Tüketimden gelen gücümüzü kullanalım

Şahbettin Uluat yazdı...

İki yıllık bir küresel salgın hastalık dönemi ve hemen onun arkasından patlayan Ukrayna Rusya krizi.

Uzun süre kapanan işyerleri, mal ve hizmet üretiminde ciddi düşüşler, o düşüşlerden etkilenen işgücü arzındaki daralmalar ve o süreci atlatmak için yapılan ve ciddi miktarlara ulaşan sosyal yardımlar ile sağlık harcamaları.

Tam onun etkisinden çıkıyoruz derken ortaya çıkan Rusya Ukrayna savaşının neden olduğu karşılıklı yaptırımlar ile onun dünyaya yansımaları. Akaryakıt ve doğalgaz, ayçiçeği yağı gibi ürünlerin temininde ortaya çıkan güçlüklere bağlı fiyat artışları ile üretimleri bu sayılanlara, özellikle petrol ve doğalgaza bağlı olan başını taşımacılığın çektiği iğneden ipliğe her şeyde kendini gösteren ikincil fiyat artışları.

Devletlerin bu beklenmedik ekonomik gelişmelerin sonuçlarını katlanılabilir hale getirmek için yapmak durumunda kaldıkları başka harcamalar.

Sonunda ülkemiz dâhil dünyanın her yerinde enflasyon baş gösterdi, fiyatlar aldı başını gitti.  Her ülke kendi özel durumuna göre bu olumsuzluktan belli oranlarda payını aldı.

Yukarıda sayılan olayların etkisiyle meydana gelen döviz kurlarındaki oynaklıklar ve bu oynaklıkların psikolojik sonuçları da söz konusu gidişata az çok ivme kazandırdı.

Bütün bu olumsuzluklar özellikle ülkemizde onları sonuna kadar kullanmak için fırsat gözleyen bazı siyasiler ile kimi aç gözlü piyasa aktörlerini harekete geçirdi.

Birileri için bu zam yapma fırsatıydı. Bir anda pek çok mal ve hizmette fiyatlar kontrolsüz bir şekilde yükselmeye başladı.

O aç gözlü ve yapabileceği kadar zam yapmak için fırsat kollayan kötü niyetli aktörlerin başını çektiği hareket hemen etkisini gösterdi. Durumun vahametini gören ve samimi olarak sattığı malı yerine koyamayacağını düşünen ortalama esnaf da etiketleri değiştirip fiyatları artırdı.

Sonuçta ülkemizde ciddi anlamda düşmüş olan enflasyon oranları uzun yıllar önce geride bıraktığı rakamlara dönmeye başladı.

Beklenmedik fiyat artışlarının neden olduğu yakınmalar doğal olarak kontrol ve incelemeleri, kontrol ve incelemeler de haksız kazanç peşinde olan firmaların tespit edilenleri için cezaları gündeme getirdi konu ile ilgili yeni yasal düzenlemelere gidildi.

*

Serbest piyasanın üç temel ayağı vardır. Bunların biri üretici, nakliyeci, satıcı olarak mal ve hizmeti sağlayanlar ile aracılık edenler, ikincisi her türlü mal ve hizmetin alıcıları, üçüncüsü de piyasayı kontrol etme yetkisi bulunan ilgili devlet kurumlarıdır.

Bu üçlü bir ekonomik sistem içinde faaliyet gösterirler ki bu ülkemiz için serbest piyasa sistemidir. Serbest piyasa ekonomisinde mal ve hizmet fiyatlarını o mal ve hizmetleri sağlayıp sunanlar belirlerler ve bu yüzden elleri güçlü olan taraf onlardır.

Onlar varlıklarını, üretim ve istihdamlarını sürdürebilmek, vergilerini ödeyebilmek için kâr etmek zorundadırlar. Denetim yetkisine sahip olan devlet yetkilileri de doğal olarak hem bu durumu dikkate alır, hem belli bir sınırda dururlar, hem de zaten piyasadaki üretici, satıcıların tamamına ve her dakika ulaşamazlar. 

Durum bu olunca da yüksek fiyatlar karşısında kendisini korumak, fahiş ve dengesiz kimi artışlara dur demek için iş başa düşer; tüketicinin yasal zemin içinde kalarak serbest piyasa koşullarında rolüne sahip çıkması, tüketimden gelen gücünü devreye sokup kullanması gerekir.

Nasıl ki kimi ülke çapında faaliyet gösteren satıcılar gibi yerel pazarların küçük satıcılar da çeşitli bahanelerle bir araya gelerek fiyat yükseltiyorlarsa, tüketiciyi ve duruma göre ekonomik gidişatı zora sokacak şekilde birlik içinde hareket edebiliyorlarsa; tüketicilerin de kendilerine yönelen fırtınanın etkisini en aza indirebilmek için benzer bir duruş gösterebilmeleri gerekir.

Birlikte hareket etme gücünü kullanabilen tüketiciler fahiş fiyat artışlarına dur diyebilecek; üzerlerine oynanan pek çok oyunu bozacaklardır.

Yapılması gereken şey basittir. Zam düşkünü, kötü niyetli satıcıları belirlemek, adlarını her şekilde paylaşmak ve birlikte onlarla olan alışverişlerimizi bir süreliğine kesmek ya da duruma göre onları defterimizden temelli silmektir.

 Ücretlere ve hele ki asgari ücrete zam söylentisi çıkar çıkmaz etiketleri değiştiren ve çalışanlara geçinebilmeleri için yapılan ücret artışlarını doğmadan boğan firmaları tanıyalım.

Zamlı fiyat uygulamalarında öncülük edenleri dikkat edip tanıyalım.

Sosyal medyada fiyat etiketlerini çekip paylaşalım. 

Alışverişin bir tarafı satıcıysa öteki tarafı da alıcıdır. Alıcı da en az satıcı kadar güçlüdür. Sorun alıcıların birlikte hareket edememesidir, bunu bilelim.

Birlikte hareket etmenin yol ve yöntemlerini belirleyip uygulayalım.

Tüketimden gelen müthiş gücümüzü el ele vererek birlikte kullanıp kötü niyetli, fahiş fiyat artışlarına dur diyelim.

Nasıl ki, bugün fiyat zamlarını işittiğimizde morallerimiz bozuluyorsa, biz de alışverişlerimizi keserek fahiş fiyat artışı uygulayanların morallerini bozalım.

Bunu hem kendimiz için, hem giderek o mal ve hizmetlere ulaşamaz hale gelen yoksul yurttaşlarımız için hem de ülkemizin geleceği için yapalım.

 

Ben yazıdan anlamam, şiirden anlarım diyenler için de sözümüz var. 

Kudret Sizdedir

Her şeyin fiyatı kalkmış gidiyor,

Buna dur diyecek kudret sizdedir.

Bilenler bilmesin, bilen biliyor.

Buna dur diyecek kudret sizdedir.

*

Enflasyonu, baldıranı tanıyın,

Fiyatları azdıranı tanıyın,

Zam üstü zam, saldıranı tanıyın,

Buna dur diyecek kudret sizdedir.

*

Zamlar bir sorundur, önünüzdedir,

Tüketici mührü elinizdedir,

Kazık onlardaysa, karar sizdedir,

Buna dur diyecek kudret sizdedir.

 

Bakmadan Geçme