Türkiye ve Rusya ezber bozdu! Bir ilk olacak

Türkiye, bölgesel bir savaş başlatma riski olan İdlib krizini, ısrarlı diplomatik çabalarla çözerken, ezberleri de bozdu. Suriye'de NATO ve ABD'nin 6 yıldır yanaşmadığı 'güvenli bölge' Rusya'nın desteğiyle kuruldu. NATO üyesi Türkiye ilk kez Rusya ile yan yana operasyon yürütecek.

Türkiye’nin İdlib hamlesi Suriye’de kaosun devamını isteyen güçlerin tüm planını bozdu. İç savaş mağduru milyonlarca sığınmacı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın peşpeşe hamleleriyle rahat bir nefes aldı. Başkan Erdoğan ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasında Soçi’de yapılan tarihi anlaşma, ülkede çözüm için vazgeçilmez iki gücün Ankara ile Moskova olduğunu gerçeğini dünyaya ilan etti. ‘Astana ruhu’na bağlı kalınarak İdlib’e saldırı olmaması karşılığında kent sınırlarındaki muhalif savaşçıların elinden ağır silahların alınmasını ve denetimin de Türk askeriyle Rus askerleri tarafından yapılmasını hükme bağlayan Soçi anlaşması, Türkiye’nin Suriye için 6 yıldır dile getirdiği ‘güvenli bölge’ çağrısının hayata geçmesi anlamına geliyor. Ayrıca ilk kez NATO üyesi bir ülkenin askerleri, Rus güvenlik güçleriyle yanyana, ortaklaşa çalışacak. İdlib’de katliam heveslilerinin işgal tasarımını yerlebir eden süreç başarıya ulaştığı takdirde bu, ABD destekli PKK’yı işgal ettiği bölgelerden atmak için de ‘model’ olabilir.

ESED-İRAN SALDIRMAYACAK

Soçi zirvesinde Türkiye, İdlib’deki gruplar adına, Rusya ise kendi adına olduğu kadar Esed ve İran adına İdlib’in bir ‘güvenli bölge’ olması için garanti verdi. Esed’in ağır silahları bölgeye 15-20 kilometre uzaklıkta kalacak; rejim kent sınırlarını tank ve toplarla taciz edemeyecek. Varılan anlaşmaya göre muhalifler de mevcut yerlerinde kalacak. 15-20 kilometre derinliğindeki tampon bölgede kalan muhaliflerin ağır silahları iç bölgelere kaydırılacak. Güvenliğin garantörü ise Türkiye ve Rusya olacak. Silahsızlandırılmış güvenli bölgenin kontrolünü iki ülke sağlayacak. Esed ve İran da bu mutabakata uyacak.

15 EKİM’E KADAR TAMAM

Soçi anlaşmasının modeli tamamen yeni bir model ancak ruhu Astana sürecine dayanıyor. İdlib anlaşması, ilişkilerini kısa süre önce ‘stratejik ortaklık’ seviyesine çıkaran Türkiye ve Rusya için ‘sahada güven testi’ anlamı da taşıyor. Güvenli bölgenin sağlıklı yürüyebilmesi yolunda gereken sistem zaten Astana kapsamında kurulmuş durumda ve gözlem noktalarıyla oluşturulmuş altyapı kısa sürede harekete geçirilecek. Ankara ve Moskova, İdlib’deki güvenlik gücü sayısını artıracak. Tüm hazırlıkların 15 Ekim’e kadar tamamlanması bekleniyor. Anlaşma öncesi bölgeye ilişkin sıkı bir hazırlık süreci yürüten Ankara, öncelikle Rus üslerinin emniyetinin sağlanması olmak üzere bölgeden geçen yollar, coğrafi şartlar ve gözetleme vasıtalarının durumu da dahil her türlü ayrıntının incelendiği geniş bir dosyayla Soçi’ye gitti. Detaylı hazırlık süreci, İdlib’in silahlardan arındırılmış bir çatışmasızlık bölgesi olarak tesisi için gerekli çalışmaların Türkiye’de aylar öncesinden yapıldığını gösteriyor. Her türlü ayrıntının düşünülmüş olması, Ankara’nın planlama başarısı olarak not edildi. Erdoğan ile Putin, İdlib dışında Suriye genelinde istikrarın tesisi için yapılacakları da konuştu. Bu amaçla oluşturulan anayasa komisyonu hakkında Cenevre’de yapılan toplantı ve İstanbul’da Almanya ve Fransa temsilcilerinin de katılacağı dörtlü zirve hazırlıklarına ilişkin ayrıntılar da görüşüldü.

En güzel hamle
* Türkiye ve Rusya, Başkan Erdoğan’ın Tahran zirvesindeki teklifi üzerine İdlib’deki ateşkesi güçlendirmek için Soçi’de anlaşma sağladı.
* Mutabakat, İdlib’deki sivillerin can güvenliği yönelik riskleri, olası çatışma halinde göç dalgası ve terör gruplarının sızması olasılıklarını ortadan kaldırmayı hedefliyor.
* Mutabakata göre tüm savaşçılar, saha şartlarına göre oluşturulacak ve 15-20 kilometre derinliğe varacak hatta ağır silahlarını bırakacak.
* Muhalifler, İdlib’deki kontrol alanlarını kendileri kontrol etmeye devam edecek.
* Türkiye ve Rusya, sorumlu bulundukları silahsızlanma bölgelerini eş güdümlü denetleyecek, koordineli bağımsız devriyeler yapacak.
* İki garantör, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içindeki radikal grupları birlikte belirleyecek, tasfiye süreci yürütecek.

BMGK MUTABAKATI GÖRÜŞTÜ

Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakat dün BM Güvenlik Konseyi’nde ele alındı. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Putin ve Erdoğan’a teşekkür ederek, “Bu toplantıdan çok önemli bir sonuç alındı” dedi. ABD’nin BM Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de saldırganca ifadelerle Rusya’yı suçladı. Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia da mutabakatın tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Nebenzia, anlaşmanın ayrıca ateşkesin sürdürülmesine ve terörle mücadeleye de katkısı olacağını söyledi. Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ise “Bu anlaşma sadece İdlib’e yönelik saldırıları engellemekle kalmayacak aynı zamanda nihai hedef olan Suriye’de siyasi sürecini hızlandırma amacına hizmet edecek’’ ifadelerini kullandı.

5 BİN ASKER GİDİYOR

Başkan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında Soçi’de varılan anlaşma, İdlib kuşatmasının son bulması anlamına geliyor. Zirvede, Lazkiye-Yamadi bölgesinden Halep-Eşrefiyye’ye uzanan cephe hattı boyunca 180 kilometrelik koridorda 15-20 kilometrelik tampon bölge oluşturulması kararlaştırıldı. Türkiye; Lazkiye, Hama ve Halep kırsalı ile birlikte İdlib merkez ve çevresinde yaşayan 5 milyona yakın sivilin can güvenliğini sağlayan taraf oldu. Yürüttüğü çok yönlü diplomasi trafiğiyle 8 bin 500 kilometrekarelik alanı güvenli hale getiren Ankara, Afrin ve Fırat Kalkanı alanları da dahil 14 bin kilometrekarelik güvenli bölge kuşağı oluşturdu. Esed rejiminin ‘Hama kırsalı’, İran’ın ‘Han Şeyhun’, Rusya’nın ise ‘Cisr’eş Şuğur’u istediği süreç sonunda Türkiye’nin dediği oldu ve mevcut durumun korunması sağlandı. Suriye’nin tahıl ambarı niteliğindeki Gab Ovası ile Cisr’eş Şuğur bölgelerinin muhaliflerde kalması kesinleşti. Bu iki bölge, müzakerelerdeki en zorlu başlıkları oluşturdu. TAZE GÜÇ YOLA ÇIKIYOR Halep, Hama, Lazkiye kırsalı ve İdlib’i kapsayan güvenli koridor için bölgedeki Mehmetçikler takviye edilecek. Halen 12 olan gözlem noktalarına yeni birimlerin eklenmesi bekleniyor. Yeni sevkiyatın kısa süre içerisinde başlaması ve 5 bin kişilik taze gücün İdlib ve çevresine konuşlanması bekleniyor. 15 kilometre derinliğin 7,5 kilometrelik kısmında yalnızca Türk askeri görev yapacak. ÖSO’ya ait ağır silahların tamamı da envantere kaydedilerek kontrol altında tutulacak

KAYNAK: YENİ ŞAFAK

Bakmadan Geçme