Türkiye terör ülkesi haline getiriliyor!
'Emek, Barış, Demokrasi Mitingi'ne katılmak üzere başkente gelenlerin toplanma yeri olan gar önünde meydana gelen en az 95 kişinin ölümüne neden olan vahşi terör saldırısı Ankara'yı kana, ülkemizi ise yasa boğdu. Türkiye kanlı cumartesi yaşadı. Saldırı bütün dünyayı derinden sarsarak tedirgin etti.
1 Kasım seçimine günler kala planlanan terör saldırısı huzuru, demokrasiyi, istikrarı, barışı hedef almıştır.
Türkiye'nin kaybetmesi, elinin zayıflaması kaosa sürüklenmesi, daha çok insanın ölmesi kime/kimlere yarıyorsa organize saldırının arkasında o güçler vardır.
95 insanımızın ölümü, 160 insanımızın yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırı Cumhuriyet tarihinde yaşanan en kanlı terör eylemi olarak tarihe geçti.
Ankara da meydana gelen vahim saldırıyı değerlendiren terör uzmanları yeni saldırıların, provokasyonların olabileceğinden endişe ettiklerini belirttiler.Polis tarafından kontrol edilen alanda yapılan ilk incelemelerde, terör saldırısında metal bilyelerle güçlendirilmiş TNT patlayıcılarının kullanıldığı belirlendi. Net bir cevap ancak olay yerindeki detaylı kriminal tetkik ve kamera kayıtlarının incelenmesi ile verilebilecek.
***
Bağdat, Şam, Musul, Sana, Kerkük'te meydana gelen kanlı terör saldırıları Ankara'ya taşındı.
5 Haziran'da HDP'nin İstasyon Meydanı'nda düzenlenen HDP mitingine çifte bombalı terör saldırısı düzenlenmiş, saldırıda 4 kişinin ölürken 100'den fazla kişi yaralanmıştı.Bulgular IŞİD'i gösteriyordu.
7 Haziran genel seçimleri sonrası 20 Temmuz günü Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde, basın açıklaması yapan topluluğa düzenlenen bilyeli bombalı intihar saldırısında 34 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırının IŞİD tarafından düzenlendiği ileri sürülmüştü.
Suruç'ta yapılan bombalı terör saldırısının benzeri bu kez Ankara'da ortaya çıktı. Başkent Ankara'da Türkiye'nin en kanlı profesyonel terör saldırısını gerçekleştiren güç/güçler " biz Türkiye'de istediğimiz yerde, istediğimiz an kanlı saldırı yapabiliriz" mesajı verdiler.
Saldırı demokrasiye inanın bütün ülkelere yapılmıştır. Terörü destekleyenler Türkiye üzerinden dünyaya, insanlığa, barışa, demokrasiye meydan okudular.
Saldırı biçimini, hedef kitleyi ele alarak değerlendiren terör uzmanları olayın arkasında yabancı ülke istihbarat güçleri ve bilinen IŞİD gibi kanlı terör örgütlerinin bulunabileceğini işaret ediyorlar. Nitekim alçak saldırı sonrası IŞİD'inTwitter hesabından "Kafir komünistlerden 40'a yakın ölü ve 100'den fazla yaralı var. Allah'ım ölülerinin sayısını artır" tebrik mesajı yayınlaması bu anlamda dikkat çekmiştir.
Terör saldırılarıyla ülkemizi yaşanmaz hale getirerek birliğimizi parçalamayı amaçlayanlar infial yaratarak iç çatışma, korku, endişe, nefret, düşmanlık yaratmak istiyorlar. İç ve dış odaklar Türkiye'de iç çatışma çıkarma hedefine bir türlü ulaşmadı/ulaşmadı, ulaşamayacak. Ancak toplum arasında kutuplaşmayı, nefret söylemi ve ötekileştirmeyi kısmen başardılar. Öncelikle önlenmesi dikkat edilmesi gereken budur.
***
Farkında mısınız?
Türkiye adım adım terör ülkesi haline getiriliyor. Günlük yaşam terörize ediliyor. Ortadoğu'da alışık olduğumuz, bildik acı görüntüler, düşmanca eylemler artık ülkemizde de yaşanıyor. Terör ülkesi Türkiye fotoğrafları veriliyor.
Terör saldırılarında 3-5-10-15 insanımız derken katledilenlerin sayısı bir defasında 30- 40'a, son olarak Ankara'da 95 kişiye ulaştı. Öyle ki yaşanan ölümleri kanıksanarak neredeyse terör saldırıları normalmiş gibi algılanmaya başlandı.
***
Herşeye rağmen;
Sakin olmalıyız.
Sabırlı, sağduyulu davranmalıyız.
Tahriklere, provokasyonlara karşı daha hassas yaklaşmalıyız.
Etnik kökenimiz, dilimiz, inancımız, siyasi düşüncemiz ne olursa olsun; barışı kardeşliği güçlendirmek için hepimiz birlik içinde her türlü teröre karşı durmalıyız. Ruhumuzun, ülkemizin terör örgütlerince işgal edilmesine izin vermemeliyiz.
Terör saldırılarını önlemede en büyük görev ve sorumluluk devlete, siyasilere düşmektedir.
Devlet daha dikkatli davranarak güvenlik önemlerini artırmalı saldırıların faillerini bulmalıdır. Siyasiler de polemikleri bir kenara bırakarak bir araya gelmeli, her türlü teröre karşı samimiyetle güç birliği yaparak kararlı sorumlu duruş ve üslup sergilemelidirler.
Türkiye teröre karşı bütün kurum, kuruluşlarıyla bugün bir araya gelmeyecekse ne zaman gelecek?
***
Bu arada Diyarbakır'ın Hani ilçesi yakınlarında yol kesen PKK'lılar tarafından polis memuru Salih Eroğlu'nun hamile eşinin ve 3 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde şehit edilmesi de insanlığa sığmayan büyük infial, üzüntü yaratan çirkin saldırıdır.
Terör saldırılarının her türlüsünü kınıyorum. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.