İki ülke arasına düşmanlık tohumu ektiklerinde türkülerine bakarım düşmanlık var mıdır? Ve görürüm ki türküleri yapan kardeşliklerdir. Dil ne olursa olsun. Renk nasıl olursa olsun. Türküleri yapan gönüllerdir.
Pir Sultan Abdal bakın nasıl seslenmiş bir türküsünde:
Seher vakti kalkan kervan
İnileyim zar ilenir
Bir güzele düşen gönül
Çiçeklenir korulanır
***
Bahçenizde güller biter
Dalında bülbüller öter
Engel gelir bir kal katar
Olan işler gerilenir
***
Bülbül geldi kondu dala
Bülbülden hata yok güle
Engel bir taş atar göle
Yüzen ördek yaralanır
***
(Kaynaktaki sözler)
Pir Sultan Abdal'ım göçelim
Elinden bade içelim
İnkar edenden kaçalım
Münkir birgün parelenir
***
(Repertuardaki sözler)
Pir Sultan Abdal göçelim
Pir elinden bad'içelim
İnkar olandan kaçalım
İnkar bir gün parelenir
***
Ve bir de Suriye Türküsüne bir göz atalım... İçlerinde zerre kadar düşmanlık var mı?
***
Çeşmeler akıyor
Kervan gidiyor
Geride bir şey kalmadı
Umut ateş ve duman
Ve gezgin bir rüzgar
Uykudan uyandırmışlar
Küllenmiş derin anıları
Ağlamaklı gözlerin
Ballı dudakların
Kervan hızla gidiyor
Uzaktaki kentime
Söyle anne ve babaya
Yol gözleyen sevgiliye
Geleceğim
O gün gelecek
(Suriye Türküsü Karwan)
Peki, kimdir bizi düşman eden? Yumruklarımızı sıktıran... Silahla kuşatan kim?