TURGUT ALTAYLI VE HOROZ MESELESİ

Ümit Kayaçelebi yazdı...

Hatıralar hepsi çok önemli olsa da bana göre en çok aklıda kalan ve unutulmayan hatırlar hep okul yıllarından aklımızda kalanlar.

Askerlik anıları bir müddet sonra anlattığınızda kabak tadı veriyor.

Memuriyet ve iş hayatınızda zaten çok renkli olaylara şahit olamıyorsunuz ama okul hayatı hiç de öyle değil.

Maziye daldıkça aklınıza çok farklı şeyler geliyor. Bu gün çekmeceleri karıştırırken bizim çocukların okul yıllarından bu günlere kadar gelen pergel, gönye ve iletkiyi gördüm. Şimdi okullarda geometri  derslerinde bunlar kullanılıyor mu bilmiyorum ama bizim ortaokul yıllarında bunlar olmazsa olmazlardı. Çünkü bu malzemeler olmazsa geometri dersi olmuyordu haliyle.

Ortaokul sıralarından kalma bir anımı paylaşmak istiyorum bu gün sizlerle. Yıllar geçse de hiç unutmadım hep hatırladığımda beni gülümsetti.

Geometri dersindeyiz Geometri hocamız da dışarıdan Geometri Dersine gelen  Hocamız Turgut Altaylı.

Turgut Hocamızı ben senelerdir hiç görmedim vefat etmişse Allah rahmet etsin yaşıyorsa sağlıklı ömürler dilerim kendisine.

Turgut hocamız son derece ciddi otoriter ve disiplinli, bir hocaydı. Derste dinlenilmesini isterdi ve geometri dersinde herkesin araç gereçleriyle derste olmalarını isterdi. Bu konuda da çok hassastı. O günkü derste yoklamayı sınıf mümessiline bak dedi herkes pergel, iletki, gönye ve cetveli ile gelmiş mi?

Mümessil geldi herkesin  sırasına baktı ve Hocam dedi bazı arkadaşlar eksik getirmiş bazıları da hiç getirmemiş deyince;

- Eksik getiren ve hiç getirmeyenlerin isimlerini ve numaralarını getir bana. Mümessil arkadaşımız bütün sıraları gezerek liste yaptı ve Turgut Hocaya hocam işte liste burada deyip önüne bıraktı.

Turgut Hoca  sınıfa dönerek:

_ Gelecek derste geometri dersi malzemesini eksik getireni veya hiç getirmeyeni sınıftan atacağım ve de (O) vereceğim haberiniz olsun!

Neyse ders bitti  birkaç gün sonra yine geldik okula dersimiz Geometri. Turgut Hoca öndeki kızlardan başlayarak sıraları dolaşmaya başladı kim eksik getirmişse veya hiç getirmemişse kalk dedi çık tahtaya.

Her nedense bende eksik getirmiştim malzemeleri kalk sen de tahtaya sellem müsellem ben ve bazı arkadaşlar ip gibi tahtanın önüne dizildik. Önce bizi okşayacağını hiç olmazsa bir cetvel ziyafeti çekeceğini düşünürken tahtanın önüne dizilen bize dönerek:

- Ben size geçen ders söyledim cetvel, pergel vs. getirmeseniz sizi sınıfa almayacağım dedim ama beni takmadınız anlaşılan. O zaman sizi dersten atayım da aklınız başınıza gelsin. Haydi hepiniz dışarıya .

Biz  kaç kişiydik hatırlamıyorum ama 8-10 civarında vardık sanıyorum.

Sınıftan atıldık ve bir de (o) yedik üstüne üstlük.

Atıldık sınıftan ama nereye gideceğiz derken hemen Lisenin karşısında Necmettin Hocanın bahçesine gidip oturduk.Allah rahmet etsin Ahmet Eriş, Mehmet Cengiz, Seyfettin mi Sohbettin Türkmenoğlu onlardan biri, Saraçın Oğlu İbrahim, Yılmaz Efe, aklımda kalan bunlar. Yılmaz Efe ile rahmetli Ahmet bu atılmayı hiç içlerine sindirmemişlerdi ki Yılmaz orada gezen birisinin horozunu kaptığı gibi ben bu horozu sınıfa atayım da hoca görsün gününü!

Olmaz dedik sonra başımız belaya girer dedikse de dinletemedik. Sonunda horoz koltuğunda daldık koridora Gemşo dayı gördü ama bizimkiler tınlamadılar. Sınıfın kapısını aralayıp horozu içeri atınca tabana kuvvet kaçtık.

Artık olan olmuştu yarın başımıza da neler geleceğini biliyorduk. Okul sabah öğlenci değildi iki öğün gidiyorduk. Sabah ilk derste nöbetçi talebe elinde bir liste ile ilk dersteki hoca olan Rıfkı hocaya dönerek bu listedeki öğrencileri Bahattin bey istiyor hepsi idareye gelecek. Bahattin Özel Allah rahmet etsin acayip döverdi. Kapıdan içeri girdik tek sıra olduk Bahattin hoca bize dönerek:

- Siz nasıl olur da Turgut Hoca derste iken sınıfın içine horoz atarsınız? Der demez sıradan başladı vurmaya eli de rahmetlini ağırdı ki vurduğu yer anında kıpkırmızı oluyordu.

Yaptığımız işin sonu böyle olacağı belliydi. Bir avuç araç gereç getirmemek bize pahalıya patladı ve bi ton sopa yedik.

Sopayı yedik bir de koca bir (O) aldık. Ve o günden sonra da geometri dersine de Cetvel, Pergel, Gönye, iletkisiz de gitmedi,k ben ve arkadaşlarım. Dersimizi almıştık alacağımız kadar.

Ben bugünde ne zaman bir pergel, gönye, iletki görsem hep Turgut Hocayı hatırlarım.

Saygıyla anıyorum.

Bakmadan Geçme