Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı (TOKİ) 1984 yılında özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın nitelikli konut ihtiyacını karşılamak, gecekonduyu önlemek konut ve kentleşme sorunlarının çözmek amacıyla kuruldu. TOKİ tarafından ülkemizin dört bir yanında, 2002 yılına kadar 950 bin konuta kredi yoluyla finansman verildi. 43.145 konutun da inşası tamamlandı. Anadolu'da bir kente gittiğinizde o kentin farkını, kimliğini sokağa yansıyan yöre mimarisinden anlar ve hissedersiniz. Diyarbakır'ı bazalt taşından, Van'ı kerpiçten, Mardin'i beyaz kalker taşından tanırsınız.
Gel gör ki, TOKİ şehirleri çevreyle örtüşen tarihsel sivil mimari anlayışından uzak, tek tip kimliksiz, ruhsuz soğuk beton binalara dönüştürdü. TOKİ konutlarına, binalarına baktığınızda Van'ın Yozgat'tan, Erzincan'ın Çorum'dan hiçbir farkının olmadığını görürsünüz. Binalar kopyalanan koyunlara benziyor.
Kentlerin kimliği, ruhu ve tarihsel özelliği projelere yansıtılmıyor. Böyle bir kaygı da yok.
Gelelim Van'da yapılan TOKİ konutlarına.
Gerek önceki yapılan TOKİ konutların, gerekse deprem sonrası yapılan afet konutlarının depreme dayanıklılık, alt yapı gibi birçok avantajı var. Buna karşın konutlarda Van'ın sivil mimarisini, kimliğini yansıtan hiç bir yansıma yok. Tekdüze blokların bazılarında yangın merdiveni var, bazılarında yok. Demek ki projeyi çizen mantık o etapta yangın çıkmayacağını düşünmüş. Aynı anlayış bu kez gereği yokken aynı binaya çift asansör bırakmış!
Van'da 20 bine yakın TOKİ konutu var. Konutların tamamında da Müslümanlar oturuyor. Cami, okul var, ama tek bir metrekare futbol, voleybol, basketbol sahası ve bir tesis yok? Bu konutlarda oturan Vanlı ailelerin çocuklarının, gençlerinin spor yapma hakkı yok mudur? Bu nasıl proje, bu nasıl bir mantıktır? Allahın bir kulu da çıkıp ta sormuyor. Demiyor ki, "Kardeşim TOKİ konutları yapıyorsunuz buralarda 15-20 bin insan yaşayacak bu insanların barınma yanında spor yapma ihtiyacı ve hakkı da var. Neden spor alanı öngörülmüyor?" Mazeret hazırdır. Deprem vardı acele edildi. Ya da gelecekte belediye yapacak. Tabi ki inandırıcı değil. Çünkü ne ayrılan spor alanı var. Ne de bu belediyeler buralarda spor tesisi yapar.
Peki yıllar önce Edremit'te yapılan TOKİ konutlarında neden bir metre kare spor sahası, bir spor tesisi hala yok?
Hatırlarsınız, Sümerbank vardı. Kaliteli kumaştan elbise, hakiki deriden ayakkabı üretir satardı. Ama ayakkabılar biçimsiz, kıyafetler modelsiz ve yamuktu. Kurumlarda giysi fişi verilen çalışanlar bunları zorunlu alırdı. Yönetenlerin ufku dar olunca Sümerbank tarihe gömüldü gitti. TOKİ insan ihtiyaçlarından, gerçeklerden, mimariden uzak, tek tip konutlara artık son vermelidir. Özetle TOKİ' de mantalitenin değişmesi lazım.
Oda seçimleri karıştı
Ekonomi yazarları, iş adamları, esnaflar, 'odalar ne işe yarar, ne iş yapar, bir grubun çıkarı dışında esnafa ne katkısı var' şeklinde odaları sorguluyor. Odalar kağıt satan, aidat alan yarı resmi ologarşik, bürokratik kuruluşa dönmüş diyenler de var. Bu eleştiriler sürerken şirketlerin ekonomik faaliyetlerinin Avrupa Topluluğu İstatistik sınıflandırmasına göre yapılmasını esas alan NACE sistemi ve mesleklerin adil gruplandırılmamasına yönelik oda ve borsalardan yükselen itirazlar baskıya dönüşünce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), seçimlerin ertelenmesi için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na başvurdu. Hükümette, oda, borsa seçimlerini ve birlik yönetimi seçimini erteledi. Odalar, borsalar ertelemenin 3 ay uzatılmasını ve meslek gruplarının yeniden düzenlenmesini istiyor.
VATSO açısından ne olacak?
VATSO'da kayıplarını gidermek adına bu süreci fırsat bilerek yeni bir girişim yapar/yapmalıdır. TOBB'da itirazlar çerçevesinde, temsilde adaleti sağlamak üzere VATSO'nun meslek komiteleri ve meclis üye sayılarını yeniden düzenleyebilir. Halen 12 olan meslek komitesi sayısı 22'ye, meclis üye sayısı 54'de çıkabilir.
Düzenlemeyle birlikte seçim çalışmaları, aday profilleri kesin değişir. Alınganlıklalar, kaymalar, adam çelmeler de yaşanır. Erteleme 3 oda başkan adayından hangisine yarar derseniz, onu da zaman gösterecek. Ama 3 adayında hesabı çok karıştı. İş zorlaştı.
Yeni aday da çıkabilir, hiç belli olmaz.
Seçimi kazanma yolunda "her yol mubahtır" yaklaşımı etik değil. Milletvekillerini, siyasileri her fırsatta eleştirenler, hesaba çekmeye kalkanlar iğneyi kendilerine, çuvaldızı başkasına batırmaları gerekir. Demokratik yarışa, hakka, hukuka, insan ilişkilerine, davranışlara, kullanılan seçim argümanlarına, usul ve üsluba özen gösterilmelidir. Esnaflar; " Başkan adayları neden 5-6 grupta seçime giriyorlar, bu etik mi? Neden adaylar siyasi yapıları, bazı odakları yanlarında göstermeye çalışıyorlar? Bu odaya, esnafa zarar vermez mi? Neden halen bulundukları odaların imkanlarını seçim sürecinde kendileri için kullanıyorlar? " gibi eleştiriler dile getiriyorlar.
Adayların aşırı kazanma hırsı odayı yönetmenin ötesinde rant ilişkilerini akla getiriyor. Kulağımıza gelen duyumlar, söylentiler böyle. Yani VATSO'da herşey göründüğü gibi değil. Oda da tek başına iktidar ise çok zor görünüyor. Koalisyon ihtimali ise yüksek. Gruplardan enteresan sonuçlar da çıkabilir.