransa'nın başkenti Paris'te, 07 Ocak 2015 tarihinde aralarında gazetecilerin çoğunlukta olduğu 17 kişinin ölümüne yol açan Charlie Hebdo isimli haftalık mizah dergisine terör saldırısı yapıldı. Saldırıdan 4 gün sonra 50'ye yakın ülkeden devlet ve hükümet başkanının katılımıyla Paris’te 3,7 milyon kişi kol kola girerek  ''Cumhuriyet Yürüyüşü' ile terörü kınadı.

Dünya liderleri farklı ülkelerden katılımcılar “ Fransa’ya yapılan terör saldırısı bize yapılmıştır” mesajı verdi.

Fransa’dan teröre karşı çok güçlü ses yükseldi.

Yürüyüşe Fransa'da daha önceki iktidarlar döneminde başbakanlık ve bakanlık yapmış siyasetçiler ile birlikte milletvekilleri, senatörler ve belediye başkanları da iştirak etti.  Fransa ülkeleri ve bütün insanları için buluştu. Cumhuriyet Yürüyüşü'ne, Hristiyan, Müslüman, Musevi dinlerinin temsilcileri ile sivil toplum örgütleri işçi ve işveren temsilcileri de katılarak destek verdi.

Fransız bayrakları dışında çok sayıda ülke vatandaşının da ulusal bayrağı ile katıldığı gösteride, farklı dinlerin temsilcilerinin de yan yana yürüyerek teröre karşı birlik ve beraberlik mesajı verdi.

Dünya liderleri, yürüyüşün ardından terör saldırısında ölenlerin anısı için bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak Fransa halkının yanında,  terörün karşısında olduklarını gösterdiler.

***

Bize gelince.

Yeni ölümlerle canımız katmerlenerek yanmaya devam ediyor.

En son Ankara’nın göbeğinde patlatılan bombalar 97 insanın hayatına, 250’ye yakın insanın yaralanmasına yol açmakla kalmadı bütün toplumda psikolojik sarsıntı yarattı.

Türkiye,  Ankara’da yaşanan vahşi terör saldırısıyla adeta şok yaşadı. İnsanlar hafta başında işlerine hüzünle, üzüntüyle, endişeyle başladı. Aslında başlayamadı. 

 Saldırı sonrası en derin acıyı yakınlarını gözyaşları içinde toprağa veren, aileler yaşadı. Kimi annesini, kimi babasını, kimi evladını, kimi de arkadaşını gözyaşlarıyla uğurladı.

Terör gücünü kanlı bir şekilde bu kez  Ankara’da gösterdi.  Terör ve arkasındaki güçler acı yaşatmayı hedeflediler, en ağır şekilde yaşattılar. Korkutmak istediler, iliklerimize kadar endişelendirdiler.  Kaos yaratmak istediler amaçlarına ulaştılar.

Terör her ülkede her dönem farklı kimliklerle yüzünü göstermeye bundan sonrada devam edecek.

Ancak demokrasiye, barışa kardeşliğe, kendi ülkelerinin gücüne ve halkına inanan ülkeler için teröre yenilmek yoktur.

Teröre karşı devletin, güvenlik güçlerinin yapacakları yanında bireylerin, toplumun, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, siyasilerin yapması gerekenler vardır.

Fransa gibi…

Terörden canı yanan  demokrasiyle yönetilen bütün medeni  ülkeler Türkiye’den teröre karşı ortak tepki göstermesini bekliyor. 78 milyon Türkiye Suriye, Irak, Yemen, Afganistan olmadığını/olmayacağını dünyaya hatırlatmak zorundadır.

Türkiye her türlü teröre karşı demokratik tepkisini 2-3 milyon yurttaşın katılımıyla yürüyerek, haykırmalıdır.

Her türlü teröre, şiddete, nefret söylemine karşı çıkan; barıştan, kardeşlikten yana olan herkes fakatsız, amasız dayanışma içinde olmalıdır.

Fransa’da terörün hedef aldığı 17 insan için 50 devlet başkanı, 3,7 milyon insan din, dil, etnik köken gözetmeden birlikte yürüdü.

Ancak Türkiye’de bombalı terör saldırısında 97 kişi için siyasi liderler, duyarlı, sorumlu kurumlar, kuruluşlar, kesimler bir araya gelemedi.

Bizde bırakın her türlü teröre karşı birlikte yürümeyi, tepki göstermeyi terör kurbanları arasında dahi ayrım yapılıyor. Terör tarifi siyasi düşünce ekseninde herkese göre değişebiliyor.

Fransa’da ölen insanlar bizim insanımızdan daha mı değerlidir?

Hayır.

Ama Fransa’da insanlar ortak gelecekleri için her türlü teröre karşı çıkarak birlikte yürüdüler.

İşte bu nedenlerle  dünya liderleri, farklı ülkelerin insanları Paris’te düzenlenen yürüyüşe katılarak teröre karşı Fransa ile dayanışma içinde oldular.

Fransa ile aramızdaki fark budur.

 

G 20 liderleri Türkiye'de terörü kınarmı?

Neden olmasın.

Türkiye’nin dönem başkanı olduğu, Dünyanın önde gelen sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerini biraraya getiren G-20 zirvesi 15-16 Kasım tarihleri arasında Antalya’da yapılacak.  ABD Başkanı Obama’dan Almanya Başbakanı Merkel’e, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’e dünya liderleri ülkemizde bir masa etrafında buluşacak. Liderler zirvesinde teröre karışı ortak mesaj yayınlanacağını düşünüyorum.

Başka bir şey daha yapılabilir.

G-20 zirvesinin yapılacağı Antalya Belek’te bütün liderlerin katılımıyla kısa mesafeli sembolik bir yürüyüşle terör Türkiye’de protesto edilebilir.

 

Teröre karşı çıkmadan

“Terörün kör mantığı, kendini yaratan etkenler ortadan kalktıktan sonra bile eylemlerini sürdürmeye amirdir.

Teröriste karşı polisiye, teröre karşı toplumsal, sosyal ekonomik, hukuki önlemler alırken bilmeliyiz ki, bu sonuncular yine de terörü tümüyle ortadan kaldırmayacak, olsa olsa onu enterne edip, marjinalleştirecektir. Unutmayalım! Teröre karşı çıkmadan, teröre karşı mücadeleyi desteklemeden barış da olmaz, demokrasi de. Ama demokrasiyi çiğneyen yöntemlerle yürütülen teröre karşı mücadele de, barışı sağlayamadığı gibi, terörü de yenemez.” Ali Sirmen

Bakmadan Geçme