Türkiye'nin havası alarm veriyor

Kış mevsiminde beklenen kar yağışının olmaması ve doğalgaz yerine kömür ve gelişigüzel malzemelerin yakılması hava kirliliğini tetikliyor.

İstanbul'un iki ilçesi ve Bursa'nın İnegöl ilçelerindeki hava kirliliği alarm verirken, Iğdır ve Edirne'nin Keşan ilçesindeki hava durumu tehlikeli boyutlara ulaştı. Uzmanlar, hava kirliliğinin kronik astım, alerjik hastalar, kalp ve tansiyon hastalarını etkilediğini bu kişilerin mecbur kalmadıkça dışarı çıkmaması gerektiğini ifade ediyor.

Son yıllarda Türkiye genelinde zaman zaman yaşanan hava kirliliği bu yıl iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı. Uzmanlara göre nüfus artışı ve göçe bağlı olarak hızlı ve düzensiz şehirleşme, yerleşim merkezleri arasında kalan sanayi bölgeleri, motorlu araç sayısının artması ve kış aylarında kullanılan katı yakıtlar; yaşanan hava kirliliğinin başlıca sebeplerini oluşturuyor.

Yurt genelinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hava kirliliği verilerine göre İstanbul'un Yenibosna ve Esenyurt ilçeleri ile Muğla'nın Milas ilçesi "sağlıksız" havaya sahipken, Bursa'nın İnegöl ilçesi'nin havası kritik değerlerin üzerinde "hassas" olarak nitelendirildi. Edirne'nin Keşan ilçesi ile Iğdır ilinin havası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafında "tehlikeli" olarak nitelendirilerek kirliliğin en üst seviyede yaşandığı iller arasında en üst sıraya oturdu.

Kış aylarında hava kirliliği oluşmasında en önemli kaynak ısınma olduğunu dile getiren uzmanlar, "Isınmadan kaynaklanan kirliliğin önemli sebebi ısınma amaçlı olarak düşük kaliteli yakıtların kullanılması, yanlış yakma yöntemlerinin uygulanması ve kullanılan yakma sistemlerinin düzenli olarak bakımının yapılmamasıdır. Motorlu taşıtların sayısının her geçen gün artması beraberinde trafik yoğunluğuna neden oluyor ve şehir merkezlerinde hava kirliliğine sebep oluyor. Sanayide yanlış yer seçimleri, tesislerin zamanla şehir merkezlerinde kalması, gerekli arıtma sistemlerinin olmaması gibi nedenlerle özellikle sıcak noktalarda hava kirliliğine neden oluyor. Meteorolojik şartların da etkisiyle şehirlerimizde kirlilik daha da yoğun olarak yaşanıyor" dedi.

"ALINACAK TEDBİRLER"
Hava kirliliğinin azaltılabilmesi için ulusal ölçekte alınan önlemler; katı yakıt kriterlerinin belirlenmesi, akaryakıt kalitesinin iyileştirilmesi, araç standartlarının iyileştirilmesi, doğalgaz altyapısının yaygınlaştırılması öncelikli önlemler arasında diyen uzmanlar, "Çarpık kentleşmenin önüne geçilmesi, çevre düzeni planları yapılırken hava kirliliği taşınım durumlarının dikkate alınması, imar planlarında toplu taşımacılığın, özellikle raylı sistem taşımacılığının teşvik edilmesi ve gerçekleştirilmesi önem taşıyor. Isınmada yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve soba boruları temizlenmeli, toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgar yönü dikkate alınarak sanayi tesislerinin yer seçimi yapılmalı, emisyonları düşük motorlu taşıtlar tercih edilmeli" şeklinde konuştu.

ASTIM VE KALP HASTALARINI ETKİLİYOR 
"Hava kirliliği, kronik astım, alerjik hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, kalp ve tansiyon rahatsızlıklarını tetikliyor" diyen uzmanlar, "Kirli havada karbonu da kükürtü de azotu da normal sınırların üzerinde. Bebekler, yaşlılar, bağışıklık sistemi baskılanmış ve kronik hastalığı olanlar mutlaka tedbir almalı. Mümkünse bu tür havalarda dışarıya çıkmamalı. Çıkıyorlarsa da ağzı, burnu atkı, eşarp, maske gibi şeylerle kapatmak lazım. Kanser tedavisi gören hastalar da daha dirençsiz. Çok çabuk hastalanırlar. Böyle kötü havalarda her tür hastalığa kapılarını açmış durumdadırlar. Dikkatli olmak gerekli" ifadelerine yer verdiler. 

Bakmadan Geçme