TKDP İl Başkanı Demez: Başkanlık Sistemi İstiyoruz
Türkiyenin Başkanlık sitemi ile yönetilmesini istediklerini belirten Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (T-KDP)Van İl Başkanı Temez Demez diğer Kürt partilerinden farlı çizgide olduklarını söyledi.
Hacı Yılmaz/Vansesi Özel
Van’da bir süre önce yasal olarak kurulan, parti binasına levhasını asan ve siyasi faaliyetlerine başlayan Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP) Van İl Başkanı Temez Demez, partilerinin siyasi politikalarını, kuruluş amacını, hedeflerini gazetemize anlattı.
“Engelle karşılaşmadık”
Yaklaşık 3 ay önce Van’da kurulan TKDP İl Başkanı Tamez Demez, parti kuruluşunda ve siyasi çalışmalarda hiçbir engelle karşılaşmadıklarını, ilk aşamada 150 kişinin partilerine üye olduğunu, üye sayısını kısa sürede artıracaklarını söyledi. Parti Genel Başkanı’nın Mehmet Emir Kardaş olduğunu kaydeden Demez, Parti ambleminin Ağrı Dağı ve arkasında doğan güneş’ten oluştuğunu belirtti.
“Biz muhafazakâr, liberal demokrat Kürt partisiyiz”
Van’da Kürt temalı siyasi parti olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Hak ve Özgürlük Partisi (HAK-PAR), Kürdistan Özgülük Partisi ( PAK) ve Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin (TKDP) faaliyet gösterdiğini dile getiren Demez, TKDP’nin en son kurulan Kürt partisi olduğunu söyledi.
“Başkanlık sistemi istiyoruz”
TKDP İl Başkanı Tamez Demez, “ Biz muhafazakâr, liberal, demokrat Kürt partisiyiz. Türkiye’deki siyasi mücadelemizi, çalışmalarımızı buna göre geliştirerek kendimizi halka anlatıyoruz. Parti olarak Başkanlık sistemi ile yönetilen Federal Türkiye istiyoruz. Bu anlamda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Başkanlık sistemine geçilmesi yönündeki önerisini destekliyoruz. Çünkü mevcut sistem ile Türkiye artık yönetilemiyor. Dünya genelinde nüfusu 100 milyonu aşan devletlerin birçoğu parlamenter bir sistemle yönetilmiyor. Bütün ülkelerde eyalet sistemi, federal sistemler vardır. Bu sistem bölünmek parçalanmak demek değildir. Aksine Türkiye’nin daha güçlenmesi demektir. Türk bayrağı yanında Kürtlerin Kürt bayrağı altında birlikte yaşamasını istiyoruz. Ortadoğu da Farslar, Araplar , Türkler ve Kürtler var. Kürtler de kadim bir halktır. Türkiye’de 20 milyon, Irakta 7-8 milyon, İran’da 12 milyon, Suriye’de ise 4 milyon Kürt yaşıyor. Bu anlamda Kürtlerinde bir devletinin olmasını elbette isteriz. Ama biz birlikte yaşamaktan yanayız” dedi.
“Bu ülkede ‘varım’ diyebilmeliyim”
Kürt vatandaşı kimliği ile barış, huzur içinde yaşamak istediklerini vurgulayan Demez, “ Türkiye’de Kürt kimliğimizle, kültürümüzle barış, kardeşlik içerisinde yaşamak istiyoruz. Parti anlamında bir Türkiye partisi olarak değil, bir Kürt partisi olarak, renkleriyle, kültürüyle, edebiyatı ve diğer yönleriyle de bir Kürt vatandaşı olarak ‘ben bu ülkede varım’ diyebilmeliyim. Ben farklılıklarımla ülkemde var olmak istiyorum” dedi.
“Barışa bir engel görmüyoruz”
Çözüm- barış sürecine değinen Demez, “ Peşmerge gibi PKK’da bir Kürtlerin ortak değerdir. PKK Kürt hareketi adına yola çıktı, buraya kadar geldi. Hakkını inkâr etmeyelim. Ama silahlı mücadele artık belli bir noktaya kadar olmalı. Bundan sonra demokratik zeminde siyaseten konuşmak gerekiyor. Bütün dünyada bu böyledir. Yani her zaman silahlar konuşmamalı, zamanı geldiğinde siyaset konuşmalı. Çözüm sürecinin mutlak surette başarıya ulaşmasını istiyoruz. Buna Türklerinde, Kürtlerinde bütün ülkenin de ihtiyacı var. Bugünden sonra Kürt hareketi tarafından öne sürülen, ortaya atılan talepler için savaşı gerektirecek bir gerekçenin olduğunu görmüyoruz. Eğer mevcut istekler buysa burada barışa ulaşmada bir engel bulunmamaktadır” diye konuştu.
“Cumhuriyet ile sorunumuz var”
Siyasi hareket olarak Cumhuriyetle sorunlarının olduğunu vurgulayan Tamez Demez, “ Genel anlamda siyasi partilerin birbirine çamur atma politikası bilinen siyasettir. Diğer partiler oy devşirme peşinde. Biz oy devşirme peşinde değiliz. Bizim oy ile bir sıkıntımız yok. Biz CHP’den, MHP’den oy devşirme peşinde değiliz. Bizim Cumhuriyet ile sorunumuz var. Bizim Kürt sonumuz var. Kürtlerin hakları gasp edilmiş ve o haklarımızın verilmesini istiyoruz. Biz sistem olarak Türkiye’ye bağlıyız. Coğrafi olarak Türkiye’ye bağlı değiliz. Bu Osmanlı döneminde de, Selçuklu döneminde de burası Kürdistan’dı. Sistem olarak birbirimize bağlı olduğumuzu kabul ediyoruz” dedi.
“Kürtler ile Türkler arasında çatışma mümkün değil”
Kürtler ile Türkler arasında Allah göstermesin olası bir çatışmanın iki millettin yok olmasına sebep olacağına işaret eden Demez, “Şimdi biz Osmanlı döneminden itibaren Türklerle, Kürtlerle 1514 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde birlik ve beraberlik içinde bu iki halk birbirine karıştı. Türk toplumu buraya, Kürt toplumu ise batıya yerleşti. Demokratik çerçevede iki halkın birada yaşaması doğaldır ve bundan daha normal bir şey olamaz. Akrabalık, kültürel, sosyal ve kan bağıdan sermayeye bağına kadar her şeyimiz iç içe geçmiştir. Bundan dolayı Kürtler ile Türkler arasında çatışmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Kim bunun hesabını yapıyorsa, iki halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyorsa bilinmelidir ki kötü niyetli, fitne fesat amaçlı emperyalist bir zihniyet taşımaktadır. Biz Türklerle çatışmayı asla düşünmüyoruz. Düşünmek bile istemiyoruz. Düşünürsek tarihi bir hata yapmış oluruz. Hem Kürt halkına tarihi bir hata yapmış oluruz, hem de Türk halkına tarihi bir hata yapmış oluruz. Ama biz Kürt olarak şunu söylüyoruz. Biz Kürtüz, siz Türksünüz, soyağacımız aynı olmayabilir, ama meyve veren ortak bir coğrafyada yaşıyoruz. O bahçeyi büyütmeliyiz, güçlendirmeliyiz kurutmamalıyız. Ne Türklerin böyle bir riski göze almaları gerekiyor, nede Kürtlerin böyle bir riski göze almaları gerekiyor. Bu konuşulması bile çok tehlikeli bir risktir. Bu bir felakettir” ifadelerinde bulundu.
“Kürt halkı anti İslam olmadı, olmayacak da”
Diğer Kürt partilerini siyasi kulvarda radikal gördüklerini dile getiren TKDP Van İl Başkanı Tamez Demez “Kürtlerin içerisinde mezhep babında iki mezhep vardır. Din bazında da Kürtler 3 dine inanırlar. Kürtlerin yüzde 75’i muhafazakâr ve inançlara saygılı bir toplumdur. Yüzde 3’ü Yezidilik dinine mensuptur. Yüzde 10’u da Hıristiyanlığa tekabül ediyor. Geri kalanlar ise Müslümandır. Kürt halkı geçmişten bugüne dek gelen süre içerisinde hiçbir zaman anti İslam olmadı olmayacak da. Bunu nereden biliyoruz; Osmanlı ile olan irtibatlardan biliyoruz. Birinci Cihan Harbi’nden bunu biliyoruz. İkinci Cihan Harbi’nden bunu biliyoruz. Kürt halkı Araplar ile Osmanlıya karşı savaşın talimatını İngilizlerden alırken buna uymadı. Neden uymadı, İslam dininden dolayı uymadı. İnancından dolayı, muhafazakar olmasından dolayı uymadı. Biz bu bakış ve yapı içerisinde kendimizi muhafazakâr, liberal, demokrat olarak görüyoruz. Bizim dışımızdaki HDP’yi radikal sol parti, Hüda-Par’ı radikal İslam partisi, PAK’ın tüzük programının bizim partimizle örtüşen çok yönleri vardır. Onlara da TKDP’nin yani bizim sol kanadımız denilebilir. Hak-Par ise sola yakın bir partidir. Türkiye’de kurulan muhafazakâr partileri kendimize yakın görüyoruz. AK Parti ve Saadet Partisi’ni siyasi düşünce olarak kendimize yakın buluyoruz. Ak Parti ve Saadet Partisi Milli Görüş düşüncesinden gelen bir akımdır. Sonuçta Türk solu ile mukayese edemezsiniz. Siyasi anlamada hedefimiz yalnızca Van’da yerel yönetimlerde değil, Kürdistan’da iktidara gelmektir. En büyük şiarımız demokrasinin öncüsü olmaktır. Yaşadığımız coğrafyada ekonomik alanda ülkeyi kalkındırmak, bölgeyi kalkındırmak ve daha illeri taşımak istiyoruz. Çünkü bir millet eğer ekonomik anlamda kalkınamıyorsa, demokrasi anlamda kalkınma şansı yoktur”
“Barzani’nin siyasi düşüncesini savunuyoruz”
Kamuoyunda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani tarafından mali olarak finanse edildikleri, Türkiye tarafından kurduruldukları iddialarının gerçek dışı olduğunu belirten Tamez Demez, hayır, böyle bir şey olamaz. Ne Türkiye tarafından kurdurulduk, ne de böyle bir finans söz konusudur. Bu iddialar gerçek dışıdır. Parti olarak Sayın Mesut Barzani’nin siyasi düşüncesini savunuyoruz. Sayın Barzani Ortadoğu’da Türkler ve Kürtleri kadim ve en güçlü müttefik olarak görmektedir. Türkiye’yi Kürtlere hami olarak kabul etmektedir. Ama bu nedenle bizi finanse etmesi söz konusu değildir. Biz kendi gücümüzle, kendi bütçemizle, halkın desteği ile bu siyasi hareketi yürütmeye çalışıyoruz dedi.
“Gençliğimde radikal bir solcuydum”
HDP’li gençlerinin gelecekte kendi partilerine oy vereceklerini ileri süren TKDP İl Başkanı Tamez Demez, “ Dünya genelinde bütün toplumlarda 30 yaşının altında olan toplumun yüzde 65’i ağırlıkla solcu olur. Daha doğrusu sosyalizm genç insanlara çok farklı bir şey okuyor. Ama belli bir yaşı geçen toplumun yüzde 90’ı da muhafazakâr oluyor. Bunundan dolayı şuan HDP’yi destekleyen Kürt gençleri ileriki dönemlerde bizim partimizi destekleyecekler. Yani sadece bizim partimize değil, diğer muhafazakâr partileri de tercih edebilirler. Ben gençliğimde radikal bir solcuydum. Şimdi muhafazakâr, liberal demokrat bir görüşe sahibim” diye konuştu.
“Seçimlere katılmıyoruz”
7 Haziran seçimlerine katılmayacaklarını kaydeden Demez, “Teşkilatlanma aşamasında olduğumuz için 7 Haziran seçimlerine katılmayacağız. Almış olduğumuz bir kararımız yok. Biz vicdan üzerinden hareket ederiz. Biz ideoloji üzerinden hareket etmeyiz. Çok fazla ideolojiye bağlı bir parti değiliz. İleride yapılacak seçimlere katılacağız. Ve burada yaşayan herkesin kapısını çalarak oy isteyeceğiz. Biz bir coğrafyada kardeşçe yaşıyorsak burada Kürdü, Türkü olmaz burası hepimizin ortak yurdudur. Kürt, Türk, Arap, Çerez, Laz kim yaşıyorsa burada hepsinin desteğini isteyeceğiz. Hepsinin katılımı ve temsil edilmesi ile demokratik, eşit bir yönetim anlayışı geliştireceğiz” diye konuştu.
“HEP’te siyasete başladım”
Siyasi geçmişini özetleyen Demez, Halkın Emek Partisi’nde (HEP) siyasete başladım. Merkez ilçe başkanlığı yaptım. Sonra ÖZDEP’te, DEP’te devam ettim. Daha sonra HADEP kuruldu orada görev aldım. Süphan Mahallesi muhtar oldum. Şimdi de TKDP Van İl Başkanı olarak siyasi hayatıma devam ediyorum dedi.