Tribünlere oynamayın

Diyorum ki tribünlere oynarken kendinizi kaybedip rezil etmeyin.

Spor müsabakaları yalnızca heyecanlı keyifli etkinliklerin yapıldığı zaman dilimleri değil; takımı, forması, arması, rengi,  taraftarı, başarısı için sahaya çıkan sporcunun ve yöneticinin aynı zamanda spor ahlakını ve karakterini yansıttığı sahnedir. 

 Spor jargonunda mecazi anlamı olan " Tribünlere oynamak" diye bir kavram var. Bu sözün anlamı çıkış yeri olan spor müsabakalarını zaman içinde aşarak toplumda negatif durumlar ve kişiler için kullanılabilir hale gelmiştir.

Revaçta olan tribünlere oynamak kavramı ile ilgili onlarca tanım var.

Mesela;

Saha içinde oyuna etkisi olmayan futbolcunun ayağına gelen topu saldırgan hareketlerle çekip, hakemi ve rakip futbolcuyu tahrik ederek fanatik seyirciyi coşturup bu yolla akılda kalma çabası içinde olması tribünlere oynamaktır.

Takımlarının mağlubiyetlerinde beceriksizlikleri, kapasitesizlikleriyle en büyük pay sahibi olan sporcuların kusurlarını öretmek için sahayı tiyatro sahnesine çevirerek tribünlerin dikkatini çekmek üzere her türlü şaklabanlığı yaparak yerlerde sürünmeleri, ağlayarak halden hale bürünmeleri tribünlere oynamaktır.

İnanmadığı halde inanıyor gibi yapmak, desteklemediği halde destekliyor görünmek,  etrafta gezinip ortada durmak önde yürüyüp ortalarda görünmemek  tribünlere oynamaktır.

Dilinde  "analar ağlamasın" ," barış için her şeyimi feda ederim"  derken kendi çevresinde savaş halinde olmak, "vatan için canım feda" derken vatanın bağrına hançer saplamak tribünlere oynamaktır.

Demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, özgürlüklerden, insan haklarından dem vurup faşizmin daniskasını yaşamında uygulamak tribünlere oynamaktır.

Milli, dini, siyasi, etnik ve toplumsal tüm değerleri çıkarı için kullanmak, yozlaştırmak tribünlere oynamaktır.

Vatanın, milletin ekmeğini yiyip emperyalist güçlerin uşaklığını yaparak yediği kaba tükürmek tribünlere oynamaktır.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme