Türkiye Suriye’ye çevrilmek isteniyor

Vansesi Haber Merkezi

            Son yaşanan olayların doğusuyla, batısıyla tüm toplumda derin üzüntülere yol açtığı belirtilen Anadolu Gençlik Derneği Van Şubesi basın açıklamasında, biz Arabıyla, Acemiyle, Kürdüyle, Türküyle hep beraber Millet-i İbrahimiz ve kardeşiz denildi.

 Süreci planlayanların gayesi üzüntünün kontrolsüz bir öfkeye dönüşmesi ve ülkenin kaosa sürüklenmesi olduğuna dikkat çekile açıklamada, “ Bu coğrafyanın insanı birbirine kırdırılıyor. Kim ne derse desin bu süreci işletenler Büyük Ortadoğu Projesi'nin sahipleridir. Yaşadıklarımız ne yazık ki yanlış uygulanan politikaların neticesidir. İstenilen Irak'ta ve Suriye'de yaşanılan olayların aynısının Türkiye'de de yaşanılmasıdır ” denildi.

           Açıklamada şu ifadelere yer verildi:”  Ülkemiz insanlarının birbirini anlamadığı, birbirini dinlemediği, birbirini görmediği ve duymadığı kamplaşmaların olduğu bir duruma getirilmek istenmektedir. Aklıselim sahiplerinin, kanaat önderlerinin ve temsil yeteneği olan tüm kişilerin bu süreci doğru okuması, sessiz kalmaması, akan kanın durması ve hiçbir insanımızın ölmemesi için seferber olması gerekir. Olaylar kontrolden çıktıktan sonra yaşanılan acılar ve kayıplar çok daha büyük boyutta olacaktır.

            Bu coğrafyanın insanları birbirine kırdırılıyor, yitirdiğimiz her can için Allahtan rahmet diliyoruz. Acılı ailelere sabırlar diliyoruz. Akan kanın durması için, tek bir insanımızın canının gitmemesi için, huzur barış ve kardeşlik ortamının tesisi için ülkemizdeki tüm silahlı grupların silahlarını bırakması gerekmekte, hiç kimseye hiçbir saldırıda bulunmaması gerekmekte ve aynı zamanda da emniyet güçlerinin de operasyonları durdurması gerekmektedir. Bölge halkı artık savaştan bıkmıştır, mağdur durumdadır, ekonomik hayat bölgede adeta çökmüştür, halk huzur istemektedir, halk tüm sorunların mecliste çözülmesini istemektedir ve bu sebeple halk olaylara karışmamaktadır. Buna karşılık da emniyet güçlerinin bölge halkına 90’lı yıllardaki gibi davranmaması da gerekmektedir. Halkına şefkatle yaklaşmalı ve korumaya çalışması gerekmektedir. Bu kaos durumunun Siyonizm ve emperyalizmden başka hiç kimseye bir faydası yoktur.

            Yitirdiğimiz insanlarımızı geri getirmemiz mümkün değildir. Ama yeni ölümlerin olmasının önüne geçilebilir. Ateş, sadece düştüğü yeri yakmaz. Ateş, azıcık da olsa vicdanı olan, azıcık da olsa yüreği olan, azıcık da olsa anne olmayı bilen, azıcık da olsa baba olmayı bilen herkese dokunur. Ateş, azıcık da olsa İslam ahlakından nasiplenmiş herkese dokunur.

            Hangi görüş ve düşünceden olursa olsun bölgede yaşayan her insanın can, mal, din, akıl ve nesil emniyeti bizler için kutsaldır. Kim olursa olsun haksız yere tırnağının ucuna zarar gelen bir insan, bizim yanımızdadır. Kim olursa olsun haksız yere kan döken bir insan, bizim karşımızdadır. Ölümün Türkçesi de Kürtçesi de Arapçası da bir yüreği olan herkese hüzün verir. Barışın Türkçesi de Kürtçesi de Arapçası da bir yüreği olan herkesi sevindirir.

            Ülkemiz, bölgedeki çıkarlarını, bölgedeki unsurları birbiriyle çatıştırmakta gören güçlerle dost ve müttefik olma durumunu ivedilikle gözden geçirmelidir. Meclis içindeki ve dışındaki tüm siyasi partiler süreci birlikte değerlendirmelidir. Hamaset içeren konuşmalardan ziyade neticeye dönük adımlar atılmalıdır. Biz bir binanın tuğlaları gibi Kürdüyle ve Türküyle birliğimizi sımsıkı korumalıyız. Her şeye rağmen sağduyulu olmalı, sükûnet ve itidalimizi korumalıyız. Haberlere, konuşmalarımıza ve özellikle sosyal medya paylaşımlarımıza dikkat etmeliyiz.

            Bizler Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak, tüm emniyet güçlerimize ve süreç içerisinde yaşanan sivil kayıplara tekrardan Allah'tan rahmet dilerken, bu coğrafyanın tüm insanlarını merhamete, kardeşliğe ve aklıselim ile hareket etmeye davet ediyoruz. Bu ülkenin ve bölge ülkelerinin tek çıkış yolu, kim ne derse desin, İslam Adaleti, İslam kardeşliği ve İslam Birliği'dir. Dualarımız ve temennilerimiz sözlerimizin kalplerde yer bulmasına dairdir.”